İzleyiciler

15 Ocak 2019 Salı

KAZDAĞLARI İSMAİLOLUĞU ŞELALESİ (13.01.2019)



KAZDAĞLARI İSMAİLOLUĞU ŞELALESİ (13.01.2019)
Bu hafta yine Kazdağlarının derinliklerinde dolaşacağız. Yinemi Kazdağları dediğinizi duyar gibiyim. Ama bir görseniz, bir bilseniz buraları; havasını suyunu, ormanını ağacını, sisini pusunu, eşsiz deniz manzaralarını, vadilerini, gönül okşayan kuş seslerini...
Kazdağları öyle 3-5 gün gezmeyle hemencecik bitmez, bitirmez alır seni içine, dere tepe gezdirir, gezdirdikçe coşturur bırakmaz seni kolayca... Her tepesinde erenler karşılar seni, mistizme boğar, alır götürür seni ruhlar diyarına... Sonra çeker seni turkuaz renkli büvetlerinin içine, gürül gürül ak köpüklü şelalelerinde arındırır tüm günahlarından... Ve o artık senin vazgeçilmez sevgilin olur...

İşte onun için yine Kazdağlarındayım, Kazdağlarındayız... Bugün gideceğimiz yer gibi daha görmediğim, adım atmadığım o kadar çok yeri var ki bu cennet dağların...

13.01.2019 Pazar...
Bu sabah burnumda mis gibi kokularla uyanıyorum. Giyiniyor, iniyorum aşağı. Ne görsem beğenirsiniz. Hazan hanım mutfakta ocağın başında, ha gayret tavanın içinde bişey karıştırıp duruyor. Şaşırıyorum... Sabah sabah hiç alışkın olmadığım bişey. Bana sürpriz kahvaltı hazırlıyormuş meğer... Aslında akşam ki konuşmalarından sabah bir sürpriz olacağını çakmıştım ama yine de şaşırıyorum işte... Niye şaşırıyorum biliyormusunuz. Eşim kuymak yapmayı hiç bilmez de onun için. Mutlu oluyorum ama bi taraftanda aklıma kötü kötü düşünceler geliyor. Acaba diyorum bizim hanım içinden "Yahu bu adam dağlara gidip, duruyor. Yarın öbürgün başına bişey gelirse içime dert olmasın. Bari son bi kuymak yesin de öyle gitsin" mi diyor acaba. Vallahi bilemedim. Ama bozuntuya vermeden, yüzümde bir tebessüm sabah sabah yumuluyorum kuymağa...
Ben kuymağı çok severim, beslenme tarzıma çok uymasada kuymak beni lezzeti ile alır götürür ve aç olmasam bile asla reddetmem. Zaten yılda ya bir yada ikiden fazla yediğimi hatırlamıyorum...

Bu arada "Biz ona muhlama deruz" dediğinizi duyar gibiyim. Biliyorum Rizeli kardeşlerim sizin orada muhlama'dur kuymağın adı. Ama ne farkeder, lezzet aynı o muhteşem lezzet olduktan sonra... Ama yanlış anlaşılmasın, Kuymağa'da Muhlama'ya da saygımız sonsuzdur...


Saat 07;45. Sağlam bir kahvaltı ile buluşma yerimiz olan Yasa Avm'nin önündeyim... Hava karanlık. Aracımı park ederken güvenlik görevlisi geliyor, ayak üstü sohbet ediyoruz. Oda sabaha kadar sıkılmış belli...

Çok sürmüyor geliyor bizimkiler. Biniyorum Burhaniye gurubunun aracına. Selamlaşıyor, epeydir görmediğimiz arkadaşlarla hasbihal ediyoruz... Yönümüz Güre istikameti...


Saat 08;05'i gösterirken Çamlıbel köyü'ne giriyoruz. Hava hala alacakaranlık. Yürüyüşe buradan başlayacağız ama güne çay ile başlamak isteyen arkadaşlarımız var. Giriyoruz bir kahvehaneye. Geliyor hemen çaylarımız...



Saat 08;25. Artık yürümeliyiz. Ormanlar, dereler bizi bekliyor. Araçlarımızı köyün orman çıkışına yakın bir yere bırakıyoruz. Sırt çantalarımızı kuşanıyor, parke taşlı sokaklardan, yüksek duvarlı evlerin yanından, başlıyoruz ormana doğru yürümeye...

Sanırım bu köy hakkında, biraz bilgi vermeliyim sizlere. Ama müsaade ederseniz, önce yürüyüşümüzü tamamlayalım, sonra sizlere bu kasaba görünümlü köyden, uzun uzadıya bahsederim...


Çok sürmüyor, çıkıyoruz parke taşlı yoldan, giriyoruz Kızılçamlar içindeki toprak orman yoluna... Betondan kurtulup ağaçları, toprağı görünce içimiz ferahlıyor, adımlarımız hızlanıyor... Hızlanınca terliyor, duruyoruz. Üzerimizdeki fazlalıklardan kurtulmalıyız...





Yolumuz sürekli bir tırmanış içeren, taşlı topraklı bir yol. Kıvrıla kıvrıla tırmanıyor, tırmandıkça kurşun grisi bulutlar altındaki Edremit Körfezi gözlerimizin önüne seriliyordu. Bence şartlar ne olursa olsun, güzel güzeldir. Bizim körfez de güneş ışıltısında başka, bulutlar gölgesinde bir başka güzeldi... Her virajda duruyor, seyreyliyoruz bir süre. Şu sol tarafta, denizden biraz uzak olan yer güzel Edremit. Şu önümüzde kıyı boyunca uzanan yerler Akçay ve Güre'ye ait yerleşim yerleri ve de yüzülesi sahilleri...


Yürüyoruz. Kızılçamlar içindeyiz. Yolumuz yer yer kızıla çalan rengiyle, taşlık ve kayalık. Ağaç dallarında yine İda Ultramaraton yarışından kalma işaretler... Benim için söylenecek söz yok. Başım önümde, sessizce yürüyorum...



Biliyorsunuz Kazdağları su cennetidir. Buralarda susuz kalmanız neredeyse imkansızdır. Yürürken adım başı çeşme ile karşılaşırsınız. Ve bu çeşmelerin çoğunlukla bir ismi vardır. Ya birileri sevdiklerinin hatırasına yaptırmıştır yada kendi hayrına... Kimisinde açık açık isim yazar kimisinde ise lakaplar... İşte şimdi biz bu çeşmelerden "Berduşun Çeşmesi'ndeyiz." İçiyoruz kana kana ve dolduruyoruz şişelerimizi. Bu çeşme için eğer hayattaysan sana çok teşekkür ediyoruz Berduş, yok eğer değilsen yaptırana teşekkür, sana rahmet diliyoruz...




Saat 10;00. Tahtakuşlar köyü sırtlarındayız. Tırmanış inişe dönüyor. Kızılçamlar hiç terketmedi bizi. Vadiye doğru indikçe kulağımıza gelen coşkun su sesleri ile tepemizde cıvıldaşan kuş sesleri heyecanımızı artırdıkça artırıyor... Dayanamıyor duruyoruz. Aramızda kuş gözlemcisi Varol bey var. Soruyorum bu hangi kuş diye. Hemen cevap geliyor; "Uzun Kuyruklu Baştan Kara" diye. Nede güzel şakıyor. Bir değil birden çok kuş, ağız ağıza vermiş ormanı şenlendiriyorlar. Dikkatle görmek için ağaçların dallarına bakıyoruz. O da ne! Allahım, bu ses bu minnacık kuştan mı çıkıyor...


Vadi tabanına inerken, karşımızda bir sis bulutu bizi karşılıyor. Anlaşılan bir süre sisler içindeyiz diye düşünürken, hoop sis bulutundan çıkıyoruz. Bir adım geri adım atıyorsun sisler içindesin, bir adım öne atıyorsun her yer berrak. Oyun gibi...
Sizlere söylemiştim Kazdağlarının oyunuda , sürprizi de çoktur diye...





Kulaklarımızda uğuldayan derenin yanındayız. Karşıya geçip yürüyoruz. Yolumuz tekrar tatlı bir meyille, tırmanışa dönüyor. Toprak orman yolun sonunda, kısmen daha dar bir patikaya geliyoruz. Tam sağımızdaki tepede, sis bulutlarını şapka yapmış ağaçları görüyoruz. Bir kuzgun süzülerek sisler içine girip çıkıyor. Manzara büyülüyor bizi. Sis her zaman gizem ve merak uyandırmıştır insanoğlunda. Acaba sisli bulutlar arasında, ne saklıydı!.. Ağaç vardı, ağaçlar vardı, acaba başka neler vardı...




Ayrılıyoruz buradan ve düşüyoruz tekrar yola. Çok sürmüyor saatler 11;10'u gösterirken rehberimiz, yoldan sağa doğru Gps cihazının gösterdiği, yolu izi belli olmayan yamaçtan aşağı dalıyor. Bizde arkasından. Bastığımız yer toprak kayalık karışımı kaygan bir yapıya sahip. Sağımız solumuz yaprağını dökmüş çalılık ve yabani fındık ağaçları ile çevrili. Artık şelalenin olduğu vadiye doğru iniş başlamıştı. Tek sıra halinde düşmemeye çalışarak eğimli bir yamaçtan yavaş yavaş inmeye çalışıyoruz. Bazen en arkada kalarak yukarıdan, bazen de en öne geçerek çalıların arasından aşağıdan yukarıya doğru fotoğraf çekmeye çalışıyorum...



Ve vadi içinde, dere yatağındayız. Şelalenin gümbürtülü sesine kulak kabartınca, hemen ilerimizde ağaçların arkasında olduğunu görüyoruz. Heyecan dorukta. Biran önce şelalenin yanına gitmeye çalışıyoruz...


Ve işte karşımızda! Tüm asaletiyle köpüklü sularını, kayaların arasından aşağı bırakıyor. Kararlı ve gururlu. Güzelliğinin farkında. Çağırıyor yanına. İtiraz etmeden hemen botlarımı çıkarıp sokuluyorum yanına. İçine atlamamak için kendimi zor tutuyorum...
Neyse ki hastalıktan yeni çıkmış "akıllı ben," yüzmeye can atan "deli beni" ikna ediyor. Çıkıyorum buz gibi sularından. Soğuktan pembeleşmiş ayaklarımı, çoraplarımın ve botlarımın içine soktuğumda, "akıllı ben'e" teşekkür ediyorum...






Saat 11;30. Yemek molasını, şelalenin tam karşısında vereceğiz. Her zamanki gibi ateş yakılıp, çay suyu konuluyor. Ondan sonra kişisel meziyetler dökülüyor ortaya. Kimisi evinde hazırlanmış yiyeceklerini çıkarıp, hemen yemeye başlarken kimisi ise burada sıcağı sıcağına tam bir seremoni havasında yiyeceklerini hazırlıyor. Bende her zamanki gibi sunta bisküvi var. Yanlız şunu belirtmeliyim ki bu iş çığrından çıkmış durum da. Tv'lerde yayınlanan yemek programlarından, hiç bir farkımız kalmadı desem yeridir. Şu manzaraya bir bakıverin. Hadi Suat beyin onca yolu kırmadan taşıdığı yumurtalarla menemen yapmasını, Erhan beyin peynir kızartmasını anladıkta, kardeşim dağın başında kuymak yapmakta neyin nesi. Tabi bendeki şansa da bakın hele. Ancak senede bir yiyebildiğim kuymağı, bugün ikinci kez yiyorum... Eh be Volkan kardeşim, niye bizi yoldan çıkarıyorsun...

Yemekten helak olacağız, Allah'tan tam bu sırada şelaleye iki yürüyüş grubu daha geliyor da dikkatimiz dağılıyor.


Evet bugün bizim İsmailoluğu Şelalesi'nin çok ziyaretçisi var... Gelenler onun güzelliği karşısında önce şaşkınlık, sonra sevinç yaşıyor, durmadan fotoğraf çekip duruyorlar... Oda mutlu, gelenlerde...


Sanırım artık İsmailoluğu Şelalesi'nin hikayesini anlatmalıyım sizlere. Bu konuda net bir bilgi yok, sadece söylentiden ibaret. Rivayet odur ki bir oduncunun İsmail adındaki oğlu, bir gün ormanda kaybolur. Günlerce ararlar ve şimdiki şelalenin döküldüğü yerde, bir oyukta bulurlar, İsmail'i. Ve bundan sonra, gel zaman git zaman yöre halkı tarafından bu şelale, "İsmailoluğu" olarak anılmaya başlanır...






 
Saat 12;55. Gitmeliyiz. Toplanıyor, şelalenin dibindeki sık çalı ve ağaçlar arasındaki dik yamaçtan, vuruyoruz yukarı. Karşımıza çıkan yeşil yosunların kapladığı devasa kaya duvar, görselliği ile mutlu ediyor bizi. Bu kaya duvarın yanında oluşan çıkıntılardan tutunarak şelalenin döküldüğü kayalığa tırmanıyoruz. Amacımız şelalenin döküldüğü yeri ve kanyonu görmek. Tehlikeli ama kısa bir tırmanışla çıkıyoruz tepeye. Burada kayalar ıslak ve kaygan. Çok dikkatli olmalıyız. Yaklaşıyoruz kayaların ucuna ve aşağı şelalenin döküldüğü yere, kanyonun derinliklerine bakıyoruz. Kanyonun güzelliğinden mi yoksa yükseklikten midir bilemiyorum başımızın döndüğünü hissediyoruz ama mutluyuz... O kadar mutluyuz ki uçma hissine kapılıyoruz adeta. Mutluluktan sarhoşluk bu olsa gerek... Tehlikeli bir duygu, bence ...


İniyoruz dikkatle kayalardan. Ve yeşil duvarın yanından tekrar yamaç yukarı tırmanmaya başlıyoruz. Çok sürmüyor, orman yoluna çıkıyoruz...



Artık dönüş yolundayız. Yapraklarını dökmüş meşe ve kızılçamlar arasından yürüyoruz. Yaklaşık beş dakika sonra ilk virajı döndüğümüzde, şelalede karşılaştığımız yürüyüş grubu ile tekrar karşılaşıyoruz. Selamlaşıp, hiç oyalanmadan yolumuza devam ediyoruz. Dönüş yolumuzun bir kısmı geliş yolumuzla aynı ama bir süre sonra ayrılıyoruz bu yoldan. Dönerken Kavlaklar ve Tahtakuşlar köylerine de uğrayacağız...



Kızılçamlarla süslü, kızıla boyanmış patikalarda yürümek, nasıl bir şeydir? Ah bir bilseniz. Benimki de söz mü. Nerden bileceksiniz ki. İçinde olan ben bile bilemezken... Bunu tarif etmek gerçekten çok zor. Emin olun defalarca bu konuda bişeyler yazıyor siliyorum. Çünkü yazdıklarımın gördüklerimin tam tarifi olmadığını görüyorum... Yaklaşık bir saatir bu paragrafta takılı kaldım desem, anlarsınız heralde....





Bir sırta geliyoruz. Sağında ve solunda çok dik yamaç kanyonlar var. Biz sırtta bir patikadayız. Burada kızılçamlar biraz daha yaşlıca. Ve uzaktan bakınca üzerlerinde garip şekiller görüyoruz. Merak içinde yanına gidince köylülerin çam reçinesi elde etmek için aşağı doğru ok şeklinde ağacın kabuğunu oyduklarını görüyoruz... Bu yöntemin çam reçinesi elde etmek için tek yöntem mi olduğu, ağaca zarar verip vermediği hususunu tam olarak bilemiyorum. Ama en kısa sürede bu konuyu araştırıp, ona göre gerekirse ormancılarla paylaşacağımdan emin olabilirsiniz...



Kızılçamların içinden iniyoruz yamaç aşağı. Ve çıkıyoruz zeytinlikler içine. Bir süre sonra uzaktan köpek seslerini de duyunca anlıyoruz ki köye yaklaştık.




Saat 15;00'da Kavlaklar köyüne girdiğimizde, bahçe çitlerinin arkasından, bütün hırslarıyla havlayan köpekler karşılıyor bizi... Fazla muhattap olmuyor, gayet rahat ve sallana sallana yolumuza devam ediyoruz. Açıkcası aramızda tel çit olmasa bu kadar rahat olurmuyduk, oda ayrı konu...





Kavlaklar köyünün içine tam girmeden aradan zeytinlikler içine dalıyoruz. Kumla toprak arası ilginç bir zemin yapısı ile karşılaşıyoruz burada. Bastığımız yer oldukça gevşek ve ayağımızın altından çekiliyormuş hissi ile bata çıka ilerliyoruz. Tabi bu çok sürmüyor. Giriyoruz rampa aşağı bir patikaya ve çıkıyoruz bir dereye. Burada menfez bir köprüden geçip, tekrar zeytinlikler içine çıkıyoruz. Ve bir çeşme daha. Su molası. Ve Erhan beyden çikolata ikramı...






Zeytinlikler arasındaki toprak yoldan yürümeye devam ediyoruz. Ve işte Tahtakuşlar köyü.
Saat 15;35. Tahtakuşlar köyünün pırıl pırıl parke taşlı sokaklarında yürüyoruz. Bu köye bir çok kez gelmiştim ama sokaklarını gezmemiştim. Ne kadar büyük bir köymüş. Sokaklar ıssız. Ama ileriden bir motorlu ağaç testeresinin sesi geliyor. Sokağı dönünce iki kişinin odun kestiklerini görüyoruz. Yanlarından geçerken selam verip, kolaylıklar diliyoruz...



Tahtakuşlar köyünü kısaca anlatmak gerekirse; öncelikle harika bir coğrafyada bir Türkmen köyü olduğunu söylemeliyim. Bu köy öyle bir köy ki, adını bilmeyen gelmeyen yok. Bu bölgedeki ilk etnoğrafya müzesi burada açılmış, ünlü  halk ozanı Ali Ekber Çiçek' in mezarı bu köyde. Ve doğa içinde birbirinde güzel kahvaltı piknik yerlerini ise hiç söylemeye bile gerek yok. Yani ister yeme içme, ister kültürel gezi için olsun bu köyün herkesi büyük bir misafirperverlikle beklediğini bilmelisiniz...





Vuruyoruz Tahtakuşlar'dan Çamlıbel'e uzanan, kestirme asfalt yola. Artık günün sonuna yaklaşıyoruz. Hava da sanki kış değilmişçesine sıcak ve huzurlu. Çamlıbel'e kadar olan kısacık yolu neşe ve sohbet içinde yürüyoruz. Ve Çamlıbel'in sokaklarındayız. Burayada köy demeye bin şahit ister. Bir kere bu köyde Ramiz Dayı Tunçel Kurtiz'in ebedi istirahatgahının olduğunu belirtmeliyim. Yine bu köyde bir çok butik otel, restoran ve kahvaltıcı olduğunu tahmin edersiniz heralde. Köyün etkin bir Kültürevi olduğunu da unutmayalım... Kardeşim buraların köylerine köy demeye, bin şahit ister. Şu köy marketinde satılan ürünlere bir bakarmısınız. Biz köy diyorsak, siz belde, kasaba olarak anlayın diyeceğim de bu köylerin formatı onlarıda aşıyor...



Saat 16;30. Çamlıbel köyünde, sabah uğradığımız kahvehaneye geliyoruz tekrar. Ama bu sefer, sokağa atılmış bir masaya kuruluyoruz. Hemen geliyor sıcacık çaylar. İçilen yorgunluk çaylarına, kimi sohbetini kimi ekmeğini katık ediyor. Ve gitme vakti... İyi temennilerle vedalaşıp, ayrılıyoruz...

SON SÖZ...
Kazdağları bir tutkudur. Kimine can, kimine sevdadır. Kazdağları benim için ise ruhumda şarkı, yüreğimde türkü'dür.

Ne zaman sisler içindeki Eybek, Sarıkız tepelerine çıksam, aklıma;

"Dumanlı dumanlı oy bizim eller
Otursam ağlasam delidir derler..." türküsü gelir,

Ne zaman ormanlarında yürüsem, dudaklarımdan;

"Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkarlıyım efkarlıyım
Elini ver nerde elin..." şarkısı dökülür...

Kazdağlarında kuşlar sevinç içinde öter, dereler şelaler coşku ile çağıldarlar... Ve ben, yani biz, bugün tam 8 kişi, her birbirimiz, kendi türkülerimiz kulaklarımızda yürüdük bugün...

Bugünü benimle paylaşan Erhan, Timur ve Suat bey başta olmak üzere tüm yol arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler ediyorum...

Kızıla boyanmış patikalarıyla, aşılan vadi ve kanyonlarıyla, şelalesi ve uğrak noktası üç köyü ile arşınlanan 20 km.lik bu parkuru değerlendirme puanım;10/10

Not: Bu yazıda kullanılan toplam 67 adet fotoğraftan, 24 ve 29'uncu fotoğraflar Erhan Çiftçi'ye, diğer çekimler bana aittir.

Murat Turan - Akçay 2019






120 yorum:

  1. Özgür Atakan16 Ocak 2019 08:01

    Ali Ekber Çiçek ve Tuncel Kurtiz benim saygı duyduğum değer verdiğim iki Duayen Usta .Onların da Kaz Dağları'nın eteklerinde seçmesinde mutlaka güzel bir sebep vardır mekanları cennet olsun gezilerinizde bu tarz ince noktaları değirmenin sizi farklı kılan en önemli unsurlardan birisi tebrik ediyorum başarılar diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özgür Atakan bey, güzel yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Kazdağlarında yatan bu iki duayenden 12.04.2018 tarihli yazımda da bahsettiğim için fazla detaya girmedim. Ama gelen yorumlara bakınca keşke daha uzun anlatsaymışım diyorum...

      Sil
  2. Cumhur Başkent16 Ocak 2019 08:05

    Yazılarınızı en çok dikkatimi çeken olay fotoğrafları yazınızla pekiştirmeniz.Hayal etmemize gerek kalmıyor resimleri baktığımız zaman nereden nasıl yürüdüğümüz anlayabiliyoruz yürüdüğümüzü diyorum .Çünkü sanki yanıbaşınızdayız.Ali Ekber Çiçek'ten Haydar Haydar'ı canlı dinleme şansına erişmiş birisi olarak ruhu şad olsun diyorum. Başarılar dilemiyorum çünkü zaten başarılısınız mükemmel bir anlatım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumhur Başkent bey, öven, onurlandıran, teşvik eden güzel yorumunuz için öncelikle çok teşekkür ederim. Evet haklısınız, artık benim için yazı kadar konuya yönelik fotoğraf çekimleride önemli olmaya başladı. Ama şunu bilmelisiniz ki bu tamamen siz değerli okurlarımın teşviki ile oldu... Bunun için ayrıca teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  3. Saffet Alkoç16 Ocak 2019 08:08

    Murat kardeşim kadının hası sabah erken kalkıp kahvaltıda ona kuymak yapandır değil mi ?bilip bilmemesi önemli değil önemli olan düşünmesi paylaşımın özellikle ilk giriş bölümünü eşimi okutacağım feyz alabilir düşüncesiyle :))))))
    sevgiler saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saffet Alkoç bey, kesinlikle haklısınız. İnanın bazen kendimi bu konuda çok şanslı hissediyorum. Ama eminim sizde isteseniz değerli eşinizde elinden geleni yapar. Size ve eşinize saygılarımızı sunar ve esenlikler dileriz...

      Sil
  4. Ustam gezdiğiniz gördüğünüz ruhunuz istediğiniz bu paylaşımları bize ulaştıran ellerinize sağlık ma Hazan hanımı da tebrik ediyorum kuymak incelik ve marifet ister yapmayı istemek cesaret ister ama sevdiğine yaptığın zaman başka anlamlar içerir .Ne mutlu size imrenerek bakıyorum. İkinizi de çok seviyorum Bu arada Ramiz Usta ya sevgiler götürün bir dahaki gidişimizde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sare Deniz hanım, öncelikle şunu belirtmeliyim ki eşim mutfak konusunda çok iyidir. Ama kuymak yapmadaki incelik ve cesaret konusunda kesinlikle haklısınız. Ama ben eşimin elinden ne olsa yerim zaten... Bizim hakkımızdaki güzel düşüncelerinize eşimle birlikte size çook teşekkür ediyoruz. Ramiz Dayı'nın selamı başımızın üstüne, ilk gidişimde fısıldarım kabrine...

      Sil
  5. Murat kardeşim siz Allah'ın sevgili kulu sunuz bir gündeki kuymak her kula nasip olmaz. Paylaşım her zamanki güzellikte fotoğraflar ve yazı Usta elinden çıkmış tadında tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asil Can bey, kesinlikle haklısınız. Yoksa bir günde iki öğün kuymak başka nasıl izah edilebilir.;) Güzel yorumunuza çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  6. Selim Hızal16 Ocak 2019 08:14

    Yazıyı okurken Ramiz Dayı'nın yeğen buraları seçmemde burada yatmam da var bir sebep diyen sesini duydum birazdan fotoğraflar muhteşem uzaktan da Ali Ekber Çiçeğin sazının sesi geliyordu bizi çağıran. Bu paylaşımı ayrı bir sevdim yüreğin var olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Hızal bey, ne mutlu bana sizlere Ramiz Dayı'nın "yeğeen" diyen sesini, Ali Ekber Çiçek'in sazının sesini duyurup, mutlu edebildiysem. Sizde sağolun, varolun, esen kalın...

      Sil
  7. Yağmur Aksu16 Ocak 2019 08:16

    Murat Ustam Ben şimdi anladım ki gördüğünüz her güzelliği ya da kulağınızın duyduğu her güzel sesi bizimle paylaşmak istiyorsunuz Bu ne derin bir düşüncedir uzaktan uzağa hayranlıkla izliyorum sizi. Resimler ve eklediğiniz video sizin izlere sunduğu sanat eserleri diye değerlendiriyorum tebrik ediyorum İyi ki size rast gelmişim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yağmur Aksu hanım, gördüğüm, duyduğum, hissettiğim duyguları siz okuyucularıma aktarabilmek ve sizlerden de duygularıma güzel yorumlarınızla yanıt gelmesi ne büyük mutluluktur benim için bilemezsiniz. İyiki bana rast gelmişsiniz ve iyiki beni okuyup güzel yorumlarınızla bana destek oluyorsunuz. Harika yorumlariniz için çook teşekkür ediyor, güzel günler diliyorum...

      Sil
  8. Yıldırım Bakır16 Ocak 2019 09:37

    Tebrik ederim paylaşımda fotoğraflarda fevkalâde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldırım Bakır bey, beğeni ve güzel yorumunuz için çook teşekkürler...

      Sil
  9. Fatma Arslan16 Ocak 2019 09:38

    Artık her hafta paylaşımlarınızı sabırsızlıkla bekler hale geldim Çok teşekkür ederim kolay gelsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma Arslan hanım, bende takip ve güzel yorumlarınız için size çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  10. Serdar özel16 Ocak 2019 09:39

    Sayenizde pc ekran görüntüm için yazılarınızı bekler hale geldim .Sağ olun var olun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar Özel bey, geçen haftada söylemiştim. Bazı fotoğraflar sizin Pc ekran görüntüsü düşünülerek çekilmiştir. Sizler sağolun ve takipte kalın...

      Sil
  11. Sevilay Teke16 Ocak 2019 09:41

    Murat kardeşim sabah sabah kuymak resmi beni benden aldı diyebilirim. Olmazki böylede yapılmazki sofranız Şahane, yazınız fevkalâde, fotoğraflar efsane :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilay Teke hanım, iştah açan kuymak görüntüsü için çook özür diliyorum. Yolunuz düşerse buralara size kuymak borcumuz olsun;) takdir esen beğeniniz için çook teşekkürler...

      Sil
  12. Canan Sevimli16 Ocak 2019 09:55

    Her paylaşımınız farklı bir güzellik sunuyor evlerimize dünyayı getiriyorsunuz tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canan Sevimli hanım, bu güzel yorumunuz bana doğru yolda olduğumu gösterip çok mutlu etti. Bunun için, takip ve güzel yorumlarınız için çook teşekkürler...

      Sil
  13. Bakı Başkent16 Ocak 2019 09:58

    Ustam ,Ali Ekber Çiçek dediğinde durdum gençliğim üniversite yıllarım bir an gözümün önüne geldi .Bir adım öteye gidemedim .Ne güzel zamanlardı halkın haklı mücadelesi için ses veren o güzel insanları saygıyla anıyorum emeğine yüreğine dillerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baki Başkent hocam, acısıyla tatlısıyla bazen anıları hatırlamak ne güzeldir. Ama garip olan geçmişte kalan anılar iyide olsa kötüde olsa insana hep bir burukluk verir. Ama görüyorumki sizlere sizde iz bırakan çok güzel günlerinizi hatırlatmışım. O güzel insanları bende saygıyla anıyor, dile getirdiğiniz bu güzel duygularınız için çook teşekkür ediyorum. Saygıyla, esen kalın....

      Sil
  14. Durmuş Gökçen16 Ocak 2019 10:00

    Her yazınızda bir yerlere selam gönderiyoruz.Bu sefer erenlere canlara Ali Ekber'e Ramiz dayıya selam olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durmuş Gökçen bey, güzel yorumunuza çook teşekkür ederim. Bizdende bir kez daha selam olsun...

      Sil
  15. Ergun Aydınlı16 Ocak 2019 10:02

    Sizin gibi bir kalem ustasına Aydın'ın dağlarında Efeler Diyarında görmek isterim Buyurun misafirimiz olun onur duyarız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergun Aydınlı bey, davetinize çook teşekkür ederim. Parkur ve zaman planlayalım, seve seve geliriz...

      Sil
  16. Nuray Çolakoğlu16 Ocak 2019 10:10

    Murat Bey ben bir soru soracağım izninizle:))
    Bir günde 2 kuymak yediniz Eşinizin yaptığı arkadaşınızın yaptığı .Hangisi daha güzel soruya cevap vermeden evvel Hazan kardeşimin kapı arkasında elinde oklava ile beklediğini unutmadan cevap verirsen sevinirim .sizi okumaktan büyük keyif alıyorum Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nuray Çolakoğlu hanım, tabiki eşimin yaptığı kuymak daha güzeldi. Hattı zatında eşim "bal diye zehir verse" hiç düşünmez yinede içerim. O derece yani... Samimi ve içtenlikle yaptığınız güzel yorumlarınıza çook teşekkür ediyor, esenlikler diliyorum...

      Sil
  17. Toprak Uskun16 Ocak 2019 10:14

    Murat Bey mutlaka fotoğraf sanatıyla ilgilenmeniz gerekiyor amatörce çektiğinizi biliyorum eğitim olmadığınızı biliyorum fakat bu Kadraj yeteneği Allah vergisidir. Bunu mutlaka değerlendirmenizi istiyorum .Bir fotoğraf sergisiyle olabilir veya bunu profesyonelliğe taşıyabilirsiniz .Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toprak Uskun hanım, bu konuda beni o kadar çok teşvik ediyorsunuz ki heralde önümüzdeki günlerde bir kursa yazılacağım. Benim hakkımdaki güzel düşünceleriniz ve desteğiniz için çook teşekkür ediyorum. Sağlıcakla, takipte kalın...

      Sil
  18. Kerem Açıkgöz16 Ocak 2019 10:18

    Murat abi be yazinin neresinde kaldım biliyormusun. Nerden bileceksin yazayım anlarsın. Suat abinin o kadar yolu o yumurtaları kırmadan nasıl taşıdığın da kaldım:))))))). Vallahi harikasınız.Azmin elinden bisey kurtulmaz.Afiyet olsun.Yegennnnn ramiz dayısını çok severdi idolumdu allah rahmet eylesin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Açıkgöz kardeşim, espirili güzel yorumuna hem Suat abi hemde eşimle birlikte ben bayağı güldük. Sağol, varol, takipte kal...

      Sil
  19. Dilruba Öksüztepe16 Ocak 2019 10:49

    Murat Ustam, her paylaşımında farklı farklı duygulara yer veriyorsun. Birçok insanın yaşamayı isteyip ama hayat mücadelesinden dolayı yapamadığı olayları yaşamalarını sanıyorsun .bu yazın yüreğindeki o güzellikleri ortaya çıkartan bir başka yazı günümüz koşullarında her ne kadar kabul edilmese de ayrılsada Ali Ekber çiçeğin Pir Sultan'ın Nazım hikmet 'ın yunus emrenin Hasann Huseyinin türkülerimize can verdiği dem verdiği inkar edilemez .Onlar bu milletin sanat can damarlarıdır kendilerine saygı ve minnetle anıyor. Mekanları cennet olsun diyorum ve tartışmasız Hazan kardeşimin kuymağı daha lezzetlidir diye düşünüyorum her ikiniz de gönül alemde ayrı bir yere ve değere sahipsiniz Yaradana emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilruba Öksüztepe hanım, yazılarım siz gönlü güzel insanların değerli ve içten yorumları ile anlam kazanıyor. Öncelikle bu konuda sizlere minnettar olduğumu bilmenizi isterim. Büyük halk ozanı ve şairlerimizi bende rahmetle anıyorum. Ve pek tabiki sizinde belirttiğiniz gibi Hazan hanımın kuymağı daha lezzetliydi. Dilruba hanım, eşimle birlikte sizin bizim yüreğimizde ayrı bir yerinizin olduğunu bildiğinizi umuyorum. Sağlıcakla, sizlerde Allah'a emanet....

      Sil
  20. Alihan Saygılı16 Ocak 2019 10:50

    Her hafta bir başka Cennet köşesine ekranlarımıza getirdiğiniz için çok teşekkür ederim Yüreğinize sağlık tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alihan Saygılı bey, beni her hafta sabırla bekleyip, okuyup bu güzel yorumları yaptığınız için ben sizlere teşekkür ederim... Sağlıcakla, mutlu kalın...

      Sil
  21. Adnan Polat Kaysan16 Ocak 2019 11:12

    Okumaktan keyif alıyorum.Her sabah paylaşım var mı diye baktığım blogersiniz.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adnan Polat Kaysan bey, beni merakla bekleyip, keyifle okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Sağlıcakla, takipte ve mutlu kalın...

      Sil
  22. Tebrikler.Başarılar dilerim

    YanıtlaSil
  23. Güneş Elçi16 Ocak 2019 11:18

    Sizi okurken elime baton alıp geziniyorum.Acikcasi yoruluyorumda:) Ali Ekber Çiçek tartismasiz halk müziğinin duayenlerinden biridir Ramiz dayı ise Bence bir Ekol hem mezar taşının olmadığını biliyorum Doğru mudur sevgi ile kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güneş Elçi hanım, elinize baton alıp ayak izlerimi takip ettiğiniz için öncelikle teşekkür ediyorum. Tuncel Kurtiz'in dikili bir mezar taşının olmadığı doğrudur. Dünya malı dünyada kalır düşüncesi ile olsa gerek, mezarlığının yapılmasını kendisi istememiştir. Öylesine sıradan bir taşın üzerinde ismi yazılıdır sadece. Ancak mezarının etrafı, onu ziyaret edenler tarafından üzerine bir iki sözcük karalanmış taşlarla çevrilidir.... Umarım istediğiniz bilgileri verebilmişimdir. Saygılarımla esen kalın...

      Sil
  24. Bir Trabzonlu olarak kuymağımız dünya lezzetlidir diyorum. paylaşımınız beni ziyadesi ile mutlu etti tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emre Kurt bey, kesinlikle hemfikiriz. Takip ve güzel yorumunuz için çok teşekkürler....

      Sil
  25. Özcan Tekcan16 Ocak 2019 11:38

    Fotoğraflar süper emeginize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özcan Tekcan bey, beğeninize çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  26. Yılmaz Çakmak16 Ocak 2019 11:40

    Su gibi aziz olun siz .Muhteşem bir blog.Tebriklerrr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yılmaz Çakmak bey, çook sağolun. Harika yorumunuza çok memnun olduğumu belirtir esenlikler dilerim...

      Sil
  27. Cüneyt Sakallı16 Ocak 2019 12:10

    Başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cüneyt Sakallı bey, çook teşekkür ederim...

      Sil
  28. Meltem Anıl16 Ocak 2019 12:12

    Hayatınıza gıpta ediyorum.Dogal bir ortamda yaşamak ömre ömür katar diye düşünüyorum.Köylerimiz batıda koy olmaktan cıkmış haklısınız.Tebrik ediyorum.Esinizde sizi çok seven bir hanım mutluluklar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meltem Anıl hanım, yaşadığımız yerler doğa harikası yerler... Bu konuda şanslı olduğumu daha öncede bir çok kez söylemiştim... İmkanınız varda sizlerde buyrun gelin derim... Eşim ve kendi adıma güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  29. Kerem Kuloğlu16 Ocak 2019 12:44

    Oldukça farklı okuyucu kitlesi ile icice fotoğraflarla yazının perçinlendiği bütünleştiği güzel bir blok Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Kuloğlu bey, bloğun farklı okuyucu kitlesine sahip olduğunun bende farkındayım. Ama hepimizin ortak noktasının doğa, insan sevgisi, dostluk, arkadaşlık, aile ve mutluluk olduğunu düşünüyorum. Ve bloğun güzelliğinin, farklı okuyucu kitlesinin bu ortak paydalarda birleşmesinden kaynaklandığını düşünüyorum... Bu güzel yorum için çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  30. Özdemir sayaç16 Ocak 2019 13:23

    Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özdemir Sayaç bey, çook teşekkür ederim...

      Sil
  31. Serpil Kavaklı16 Ocak 2019 13:44

    Ustam yazınızı okuduktan sonra Aklımda kalan o güzel eşiniz elleriyle hazırladığı kuymak Ali Ekber Çiçek Unutulmaz Ramiz Dayı mız şelalenin o güzelliği ağaçlardan akan reçine köylerin köy olmaktan çıkması ama baştan aşağı Sizin o güzel duygularınız Kendi adıma çok teşekkür ederim gitmesekte görmesek de o Dağlar Bizim dağlarımız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serpil Kavaklı hanım, hatırladıklarınız yazının özeti olmuş. Bu harika yorum ve güzel düşünceleriniz için çook teşekkür ediyorum... Mutlu ve esen kalın...

      Sil
  32. Cevahir Ayberk16 Ocak 2019 13:45

    Sizi okuduğum zaman hissettiğim tek şey mutluluk ve huzur Çok teşekkür ederim kolaylıklar olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevahir Ayberk hanım, yazılarımın okunması ve sizlerden gelen harika yorumlarında beni çok mutlu ettiğini söylemeliyim. Desteğiniz için çook teşekkür eder, esenlikler dilerim....

      Sil
  33. Zeki Yağız Kılıç16 Ocak 2019 15:24

    Murat kardeşim Her yazın bir öncekinden farklı .Bu da seni iyi okuyorum dedirtiyor eline sağlık. Ali Ekber Çiçek Türkiye'mizin gerektiği değeri vermediğini bir halk ozanıdır maalesef öldükten sonra değeri anlaşılmıyor bir Neşet Ertaş Aşık Mahzuni Şerif Bunlar Kıymet görmediler nacizane düşüncem budur Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeki Yağız Kılınç bey, ozanlarımız hakkındaki düşüncelerinize bende katılıyorum... Yazılarımı beğeniniz ve takdiriniz için çok teşekkür ederim. Sağlıcakla, mutlu kalın...

      Sil
  34. Murat Bey değil bu zamanda sabah kahvaltısı hazırlamak yemek yapmayı bilmeyen birçok hemcinsim var. Işte bu yüzden sabahın erken saatinde size kuymak hazırlayan o eli öpün bence .baş tacıdır kardeşimiz. Ayrıca her yazınızda farklı mesajlar içeren güzel yaklaşımlarınız takdire şayan tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elif Sayak hanım, öncelikle kızımın anası eşimin her daim başımın tacı olduğunu belirtmek istiyorum. Bu yorumunuzu Hazan hanım okuyunca, gülümseyerek direkt elini öpülmek üzere bana uzattı. Merak etmeyin öpüldü o el. Destek ve takdir eden yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Mutlu ve esen kalın.

      Sil
  35. Abbas Küçümen16 Ocak 2019 15:29

    Anlatımlarınizdan yakaladığım Kaz Dağları'nın Binbir yüzü var Geçen hafta Yarım metre kar içindeyken bu hafta günlük güneşlik bir yazı paylaşımı beni oldukça şaşırttı kaleminiz var olsun tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abbas Küçümen bey, kesinlikle Kazdağlarının her köşesi ayrı bir iklim ve sürprizler yaşatır insana. Ne zaman ne ile karşılaşacağınızı bilemezsiniz.... Beğeninize ve güzel yorumlarınıza çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  36. Başarılar dilerim.Mukemmel. fotoğraflar eşsiz yazı ise oldukça sürükleyici tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saynur Efe hanım, beğeni ve başarı dilekleriniz için çook teşekkürler. Mutlu ve takipte kalın...

      Sil
  37. Mehmet İlgeç16 Ocak 2019 15:32

    Murat Bey o kadar sürükleyici yazıyorsunuz ki bir sonrasında ne gelecek diye meraktan hızlı okuyorum. Bitince bu sefer sindire sindire okuyorum. resimler zaten tablo tadında .Başarılarınızın devamını diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet İlgeç bey, beni mutlu eden, gururlandıran harika yorumunuz için çook teşekkürler. Bu güzel yorumlarınızla müteakip yazacağım yazılara yön verdiğinizi bilmelisiniz. Sağlıcakla, takipte ve mutlu kalın...

      Sil
  38. Sevtap Demir16 Ocak 2019 15:37

    Merhaba resim kaliteniz çok yüksek hangi makineyi kullanıyorsunuz ve nelere dikkat ediyorsunuz .Bir de aldığınız eğitim nedir halk eğitim merkezlerinde verilen eğitimler faydalı mı bilginiz var mı ilginize Şimdiden teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevtap Demir hanım, fotoğraf çekimlerimi Samsung A7 cep telefonumla yapıyorum. Bu konuda herhangi bir eğitimim yok. Ama heralde en kısa sürede bir kursa gideceğim. Benim yaşadığım bölgede bu konu ile ilgili eğitim atölyeleri ve dernekler var. Açıkcası Halk Eğitim Merkezlerindeki kurslarla ilgili bir bilgim yok... ilginize ben teşekkür eder, esenlikler dilerim....

      Sil
  39. Kemal Ali Türk16 Ocak 2019 15:38

    Murat kardeşim bu paylaşımda Türkiye'nin yetiştirdiği 2 büyük ustaya yer verdiğin için teşekkür ederim eline yüreğine sağlık cansın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kemal Ali Türk bey, estağfurullah. Aksine yazımda keşke daha çok yer verseydim diye hayıflandım. Ama daha önce 11.04.2018 tarihli yazımda bu iki ustadan detaylı bahsedince tekrara düşmeyeyim dedim. Yanılmışım. İlginize, beğeni ve güzel yorumlarınıza çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  40. Aleyna Kızak16 Ocak 2019 15:39

    Harika tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aleyna Kızak hanım, beğeni ve desteğinize çook teşekkürler...

      Sil
  41. Mehmet Ülgen16 Ocak 2019 15:42

    Bizim köylerimiz aslen ben Ağrılıyım kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde Kim bilir belki de gelişmemesi bu yuzden batida ise köyler Büyükşehir havasında şanslilar vesselam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet Ülgen bey, bilirim doğunun köylerini. Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Ağrı, Kars, Bitlis. İmkânlar gerçekten çook farklı... Hava, iklim, tarım alanları, zeytin ve meyvelikler... Sizinde sevdiğiniz gibi batıdaki köyler-köylüler şanslılar vesselam... Mutlu ve esen kalın...

      Sil
  42. Gülnihal Çepiç16 Ocak 2019 17:53

    Resimler ve yazı eşsiz güzellikte tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülnihal Çepiç hanım, beğeninize çook teşekkürler. Mutlu kalın, takipte kalın...

      Sil
  43. Muhammed Emre Aydın16 Ocak 2019 17:55

    Yazılarınızdan büyük Keyif alarak okuyorum bunu dile getiren birçok arkadaşım gibi Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhammed Emre Aydın bey, yazılarımdan keyif almanız bizlere de keyif verir. İlginize ve güzel dileklerinize çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  44. Sevcan Albayrak16 Ocak 2019 18:04

    Murat Bey haklısınız rizeliler Muhlama Trabzonlular kuymak derler yapılış olarak benzerlik gösterse de Lezzet olarak birbirlerinden farklıdırlar. Eşinizin eline sağlık ne kadar düşünceli 1 insan takdir ettim inanın .Sevgiyle kalın hoşça kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevcan Albayrak hanım,eşim hakkındaki düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Sizlerde mutlu ve esen kalın...

      Sil
  45. Mehmet Kaynak16 Ocak 2019 18:06

    Şu geçmez denen günlerin geçmesini sağladığınız için biz alıp diyar diyar gezdirdiğini seçin yepyeni yerler eşsiz doğa manzaraları ile günümüzü doldurduğunuz için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet Kaynak bey, çok anlamlı yorumunuz için öncelikle çok teşekkür ederim. Eğer yazılarımla sizlerin hayatına bir nebze renk katabiliyorsam ne mutlu bana. Sağolun varolun, takipte ve mutlu kalın...

      Sil
  46. Özgecan Korkmaz16 Ocak 2019 18:07

    Başarılarınızın devamını diliyorum Türkçemiz çok Yalın ve anlaşılır fotoğraflar çok ustaca kadraja alınmış eşsiz güzellikte mükemmel ötesi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özgecan Korkmaz hanım, başarı dilekleriniz ve yazı hakkındaki gurur verici yorumunuz için çook teşekkür ediyorum. Mutlu ve esen kalın...

      Sil
  47. Doğu Alıngaç16 Ocak 2019 18:09

    Tüm paylaşımlarınızı severek ve özümseyerek okuyorum Üstüne üstlük birde resimlerle süslüyorum muhteşem oluyor kaleminize sağlık takipteyiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğu Alıngaç bey,sıkı takipçim olduğunuzu güzel yorumlarınızdan biliyorum. Bende sizlerin yüreğine sağlık diyor, çook teşekkür ediyorum. Sağolun varolun...

      Sil
  48. Fatih sancak16 Ocak 2019 18:11

    8 Blogger arkadaşımızı takip ediyorum sıralama yaparsak 1 numarada sınız Siz okumak oldukça doyurucu ve mutluluk verici Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatih Sancak bey, yazılarımı sıralamanın başına koymanız benim için gurur verici. Öncelikle bunun için ve sonra güzel yorumlarınız için çook teşekkür ediyorum. Sağlıcakla, mutlu günler diliyorum...

      Sil
  49. Süleyman Karık16 Ocak 2019 18:15

    Dostum Ali Ekber Çiçek sevilen bir halk ozanımızdı allah rahmet elyesin.Paylasimin yine süper eline sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süleyman Karık bey, halk ozanımıza bende bir kez daha rahmet diliyorum. Paylaşımlarımı beğeninize, desteğinize ve güzel yorumlarınıza çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  50. Egemen Saygın16 Ocak 2019 18:17

    Tebrikler dostum.Harikasınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Egemen Saygın bey, çook teşekkür ederim. Harika olan siz değerli okuyucularımız...

      Sil
  51. Yanıtlar
    1. Melike Açar hanım, çook teşekkür ederim. Mutlu ve esen kalın...

      Sil
  52. Funda Akdağ17 Ocak 2019 10:15

    Hocam enfes bir anlatım size okumaktan gerçekten zevk alıyorum fotoğraflar zaten paylaşımın görsel yanına tam anlamıyla sunuyor tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Funda Akdağ hanım, yazılarımın beğenilmesi, mutlu etmesi ve bunların güzel yorumlarla bana bildirmesi, benide ziyadesiyle mutlu ediyor. Destek ve takdiriniz için çok teşekkür ederim. Mutlu ve esen kalın...

      Sil
  53. Oktay Şenocak17 Ocak 2019 10:17

    Tebrik ederim Her bir paylaşımınız kendi içinde anlamlı anlaşılır ve güzel başarılar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oktay Şenocak bey, güzel yorumunuza ve başarı dileklerinize çook teşekkür ederim. Sağlıcakla, mutlu kalın...

      Sil
  54. İlksin Çelik17 Ocak 2019 10:21

    Murat Ustam bir günde iki kere kuymak yemek allahın sevgili kulu oluyorsunuz .yazınız her zamanki güzelliğin de artık ona söylenecek söz yok ben kendi adıma paylaşımlarınızda aralara serpiştirdiği niz mesajları yakalamaya çalışıyorum .başarılı da oluyorum sanırım güzel yüreğinizin eşsiz duygularını kaleme Dökmen izle imrenerek izliyorum sevgiler saygılar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlksin Çelik hanım, ilk günlerden beri yaptığınız güzel yorumlarla beni teşvik edip desteklediniz. Bir taraftan gündüz öğrenciler, akşam sevgili Aras derken benim yazılarıma da zaman ayırıp, okudunuz. Kısacası aslında imrenilecek kişi sizsiniz. Hayatın yoğun temposu içinde banada zaman ayırdığınız için sizlere sonsuz teşekkür ediyor, sağlıcakla mutlu günler diliyorum...

      Sil
  55. Esin Aldemir17 Ocak 2019 10:26

    Ustam Öncelikle sizi ilk okuduğum zaman farkınızı yakalamıştım. Duygularını bu kadar güzel kaleme döken bir dost bulmak kolay değil maalesef günümüz insanında bir yapaylık bir sanallık hasıl oldu sizi ayrı kılan da bu oldu sanırım her zaman bir arkadaş bir kardeş bir dost bir muhabbet taş olarak yanınızda olduğumu bilmenizi isterim Hazan Hanıma size bir gönül dolusu sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esin Aldemir hanım, dostum, arkadaşım, kardeşim içten söylenen her şey için sonsuz teşekkürler ediyorum. Görmeden, tanımadan bizleri bilip, gönlümüzü anlayan dost; Hazan hanımla birlikte gönül hanemizde her zaman bir yerinizin olduğunu bilmenizi isteriz. Bizde size ve ailenize saygı ve sevgilerimizi sunar, mutluluklar dileriz...

      Sil
  56. Dilek Kapusuz17 Ocak 2019 10:37

    Kalemşör dostum paylaşımından kazalarının 35 günde gezme ile hemencecik bitmeyeceğini söylemişsin biliyor musun ki bizde senin o engin yüreğinde gezme ile bilemeyeceğiz sanırım .Gurül gürül akan şelaleler diyorsun Senin de kelimelerin gürül gürül geliyor bana mistizmden bahsediyorsun sendeki o gizemli mesajlarda sadece yüreğini tanıyanlar ve anlayanlar için anlamlı oluyor.
    Hazan kardeşimi kuymak yapma olayı aslında sana yola çıkarken söylemek istediği cümlelerin harmanlanmış hali diye düşün içine sevgisini katarak özlemini katarak ve beklentilerini yolculama serenomisi olarak düşün.
    Tuncay Kurtiz'den Usta şiirin dinlediğim zaman gözlerimin yaşını tutamam Ali Ekber Çiçek ise kelimelerle anlatılmaz onu türküleriyle anlamak lazım her iki Usta mı da sevgi saygı ve özlemle anıyorum senin nezdinde ve sözü Ali Ekber den güzel bir türkü ile bitirmek istiyorum her zamanki gibi yüreğin kalemin emanet...
    Ne ağlarsın benim zülfü siyahim,
    Bu da gelir bu da geçer ağlama.
    Göklere erişti figânım ahım,
    Bu da gelir bu da geçer ağlama.
    Bir gülün çevresi dikendir hardır,
    Bülbül har elinde ah ile zardır.
    Ne olsa da kışın sonu bahardır,
    Bu da gelir bu da geçer ağlama.
    Daimi'yim her can ermez bu sırra,
    Gerçek kamil olan yeter o nura.
    Yusuf sabır ile vardı mısır'a,
    Bu da gelir bu da geçer ağlama

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygıdeğer Dilek Kapusuz hocam, bitmesin Kazdağları ve gezilerim, bitmesin ki sizleri kaybetmeyeyim. Bitmesin ki beni anlayan, yazılarımda ki gizli beni çözen, yorumlarıyla sessiz kelimelerimi gürül gürül duyan sizlerden ayrı düşmeyeyim...

      Hazan hanımın kuymağına gelince, sizin de belirttiğiniz gibi sevginin ve daha gitmeden özlemin törensel vurgulanmasıydı kuymak. Ve tabiki bunlar dile getirilmesede, ben tarafından gayet iyi biliniyordu...

      Ustalarımızla ilgili ise daha detaylı bilgiler verebilirdim. Ama daha önceki yazılarımdan dolayı tekrara düşmek istemedim. Gelen yorumlardan anlıyorum ki yanılmışım. Ama bir dahaki sefere sözümüz olsun... Ve bende büyük ozanımızın en sevdiğim türküsünden bir bölümü sizinle paylaşarak,
      cümlelerime son vermek istiyorum...

      Gölgeniz üzerimden eksik olmasın diyor, saygılarımı sunuyorum...

      " Güruh-i Naci'ye özümü kattım 
      İnsan Zulmünden çok geldim gittim 
      Bülbül oldum firdevs bağında öttüm 
      Bir zaman gül için zara düş oldum.."

      Sil
  57. Selime bakış18 Ocak 2019 10:35

    Içerik olarak oldukça zengin takip edilmesi gereken Saygın bir blog Tebrik ederim aranıza yeni katıldım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selime Bakış hanım, dünyamıza-doğamıza hoşgeldiniz. Beğeninize ve güzel yorumunuza çok teşekkür ederim. Sağlıcakla mutlu kalın, ayakizlerimizden ayrılmayın...

      Sil
  58. Mehmet Sertoglu18 Ocak 2019 10:36

    Tebrikler başarılar arkadaşım

    YanıtlaSil
  59. Tuna Bayraktar18 Ocak 2019 10:39

    Her ne kadar yorum yapamasamda paylaşımlarınızı okuyorum. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuna Bayraktar bey, çok teşekkür ederim. Arada birde olsa isminizi blog'ta görmek bizleri mutlu eder. Bir dahaki yazıma kadar, sağlıklı ve mutlu günler sizin olsun...

      Sil
  60. Songül Baticak18 Ocak 2019 10:41

    Her zamanki gibi anlatılmaz enfes bir paylaşım için teşekkür ederim keşke herkes doğaya sizin kadar duyarlı ve sevdalı olabilse.Basarilar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Songül Batıcak hanım, güzel yorumunuz için çook teşekkürler. Eminim ki bu blogu takip eden herkes sizin gibi büyük bir doğasever. Buda benim için ayrı bir mutluluk... Sağlıcakla, takipte kalın...

      Sil