![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/1.jpg)
KUMLUCA'DAN EYBEK KULE - ÇAĞLAYANLAR YOLU (22.01.2019)
Değerli dostlarım, müsaade ederseniz bu haftaki yazıma, bir gün öncesinde yaşadıklarımı anlatmakla başlayacağım... Aslında bir sonraki gün yaptığım orman yürüyüşü ile hiçbir bağlantısı yok bu günün, denize can veren çağlayanlar dışında...
21.01.2019 Pazartesi...
Kış aylarında arzu etiğim gibi denize giremesem de, vücudum tuzlu ve buzlu sularla buluşamasa da son günlerde tekneyle de olsa, engin maviliklerde fink attığım için çok mutluydum... Geçen hafta nergis peşindeydik, bu hafta ise balık...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/8.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/9.jpg)
Açıkçası bugünü, uzun uzadıya anlatmayacağım sizlere. Ama en azından nereye gittiğimi ve ne yaptığımı bilmeye hakkınız var diye düşünüyorum... Evet bugün günlerden Pazartesi. Bahardan kalma güneşli bir gündeyiz. Ve biz üç kişi balık avına gitmeye karar veriyor, dümeni Ayvalık adalarının açıklarına kırıyoruz... Çiçek adasını geçiyor biraz ileride demir atıyoruz. Çıkarıyoruz oltaları, salıyoruz mavi derinliklere. Beklerken heyecanla, güzel sohbetler ediyoruz. Arada bir yemlerimizi tırtıklayıp alan balıklara buda bizden olsun diyor, ısrarcı ve obur balıkları ise teknemize alıyoruz... Aslında balık bahaneydi bugün, deniz ise şahane...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/11.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/13.jpg)
He zamanki gibi sabah erkenden kalkıyorum. Kahvaltıda ne yediğim bu seferlik ben de kalsın, çıkıyorum yola. Ayvalıktan gelecek arkadaşlarımla, Entur Termal Tesisleri önünde buluşacağız. Geliyorum Entur'a. Hava alaca karanlık. İniyorum arabadan, sabahın soğuğu yüzüme vuruyor. Geçiyorum yolun karşısına ve saatler 07;50'yi gösterirken geliyor arkadaşlarım. Kendimi atıyorum sıcacık arabanın içine ve sıcak sabah sohbeti ile vuruyoruz Havran yoluna...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/16.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/17.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/19.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/22.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/24.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/25.jpg)
Şuraya da bakın! Yamaçtan gelen başka bir dere ile birleşiyordu bizim dere. Duruyor, yamaçtan gelen derenin gerisine doğru dikkatle bakıyoruz. Bi çağlayan mı var orada!.. Dereden karşıya geçip, yamaç yukarı akan dere boyunca şöyle bir bakmak istiyoruz... Evet, yanılmamışız. Burada kendisini saklamış, çok güzel bir çağlayanla karşılaşıyoruz. Biz sevinçle yanına yaklaşırken, o asil ve mağrur duruşunu hiç bozmuyor. Sokuluyoruz hemen yanına, hatıramız olsun diye bir kaç fotoğraf çekip, ayrılıyoruz yanından...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/28.jpg)
"Asil Çağlayan'ı" görmenin mutluluğu içimizde, yavaş adımlarla yürüyoruz. Çok değil bir kaç dakika sonra, Kızılçamlar arasından tüm heybeti ile bize bakan Yalama Kayalığı ile göz göze geliyor heyecanlanıyoruz. Ama benim heyecanım Yalama Kayalığını gördüğümden değil, benim heyecanım hemen onun arkasında, onunla omuz omuza olduğunu bildiğim At Kayası'nın varlığındandı. Nedense geçtiğimiz yazdan beri At Kayası ile uzaktan bir gönül bağım oluşmuş, onu görme ve keşfetme arzusu ile yanıp tutuşuyordum. Ama bu mevsimde At Kayasına çıkmanın çok tehlikeli olacağı söyleniyor, maalesef bizim kavuşmamız da yaza kalıyordu... Yani benim için "ölme eşşeğim ölme" hikayesi...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/31.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/32.jpg)
Bu düşünceler ile en arkadan yürürken, arkadaşlarımdan ikisinin çok dik bir yamaçtan, dere yatağına doğru inmeye başladıklarını görüyor, hemen dikkat kesiliyorum... Evet orada gürültülü sesi ile bir çağlayan daha vardı. Bende hemen taşlı, topraklı gevşek yamaçtan kayarak, düşe kalka iniyorum aşağı. Ve karşımda, önünde turkuaz renkli büveti ile ak köpüklü çağlayanı görüyorum. Gencecik bir çınarın dibinden çağlarcasına, ak köpüklerini yüzümüze sıçratarak gülümsüyor bize, bizde ona. Her zamanki anı fotoğrafı çekimleri, vedalaşma ve ayrılma. Elveda "Büvetli Çağlayan", elveda...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/35.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/36.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/37.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/39.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/40.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/42.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/44.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/47.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/48.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/50.jpg)
Şimdi kulaklarımızda sadece o güzel ötüşlü kuşların sesleri. Aslında yol boyunca kuş sesleri hep vardı. Ama biz çağlayanlar sevdasına, onları ya duymadık yada duymazdan geldik...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/53.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/54.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/55.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/56.jpg)
Kuleye çok az yolumuz kaldı. İleride ağaçlar arasından sesler duyuyor, önümüzdeki virajı dönünce, duyduğumuz seslerin bir keçi sürüsüne ait olduğunu anlıyoruz. Sürünün çobanı görünürde yok ama gür sesi ile babayiğit bir köpek karşılıyor bizi. Yaklaşıyoruz yanlarına. Keçilerin umrunda değiliz, onlar yeme içme derdinde. Kimisi iki ön ayağını ağaca yaslayarak arka ayakları üzerinde yaprakları kemirirken, bir başkası boyuna daha uygun bir ağaç dalı bulmuş, keyifle kemirip duruyor. Yani dünya yansa umurlarında değil. Ya köpek. Onun bir sorumluluğu var. Baksanıza, koskoca sürüyü ona emanet etmişler. Köpek bir heykel gibi hareketsiz ve suskun, bütün dikkati ile bizi süzüyor. Sevecen sözlerimizin hiç birine tınmıyor. İlk kez böyle bir köpek görüyor, sessiz ve kararlı bakışları karşısında ürperiyorum...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/59.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/61.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/63.jpg)
Ve tam karşımızda bizi üzen manzara ile yüz yüze geliyoruz. Bakarmısınız şu fotoğrafa. Allah aşkına ne görüyorsunuz, söylermisiniz şimdi!.. Evet belki siz ilk bakışta ne olduğunu anlamayacaksınız. Haklısınızda. Peki ben size orasının, Kazdağlarının ortasında bir maden ocağı ve onun siyanürlü havuzu desem... Şimdi fotoğrafa bir daha bakıp, bana duygularınızı söyleyebilirmisiniz... Ben ise çok üzgünüm ve söyleyecek laf bulamıyorum artık...Ah! Şu madenciler...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/66.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/68.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/69.jpg)
İniyoruz kuleden, bahçedeki çeşmeden su içeceğiz. Ama çeşmenin yanıbaşında, ortadan kesilmiş ve gövdesi tam beş yerinden, dikenli tellerle boğdurulmuş zavallı ağaçları görünce, sinir katsayım tekrar tavan yapıyor. Akıllarınca kulenin etrafını tel çitle çevirmişler. Bre vicdansızlar, bu nasıl bir akıl tutulmasıdır. Orman böylemi korunur...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/72.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/73.jpg)
Bu defa kuleden, huzur bulamadan ayrılıyoruz. Gelirken tırmandığımız karlı kısa rampayı, bir çırpıda iniyoruz. Ha, bu arada çıkarken gördüğüm bir doğa olayından da sizlere bahsetmek istiyorum. "Ağaçlarda Bayrak Formu." Hiç duydunuz mu veya gördünüz mü bilmem ama Kuleye çıkarken bu bölgede "bayrak formunda" bir çok ağaç var. Peki nasıl oluşuyor bu derseniz, bende öğretmen arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla anlatayım size.
Aynı yönde şiddetle esen rüzgârların etkisi altında büyüyen ağaç dallarının, bir tarafa yönelim göstermesi ile oluşuyor. Ve uzaktan bakınca da ağaçlar gerçekten bayrak gibi görünüyor. Ben ilk gördüğümde çok etkilenmiştim. Onun için sizlerle bunu paylaşmak istedim...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/77.jpg)
Eybek Kule, bugünkü yürüyüşümüzün nihai noktasıydı. Biz yürüyüşlerimizde zorunluluk olmadıkça, gittiğimiz yoldan geri dönmez, genelde ring çizeriz. Ama bugün gönlümüz, "Çağlayan Yolunu" bırakmak istemiyor. Ve heyecanla, geldiğimiz yoldan geri dönüşe geçiyoruz...
Kızılçamların içinden geldiğimiz yola düşüyoruz tekrar. Çok sürmüyor, yamaçlarından su fışkıran, sağımızdan gürül gürül akan derenin üst tarafında, yemek molası vermeye karar veriyoruz.
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/82.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/83.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/84.jpg)
Saat 13;00. Hemen yakıyoruz ateşi, koyuyoruz çay suyunu. Bugün peynir, zeytin ve tahinli pekmez yiyeceğiz. Yanında da odun ateşinde kızarmış ekmek. Vee bolca sohbet... Daha ne olsun...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/87.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/88.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/89.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/90.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/91.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/93.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/95.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/96.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/98.jpg)
Bugün öylesine, keyfi bir doğa yürüyüşüne çıkmıştık ama elimizdeki cihaz, 16,5 km'yi gösteriyordu. Mutluyuz...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/101.jpg)
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/102.jpg)
Eşyalarımızı toparlayıp, koyuluyoruz yola. Ama Erhan bey, her zaman ki gibi yapacağını yapıyor, yakınımızda olduğunu söylediği son bi şelale ziyaretinden bahsediyor. Çok uzak değil, madencilerin yolundan giriyor bir kaç yüz metre sonra arabamızı yolun kenarına bırakıyoruz. Hemen yolun solundan, ağaçların içine giriyoruz. Şelalenin sesi kulaklarımızda, kendisini göremesek te sesi ile çağırıyor bizi. Ama durun öyle. Burası resmen uçurum ve çok dik. Bakalım nasıl ineceğiz aşağı...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/105.jpg)
Uçurumdan daha hallice yamaçtan yukarı tırmanırken, bir taraftan da burasının yaz mevsiminde çok güzel olacağını düşünmekten, alıkoyamıyorum kendimi...
Saat 17;20. Edremit'teyiz. Vedalaşıyorum, günümü paylaştığım arkadaşlarımla, bir daha görüşebilmek temennisiyle...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_190125_082009_436/111.jpg)
Bugün keyfe keder, öylesine çıkılmış bir doğa yürüyüşüydü. Hava güneşliydi, mevsime göre oldukça da sıcaktı. Açıkçası bu yolu daha öncede yürümüş biri olarak, beklentilerim çok yüksek değildi. Ama ben nerden bilirdim ki kaç haftadır üzerinde yürüdüğümüz karların eriyeceğini, eriyipte derelere can verip, çağlayanları coşturacağını... Bugün çok sayıda irili ufaklı, birbirinden güzel çağlayanlarla beraber yürüdük. Her biri ak köpükleri ile gönlümüzü, gürül gürül sesleri ile kulaklarımızı şenlendirdi...
Gönüllerin şen olduğu bu yürüyüşte, bana yol arkadaşlığı yapan dostlarıma çook teşekkür ediyor, çağlayanlar yolu olarak zihnime kazınan bu güzel parkura ise 10 üzerinden 9 puan veriyorum...
Not: Bu yazıda kullanılan toplam 53 adet fotoğraftan, 45. Muharrem Keskün'e, 52. fotoğraf ise Erhan Çiftçi'ye ait çekimler olup, diğer çekimlerin tamamı bana aittir.
Murat Turan - Akçay 2019