İzleyiciler

9 Eylül 2018 Pazar

KIBRIS'A GİDEN YOL MERSİN (29 Ağu - 02 Eyl 2018)


KIBRIS'A GİDEN YOL MERSİN (29 Ağu - 02 Eyl 2018)

29.08.2018- BİTMEYEN YOLLAR...
Nihayet düştük, yıllardır gitmeyi düşündüğümüz yavru vatan Kıbrıs yollarına. Ama bu "Bindim uçağa, hoop oradayım" şeklinde olmayacaktı. Çünkü bu biz Turinklerin, daha doğrusu benim fıtratıma aykırıydı. Geze geze çevremizi gözlemleyerek gitmeliydik. Neyse hiç acele etmeden, saatler 07;10'u gösterirken atladık arabamıza, Akçay'dan vurduk Balıkesir yoluna.
Planımız şöyleydi; önce Balıkesir'e gidecektik. Burada sevdiğimiz bir aile dostumuz Araştırma Hastanesinde, ciddi bir hastalıktan tedavi görmekteydi. Ona uğrayıp moral vermeliydik. Öylede yaptık, iyiki de yaptık... Yaklaşık 1,5 saatlik zorunlu Balıkesir molasından sonra, hiç acele etmeden Kütahya üzerinden Afyonkarahisar'a geldik. Buradada önce kısa bir şehir turu yaptık, ardından yemek ve dinlenme. Bu şehrin ihtisasımı yaptığım şehir olarak, bende ayrı bir yeri vardı. Ayrıca, seyahat tarihi ve güzergâhımızın ayrı bir önemi olduğunu da, hatırlatmak isterim. 26-30 Ağustos Zafer Bayramını içimizde hissettiğimiz, duygularımızın coşkun olduğu haftadayız. Ayrıldık güzel duygularla Afyonkarahisar'dan. Konya ve sonrasındaki Ereğli'ye kadar hiç sıkılmadık, yorulmadık. Ama buradan sonra Pozantı'mı. Kâbus gibiydi. Tek yönlü yol ve yüzlerce kamyon. Artık bu noktadan sonra, bıkkınlık başladı. Aslında buralarda bir motelde konaklayabilir veya biryerde çadır kurabilirdim. Ama biz Mersin'de çok sevdiğimiz bir dostumuza söz vermiştik, saat kaç olursa olsun geleceğiz diye...
Saat 23;50. Nihayet geldik, Mersin'de çeyrek asırlık dostum Fulya'nın evindeyiz...

Mersin'de tam dört gün geçirdik. Aslında bu gezinin Mersin bölümü, kültürel geziden ziyade dost, arkadaş ziyareti ağırlıklı olacaktı. Ama Mersin'i daha önce hiç gezmemiş, sadece içinden otobüs ile transit geçmiş biri olarak, tanıma arzusundaydım...



1. GÜN; 30.08.2018, TARSUS...
Bir gün önceki yol yorgunluğuna rağmen sabah erken kalktım yine. Dost sohbeti eşliğinde enfes bir kahvaltı yaptık.
Akabinde Tarsus'a gitmeye karar verdik. Ve sahil yolundan gezinerek, Fulya'nında şehri tanıtıcı konuşmaları eşliğinde yaklaşık 40 dakika sonra Tarsus'a geldik. Tarsus'ta ilk olarak Berdan barajının beslediği, zümrüt yeşili göletiyle çevre halkının gözde piknik alanı olan, baraj mesire alanına gittik.
Gölet rengiyle adeta insanı büyülüyor. Çukurovanın sıcağından bunalan insanlar, pantolon ve tişörtlerini bile çıkartmadan gölete atlayıp, atlayıp çıkıyorlar. Bizim için ilginç, onlar için gayet doğaldı bu durum.

SMS İLE GELEN ÜZÜNTÜLÜ HABER...
Yürüyoruz göletin etrafında, birden telefonuma gelen sms bildirimi ile Kıbrıs Deniz Otobüsü seferinin iptali haberini aldık. Seyahat acentası tarafından hiçbir açıklama yok. Hadii... Başladık irtibat numarasını çevirmeye... Nerdeee. Telefon hep meşgul, çalsada açan yok. Nihayet. Karşımızda bir ses. Deniz Otobüsü seferinin niye iptal olduğu hakkında bilgi veremiyor. Neyse uzatmayalım defalarca, telefon görüşmeleri neticesinde Pazar günü saat 14;00'deki iptal olan Deniz otobüsü yerine ki bu Deniz Otobüsü ile yolculuğumuz yaklaşık 2,5 saat sürecekken, çaresiz saat 23;30'daki çook uzun saatler sürecek Feribot seferine dönüştürdük...



Gün devam ediyor. Yemek yiyeceğiz. Fulya'nın öve öve bitiremediği, Tarsus Şelale Yıldırımlar Otantik Restorana geliyoruz. Buranın, kemikli tavuk ızgarası şahane. Fındık lahmacunu, yeşilliklerden oluşan salatası ve diğer mezeleri süper lezzetli. Çok mu, acıktık ne!..
Fulya bizi buradan çıkarıyor, biraz yürüyoruz, çok değil 100-150 metre sonra; gürül gürül sesiyle bir dereye dökülen şelaleye geldik. Girdik çay bahçelerinin içinden ve daracık bir köprüden, derenin karşı tarafına geçtik. Herkes gibi, şelale arkamızda, bol bol fotoğraflar çekildik..

Günümüz çok güzel geçmişti. Fulya'ya çook teşekkür ediyoruz, bugün için. Dönüşü biraz yorgunluk, birazda biran önce eve gitme isteği ile otobandan yaptık. Evdeyiz, kahvelerimizi bize huzur veren Fulya'nın harika balkonunda içip, bitmeyen sohbetlerimize devam ettik. Saat gece yarısına geliyor. Yorgunum ve uyku gözlerimden akıyor. Herkese iyi geceler, ben yatmaya gidiyorum...




2.GÜN; 31.08.2018, MERSİN ŞEHİR TURU...
Bugün şehri tanımak arzusundayız. Keyifli bir kahvaltı sonrası, atıyoruz kendimizi dışarı. İniyoruz sahil yoluna. Kilometrelerce deniz, yeşil alanlar, ağaçlar, yürüme, bisiklet ve koşu yolları. Bana hitap eden her şeyin var olduğu hissine kapıldım, biran. Şimdiden çok sevdim, ısındım bu şehre.



Sahilde üç büyük futbol takımı adına düzenlenmiş anıt ve alanlar süper. Yine sahilde kediler için özel kedi parkı düzenlenmiş, büyük bir kısmında ise hala peyzaj çalışmaları devam ediyor. Aslında evden çıkarken aklımızdaki ilk şey şehirdeki Atatürk Müzesini ziyaret etmek vardı. Ama sahilin güzelliği bizi içine almış, oyalamıştı. Ama acelemiz neydi ki, tatildeyiz sonuçta.

Gezdik Atatürk'ün Mersin'de konakladığı evi, duygulandık çıktık dışarı. Daldık çarşısına pazarına. Kahve aldık, kuruyemiş aldık.

Dikenli incir yedik. Sanat Evini gezip, restoran-cafe'sinde Fulya hocanın misafirleri olarak ikram edilen sütlü tatlılarımızı lüpletip, kahvelerimizi içtik.


Opera meydanındaki Atatürk heykelinin önünde, Uray caddesininin girişindeki ayyıldızlı kemer altında, kısacası her köşede bol bol fotoğraflar çekildik...


SOLİ POMPEİPOLİS...
Bindik arabamıza, sahilden dönüyoruz eve. Bir taraftanda akşam yemeğini müteakip, yürüme mesafesindeki antik kent Soli Pompeipolis'i, ziyaret etme planları yapıyoruz. Ama ben birden bire, " neden gündüz gözü ile görmüyoruz" dedim ve direkt yönümüzü, antik kente çevirdik.
İyikide gündüz gözü ile gelmişiz. Çünkü buranın derinliğine güzellik ve önemini ancak gündüz gözüyle görebilir, anlayabilirsiniz diye düşünüyorum...


3. GÜN; 01.09.2018, DAVULTEPE YÜZÜNCÜ YIL TABİAT PARKI...
Bugün akşamdan planlı olarak iki aile, cümbür cemaat piknik yapmaya gideceğiz. Bütün hazırlıklar tamam. Gideceğimiz yer, kaplumbağa'ların üreme alanını da içeren bir tabiat parkı. Her ne kadar kaplumbağa'ların üreme dönemi, çoktan geçmiş olsada, yinede merak içindeyiz...
Geldik. Tabiat Parkına, araç girişi ücretli. İçeri giriyor biraz ilerliyoruz. Daha girer girmez solumuzda turkuaz rengiyle deniz, sağımızda ise çam ağırlıklı yemyeşil ağaçlarıyla bir koru karşılıyor, bizi. Aracımızı uygun bir yere parkediyor, eşyalarımızı indiriyoruz. Deniz tarafında kumlar içinde, bir 'İsrail kauçuğu ağacının' gölgesindeki piknik masasına, konuşlanıyoruz hemen. Ve benim için ilk iş, koşaraaakk, deniizzz...







Özetle bugün; yüzdük, endemik kum zambakları ile tanıştık, içi boş kaplumbağa yuvalarını gördük, mangalda nefis etler yedik, çay demledik, kumpir yaptık, ayaklarımızı deniz dalgaları okşarken tatlı tatlı sohbetler ettik, güneşi batırdık, yorgun ama mutlu olarak evimize döndük...

4. GÜN; 02.09.2018. İSTİKAMET, TAŞUCU LİMANI...
Bugün Kıbrıs feribotuna binmek üzere, Taşucu'na gideceğiz. Her zamanki gibi çok keyifli bir kahvaltı ve arkasından kahve eşliğinde, bitmesin dediğimiz, sohbetlerimiz oldu. Sonrası Fulya ve oğulları ile duygusal bir vedalaşma...


TAŞUCU...
Mezitli'den hareketle Taşucu'na giderken, yolumuz güzergahında bulunan; Yapraklı koy, Narlıkuyu, Tisan yarımadası, Cennet-Cehennem çöküntüleri ve Kızkalesi gibi daha önceden adını ve olağanüstü güzelliklerini duyduğumuz yerlere, uğrayarak gitmeyi düşünmüştük. Ama hiç havamızda değildik. Üzerimizde garip bir ataletlik vardı. Neyseki içimizi ferahlatan Erdemli ve Silifke'den geçiyoruz. Ve yaklaşık 1,5 saat sonra  saat 17;00'da, Taşucu'na geliyoruz. İlk iş olarak seyahat acentasına gidip, bilet işini hallediyoruz. Eşim ve kızım şehir içinde bir yerde dinlenirken, ben arabamı emniyetli, uygun bir yere park edip geliyorum. Sonrasında yemek, çay, kahve derken, feribot saatini bekliyoruz.


Çay kahve demişken, Alesta Cafe'den bahsetmeden geçmenin, haksızlık olacağını düşünüyorum. Rengarenk ahşap sandalyeli bahçesi, serin ve huzur verici. İşleticisi güler yüzlü. Ben yemediğim için yorum yapamıyorum ama Truff kek ve Vişneli pastasına ise eşim ve kızım resmen bayıldı...





LİMAN, GÜMRÜK, YURDUM İNSANI VE GEMİ...
Saat 21;40'da, acentanın servisi ile limana gidiyoruz. Çok sıra, binbir çeşit insan var. Ne buradaki olayları, ne de insanları anlatmayacağım. Çünkü buna ne sayfalar, nede zaman yeter. Zaten sizlerde az çok, yurdum insanını tanıyor ve bu tür yerleri tahmin ediyorsunuzdur diye düşünüyorum ...



Neyse, saat 23;10. Gemideyiz. Çıkıyoruz, bize ayrılan, güya koltukları yatak olabilen salona. Burayıda anlatmayacağım size. Anlatmayacağım çünkü, yazarken bile sinir katsayım tavan yapıyor... Ekstra para verip, kendimizi gemiye binene kadar ayrıcalıklı hissettiğimiz, salondaki yatmaz-kalkmaz koltuklardan seçtiğimiz, yan yana üç koltuğa kendimizi atıp, gözlerimizi kapatıyoruz sadece...

TEŞEKKÜR; Mersin'de bizi evinde krallar gibi ağırlayan, güler yüzünü ve sohbetini bir saniye olsun eksik etmeyen, güzel yürekli arkadaşım Fulya ile oğulları Egemen ve Ozan'a çook teşekkür ediyorum...

Murat Turan-2018

50 yorum:

  1. Gülsüm Hazan Turan9 Eylül 2018 19:15

    Aşk, bir insanın sahip olabileceği en büyük servettir. Onun ellerini tutup gözlerine bakabiliyorsa bu servetin gerçek sahibidir… İyi ki demek de bu servetin her geçen gün artığının en büyük şahididir…Bu hayatta mutlu anlar biriktirmek kadar güzel bir şey yok.Anılar biriktiriyorum seninle 28 yıldan beri.
    En güzel rüyanın en güzel yerinde gibiyim. Sanki seninle cennetteyim. Benim cennetimin en büyük iyikisi sensin... İyi ki varsın, iyi ki benimsin...
    Eşim olduğun için kızımın babası olduğun için bu güzel sözlerin sahibi olduğun için kısaca sen sen olduğun için çok teşekkür ederim.Muhteşem bir tatil muhteşem bir yazı.


    YanıtlaSil
  2. Semra Akdemir9 Eylül 2018 19:20

    Canımız Mersin çekti.Murat bey doğal ve sade bir diliniz var.Aileniz çok şanslı.Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  3. Ömer Emre Karataş9 Eylül 2018 19:24

    Muhteşem bir tanıtım ve yazı.Bir Mersinli olarak sevindim hoşnut ayrılmanıza.Yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Cevahir Ayberk9 Eylül 2018 19:31

    Gökçeada gezinizdeki tadı bu yazınızdada yakaladım.Fevkalade bir gözlem gücünüz ve anlatımınız var.Tebrikler 👍👏

    YanıtlaSil
  5. Mustafa Saraç9 Eylül 2018 19:36

    Yazılarınızın ve gezilerinizin sıkı takipçisi oldum ustam kalemine kuvvet tebrikler

    YanıtlaSil
  6. Ayça Senirkent(Alesta Cafe)9 Eylül 2018 19:52

    Murat bey siz ve değerli eşinizi sevimli güzel kızınızı tanımak bir şereftir benim için.Özelikle eşiniz çok sıcakkanlı içten ve samimi geldi.Yazınızı okuyunca ilk aklıma gelen ne kadar güzel bir aile düşüncesi oldu.Değerli aileniz ve siz baştacısınız her zaman bekleriz.Müsadenizle yazınızı paylaşıyorum.Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  7. Semra Akdemir hanım, çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  8. Ömer Emre Karataş bey, çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  9. Mustafa Saraç kardeşim, çok teşekkür ederim. Umarım bütün yazılarımda beraber oluruz.

    YanıtlaSil
  10. Ayça Senirkent hanım, güler yüzünüz için tekrar teşekkürler. Umarım güzel lezzetlerinizden tekrar tatma şansını yakalarız. Saygılar bizden.

    YanıtlaSil
  11. Sevgili eşim'e;

    "Sürerim buluttan tarlaları
    Yağmurlar ekerim göğün göğsüne
    Güneşte demlerim senin çayını
    Yüreğimden süzer öyle veririm"

    YanıtlaSil
  12. Dilruba Öksüztepe9 Eylül 2018 21:00

    Ya siz ne güzel bir ailesiniz.Eşinizin size mesajı ne kadar anlamlı.Tencere kapak misali.Gezilerinize ailenize ve yazılarınıza bayıldım.Harikasınız.

    YanıtlaSil
  13. Dilruba Öksüztepe hanım, çook teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  14. Cevahir Ayberk hanım, çok teşekkür ederim. Ben gezdiğim yerlerin rehberliğinden çok duygularımı aktarmaya çalışıyorum.

    YanıtlaSil
  15. Engin Erdoğan9 Eylül 2018 23:12

    İmrendim.Dostluk anlayışınıza harika yazınıza
    Eşinize kızınıza asırlık arkadaşlığınıza tatilin binlerce lira harcamadan nası eşiniz kılınacağına kısaca herşeye imrendim.Tebrik ediyorum sizi.

    YanıtlaSil
  16. Engin Erdoğan bey, düşünceleriniz için teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  17. Şeref Yılmaz Akar9 Eylül 2018 23:16

    İçelimiz güzeldir insanı daha güzeldir Fulya hanım az gezdirmiş Erdemliye yolunuz düşmemiş yapraklı koyu doyumsuzdur.Misafirimiz olun buyrun.Sizdeki bu anlatımla dahada doyumsuz olur

    YanıtlaSil
  18. Şeref Yılmaz Akar bey, çok teşekkürler. Yapraklı koy planımızda olmasına rağmen malesef uğrayamadık. İnşallah seneye de Erdem'li civarını gezer, tanıtırız.

    YanıtlaSil
  19. Şeref Yılmaz Akar10 Eylül 2018 00:13

    Misafir etmekten hoşnut oluruz mutlaka gelin saygılar

    YanıtlaSil
  20. Taşucundan sevgiler.Blogunuz harika.Gezi tatil planı öncesi klavuzu gibi.Sizde harikasınız.Kaleminiz çok kuvvetli.Başarılar.

    YanıtlaSil
  21. Şeref Yılmaz Akar bey, teşekkür ederiz. Saygılar bizden.

    YanıtlaSil
  22. Saffet Alkoç bey, çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  23. Mersinimiz güzeldir siz anlatınca daha güzel olmuş.Ayça hanım ayrıcalıklıdır bizde.Tekrar bekleriz

    YanıtlaSil
  24. Önce blog yazılarınızdaki ifade gücü dikkatimi çekti.Arkasından eşiniz hanımefendinin mesajı 28 yıl sonrasında bu duygular bu uyum varsa sırrı nedir acaba.Blogunuzun yazılarını bir kitap altında bütünleştirin nacizane bir istek 👏

    YanıtlaSil
  25. Ali Kuzgun bey, evet haklısınız Mersin ve çevresi çok güzel. Bizde tekrar gelmeyi çok isteriz. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  26. Esin Aldemir hanımefendi, 28 yılın içinde tatlısıyla, acısıyla geçen bir ömür var. Kim düşerse ayakta kalanın elini uzattığı, herşeyden önemlisi ikimizinde yaşam kaynağı olan bir kızımız var. Tabi saygı hep ön planda. Bundan başka bir sırrımız yok.Temenni ve duygularınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  27. Yazılarınızı sözlerin partisyonu olarak değerlendiriyorum.Sade anlaşılır bir o kadar sürükleyici.Soluksuz okuyorum.Müthiş bir anlatım gücünüz var öznel yaklaşımlarınız damakta akide şekeri tadı bırakıyor.Nice nice yazılarınızı buluşmak umuduyla.

    YanıtlaSil
  28. Yorum bölümünde Gülsüm hanım'ın (saygıdeğer eşiniz) yazısı oldukça dikkate değer.Birbirinizden ilham alarak aşık atışması yazılarınız olabilir.Uzaktan dostlar edinilebileceğinin en somut örneği olmak isterim.Hanımefendiyi kaleme aldığı bu şiir tadında yazısı için ; ama en çokta bir beyefendi olarak bu duyguları yaşatabildiğiniz için sizi kutluyorum.Kaleminiz hiç susmasın.

    YanıtlaSil
  29. Sevgili Hazan,Murat ve biricik kızları Ilayda;sizlerle geçirdiğimiz dört günün her anı çok özel ve anlamlıydı.Sizleri evimizde ağırlamaktan çok mutlu olduk. Mersin büyük bir şehir, gezilecek ve keşfedilecek çok güzel yerleri var.Hoş geldiniz ve bu dostluğun yaşadığımız sürece devam edecegine yürekten inanıyorum.Kapımız dostlarımıza ve sevenlerimize her zaman açık.Sevgili Murat diline ve yüreğine sağlık arkadaşım.Sevgilerimle....

    YanıtlaSil
  30. Tebrikler gayet başarılı bir anlatım.Yeni yazılarınızda görüşmek umuduyla 🙏🙏🙏

    YanıtlaSil
  31. Sözlerin hazinesi gibi akşam bir dil.Başarılaromuz daim olsun.

    YanıtlaSil
  32. Dilek Kapusuz hanımefendi, Öncelikle bir edebiyatçı olarak, sizler tarafından beni onurlandıran, çok kıymetli bu değerlendirmeleriniz için çoook teşekkür ederim. Bizde eşim ile birlikte sizlerin dostu olmaktan gurur duyarız...

    YanıtlaSil
  33. Kıymetli dostum Fulya, tekrar herşey için çoook teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  34. Uğur Demirci bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  35. Selim Gedikli bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  36. Özgür bir anlatım sade bir dil mükemmel bir gözlem sonuç muhteşem bir yazı.Tebrikler

    YanıtlaSil
  37. Mehmet Dündar Alkoç10 Eylül 2018 18:01

    Gezi rehberimiz olsanız beraber gezsek sizin gözleriniz ve bakışınızla geziler düzenlesek.Doğal ve güzel yazılarınız devamı gelsin.Taşucundan sevgiler saygılar sunuyorum

    YanıtlaSil
  38. Sefa Akdağ bey, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  39. Mehmet Dündar Alkoç bey, güzel yorumunuza çok teşekkürler. Sevgi ve saygı bizden.

    YanıtlaSil
  40. Fatma Adıgüzel11 Eylül 2018 08:43

    Bir arkadaşım tavsiyesi üzerine okumaya başladığım yazılarınızın tiryakisi oldum.Ailenizle mutluluklar ve bol bol geziler dilerim bizde sizin bu eşşiz yazılarınızdan mahrum kalmayalım.Sevgiler başarılar

    YanıtlaSil
  41. Murat bey ayakizleriniz bizdede iz bıraktı.Bende amatörce yazılar yazıyorum,inşallah sizin kadar başarılı olurum.Bu konuda eğitim aldınız mı merak ettim.Gülsüm Hazan Turan hanımın yorumunu bir bölümünü kullanabilirmiyim alıntı olarak.Aşkı bu kadar güzel tanımlamak için aşık olmak gerek 28 yıl boyunca bu duyguyu taşıyabilmek içinde mangal gibi bir yürek gerek.Aşkınız ve yazılarınız daim olsun.Canı gönülden tebrikler.

    YanıtlaSil
  42. Ahmet Sermet Kul11 Eylül 2018 08:55

    Merhaba;Bu yazınızı MERSİN HABERCİ GAZETESİNDE blog ismi ve adınız eşliğinde Ekim ayında yayınlamak istiyoruz.Onayınız var mıdır?

    YanıtlaSil
  43. Fatma Adıgüzel hanımefendi, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  44. Baki Başkent bey, öncelikle güzel yorumunuz için teşekkür ediyorum. Maalesef yazı yazma konusunda, bir eğitimim yoktur. Ama sanırım çok kitap okuyorum. Eşimin yorumundan alıntı yapma konusundaki talebiniz, eşim tarafından olumlu karşılanmıştır. Esen kalın...

    YanıtlaSil
  45. Ahmet Sermet Kul bey, Yazımı blog ismi ile Gazetenizde yayımlamanızda bir sakınca yoktur. Ancak okurlar şunu bilmelidirlerki; bu yazı Mersin'i tamamiyle anlatan bir yazıdan ziyade, benim ailemle doğaçlama ve zamanımızın elverdiği ölçüde yaptığımız bir gezinin kesitidir... Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  46. Abdullah Kahraman13 Eylül 2018 08:30

    Değerli arkadaşım Mersin,Antalya ve Adana arasında sıkılıp kalmış çok iyi tanıtılmamış kavramlar memleketidir.Aslında çok zengin bir tarihi dokusu keşfedilmemiş doğal zenginlikleri ve tabiatı vardır velhasılkelam gelmedikten gezmedikten sonra anlaşılamaz.Okuyunca umut kapladı içimi demek anlaşılma zamanımız geldi dedim.Her ne kadar doğma büyüme Mersinli değilsemde yıllarca ekmeğini yedim.Sen yine gel arkadaşım sen yine gez sen yine anlat.Yüreğine sağlık teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  47. Abdullah Kahraman bey, bende ve ailemde mutluluk izleri bırakan Mersin ve Mersin'lilere, bizde çook teşekkür ediyoruz.

    YanıtlaSil
  48. Bu gezi rehberinizde çok güzel Hatayada bekleriz kaleminizden okumak için saygılar sunuyorum

    YanıtlaSil
  49. Hakan Soylu bey, saygılar bizden. Kısmetse Hatay'ada gelmek isteriz tabiki..

    YanıtlaSil
  50. Gülsüm Hazan Turan19 Eylül 2018 09:24

    😘

    YanıtlaSil