İzleyiciler

20 Kasım 2018 Salı

MADRA DAĞI GÖLCÜK YAYLASI (18.11.2018)



MADRA DAĞI GÖLCÜK YAYLASI (18.11.2018)

Bu hafta Kazdağlarının güneyinde bulunan, Madra dağlarına uzanacağız. Bir yanı Balıkesir İvrindi, Havran, Ayvalık ve Burhaniye' ye , diğer yanı ise İzmir Bergama'ya uzanır bu dağların...

Bu bölgeye ilk geldiğimde, birbirinden güzel yaylalarını gezmeye doyamamış, içlerinden birisini ise hiç unutamamıştım... Uçsuz bucaksız çayırlarıyla çimenini, dumanı bacasında derme çatma evlerini, içinde kuzular meleşen ağıllarını, gür sesli cesur bekçi köpeklerini, içimizi ferahlatan soğuk pınarlarını, masmavi gökyüzünü, kuşlarını, çiçeklerini, yani "Gölcük yaylası" seni unutamamıştım...
Künklü tarafından küçük bir tepeyi çıkıpta, karşımda Gölcük yaylasını ilk gördüğüm anı hatırlıyorum da... Nasılda ağzım açık, bakakalmıştım öyle... Sevgili eşim duymasın ama benimkisi ilk görüşte aşk'tı, adeta. Gölcük yaylasına olan hislerim buydu tam olarak.

İşte nihayet kavuşma zamanıydı, Madra dağlarındaki sevgiliyle. Heyecanlıydım ve aynı zamanda da meraklı. Acaba bıraktığım gibi bulabilecekmiydim!.. Daha doğrusu nasıl karşıyacaktı beni. Kucaklayacakmıydı hasretle, yoksa içim burularak, hayal kırıklığı mı yaşayacaktım... Bilmiyordum açıkçası...

18 Kasım 2018, Pazar...
Gün henüz ağarmadan, sabah erkenden uyanıyorum. Azda olsa kahvaltı yapıyorum. Benim için en önemli öğün. Diğer öğünlerin, benim için pek bir önemi yok ama asla kahvaltısız güne başlayamam...
Akşamdan hazırladığım çantamı alıyor, çıkıyorum evden. Burhaniye'de arabamı bırakıyor, Burak kardeşimizin aracına geçiyorum. Saatler 07;00'ı gösterirken, Ayvalık'tan gelecek arkadaşlarımızla Kozak sapağında buluşmak üzere çıkıyoruz yola... Gömeç'ten Suat beyide alıyoruz. Hava hala karanlık ve yağmur başlıyor. Anlaşılan bugün yağmur altında arşınlanacak yollar, patikalar.


Saat 07;30. Kozak sapağındayız. Diğer arkadaşlarımızda geliyor ve 9 arkadaş, iki araç düşüyoruz Kozak'ın derinliklerine. Hava bulutlu da olsa gün ışımaya başlıyor... Programa göre önce Bağyüzü köyünde kahvaltı yapıp, sonra yürüyüş rotamızın başlangıcı olan Hacıbozlar köyüne geçeceğiz...



Öylede yapıyoruz. Yağmur altında Bağyüzü köyüne gelip, Yusuf'un kahvesinde gürül gürül yanan sobanın başında kahvaltımızı yapıyor, çaylarımızı içiyoruz afiyetle. Arkasından, ver elini Hacıbozlar köyü...

Bu arada şunu belirtmek isterim ki etkinlikler, bizim için sadece dağlarda, bayırlarda yürümek değildir. Aynı zamanda, yürüdüğümüz coğrafyadaki yerel halkı tanıma, dertleşme, fikir alışverişinde bulunma ve kaynaşma fırsatıdır da. Yurdumun topraklarını tanımak kadar, gelenek ve görenekleriyle insanlarını da tanımanın, önemli olduğuna inanırım. Bu yönüyle kendimi, biraz şanslı hissediyorum galiba...


 
Saat 08;45. Hacıbozlar köyündeyiz. Ve hiç oyalanmadan, köy meydanındaki kahvehanenin önünde, başlıyoruz yürüyüş kıyafetlerimizi kuşanmaya. Önce tozluklarımızı geçiriyoruz botlarımızın üzerinden, sonra pançolar, bereler derken batonlar elimizde, başlıyoruz köyün içinden geçip, Madra eteklerine doğru yürümeye...


Yolda dikkatimizi çeken ilk şey, yağan yağmura rağmen çamur olmamasıydı. Çünkü kumda yürüyorduk. Evet, resmen plaj kumu gibi bir kum yolda yürüyorduk...




Çok sürmüyor, 10-15 dakika sonra kum yoldan çıkıp, sola kayaların arasına dalıyoruz. Önce bir çayırlık ve hafif bir tırmanış. Ta ki koca bir fıstık ağacının altındaki çeşmeye kadar. Hava yağmurluda olsa serinde olsa, soğuk sularından bir yudum almadan geçmek olmaz... Çeşmenin buz gibi sularından içip, soluklanıyoruz. Geriye dönüyor uzaklara, bulutların arkasında bıraktığımız köye bir göz atıyoruz...




MUTLULUĞUN İŞARETLERİ...
Hava koşulları normal olarak rahatsızlık veriyor gibi olsada, aslında bu doğanın her halini seven insanlar olarak, herbirimiz son derece mutluyduk. Mutluyduk diyorum çünkü, çevremizde gördüğümüz irili ufaklı binbir şekildeki kayaları hayret ve hayranlıkla bir canlı veya cisme benzetmek, uzaklardaki süt beyazı bulut kümelerinin güzelliklerini dile getirmek, yağmurun ne kadarda narin ve çisil çisil yağdığını ve "tam yürüyüş havası" diye ağzı kulaklarında söylemlerde bulunmak, mutluluk işareti değilde nedir sizce...


BUGÜN ÇAMURA DEĞİL KUM'A BULANACAĞIZ...
Çıkıyoruz kayaların arasındaki patika yoldan daha geniş orman yoluna. Bu yolda kum ağırlıklı... Bugün anlaşılan çamura değil, kum'a bulanacağız...
Bu kum yol olayına, açıklık getirmeliyim sanırım. Madra dağları jeolojik olarak, kırılma sonucu oluşan dağlardır. Dolayısıyla kayaç yapıya sahip olup, zamanla bu kayaların çevresel etkilerle aşınması sonucu, kum yapı araziye hakim olmuştur...


Sağımız solumuz yemyeşil kızıl çam ormanı. Onun içindir ki sonbaharın renklerini ağaçlarda pek göremiyoruz şimdilik. Ama merak etmeyin, kızıla dönmüş rengiyle eğrelti otları, ayaklarımızın altındaki sararmış iğne yapraklarıyla çamlar sonbaharın varlığını unutturmuyorlar bize...



  Yolumuz kimi zaman kum orman yolu, kimi zaman çam iğneli, kozalaklı belli belirsiz patikalar oldu. Hep bir tırmanış içindeydik. Yükseldikçe gövdesi eğri büğrü kızılçamlar, yerini sütun gibi karaçamlara bırakıyor, hava puslanıyordu...


Saat 10;20. Yağmur duruyor. Sisler içindeki karaçamların gölgesinde, kayalıkların arasından kısmen inişli bir patikadayız. Ve birden üzemizdeki gölge kalkıyor. Önümüze içimizi aydınlatan, küçük ama yemyeşil bir çayırlık çıkıyor. Hepimiz tarifsiz bir gülümseme ile neşeleniyoruz...



Bir insan hem ormanın karanlığını, hemde üzerinde tek bir ağaç olmayan dümdüz çayırlıkları nasıl sevebilir, diye düşünebilirsiniz. Bu size bir çelişki gibi gelebilir. Kendi adıma bunu şöyle açıklayabilirim. Size garip gelecek ama ben kendimi ormanların derinliğinde de, uçsuz bucaksız tek bir ağaç olmayan çayırlıklarda da "özgür" hissediyorum. Çünkü ormanda atan yüzlerce kalpten birisi, çayırlıkta ise uçan onlarca kuşun, kelebeğin kanadıyım ben...



Ayrılıyoruz küçük çayırlık alandan, vuruyoruz tekrar çamların arasına. Geçiyoruz sislerin içinden birer hayalet gibi... İlerledikçe ağaçlar seyrekleşiyor, sis bulutları yoğunlaşıyor. Bir süre sonra, araç izleri olan bir yola iniyoruz. İşte tamda bu an içimde bir kıpırtı, tarif edilmez hisler. Sevgiliye kavuşma anı gibi... Sis'ten çevremizi pek seçemiyor, yürümeye devam ediyoruz. Ve bir süre sonra anlıyoruz ki geniş bir çayırlıktayız... Sevgili Gölcük Yaylası bizi çoktan kucaklamışta, haberimiz bile olmamış...



SİSLER İÇİNDE BİR GÜZEL...
Saat 11;20. Erhan beyin gps bilgilerine göre 1050 rakımdayız. Yaylada bizi ilk karşılayan, mor renkli "vargitler" oluyor. Ve biraz ileride, ağaçtan oyma bir hayvan sulağı. Tabiki mevsim itibariyle yaylada hayat yok. Ama yaylanın içlerine doğru biraz daha yürüyünce, hayvan sesleri duyuyor, bir iki ailenin toplanmakta olduklarını görüyoruz...




Buraya geçtiğimiz yılda gelmiş, her yönüyle çok sevmiştim bu yaylayı... Şimdi sevgili yaylamız her ne kadar kendini sisler içinde saklasada, bugün sisler içindeki güzelliğine gizem de katmış, yüreğimizdeki sevgiyi kat be kat artırmıştı...




SUYU BOL, HUZURU SONSUZ YER...
Dönüşte görüşmek üzere, vedalaşmadan ayrılıyoruz yayladan... Giriyoruz karaçamların arasına ve yaklaşık 100 m sonra, dört bir tarafı çeşmelerle bezenmiş bir çayırlığa, Künklü'ye çıkıyoruz. Evet buraya "Künklü" diyorlar. Ve aynı zamanda yürüyüş gruplarının "suyu bol, huzuru sonsuz" kamp alanıdır burası...




Saat 11;40. Yemek molasını burada vereceğiz. Hava kapalı, yağmur yok ... Hemen odunlar toplanıyor, ateş yakılıyor. Çay suyu, bir tarafta, diğer tarafta yemek hazırlığı...
Yemek demişken fotoğraflara bakıp, yahu bunlar pikniğe mi, yoksa doğa yürüyüşüne mi gidiyorlar diyebilirsiniz. Vallahi de billahi de bu işler hep Cem kardeşimizin başının altından çıkıyor. Yoksa bizlere birer sandviç ile biraz çikolatanın yanında sıcacık çay çok bile geliyor...



Yağmur yok ama sis iyice bastırıyor... Bir şeyler atıştırırken, ormanın içinden gelen sese dikkat kesiliyoruz. Ve çok geçmeden, bir koyun sürüsü ile birlikte çoban çıkageliyor. Sürüyü köpeğin himayesine bırakıp hemen yanımıza, ateşin yanına sokuluyor. Başlıyoruz hasbihal etmeye. Havadan sudan derken, konu geliyor evliliğe. Daha doğrusu konuyu o getiriyor, evlilik mevzusuna. Meğerse bizim çobanın yaşı gelmiş otuza ve hala evlenemediği için dertlimi dertli... Neyse uğurluyoruz çobanı, selametle...

Saat 13;00. Yağmur tekrar başlıyor. Buradada bi hayli zaman geçirmiştik. Ateş başı sohbetten, zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştık. Toparlanıyoruz hızla ve geldiğimiz yoldan dönüşe geçiyoruz...


BEN BENİ, KENDİMİ, CANIMI, ÖZÜMÜ...
Yaklaşık 100 metre sonra, tekrar yayladayız. İlk eve yaklaşıyoruz ve bahçesinde kuzusuyla meleşen bir koyun görüyoruz. Yürümesinden belliki kuzu henüz bir kaç haftalık, ürkek ve titrek. Adeta anasının dizinin dibinden ayrılmıyor. Bizi görünce daha bir heyecanlanıyorlar, analı kızlı. Uzaktan seviyor, fotoğraflarını çekiyoruz. Ve daha fazla rahatsız etmeden, ayrılıyoruz yanlarından... Ama gel görki yol boyunca, Mahzuni Şerif'in "ben beni'si" dilime pelesenk oluyor...

"Seyyah oldum, pazar pazar dolaştım
Bir tüccara satamadım ben beni
Koyun oldum, kuzum ile meleştim
Bir sürüye katamadım ben beni... " 






Yaylanın içlerine doğru yürüdükçe, son bir kaç ailenin de eşyalarını toplamaya geldiğini görüyoruz. El sallıyor, selamlaşıyoruz. İçinde pişirilen sıcacık ekmeklerin mis gibi kokusunu burnumuzda hissederek, ekmek fırınının önünde, hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Yaylanın çayırıyla çimeniyle, çeşmesiyle vedalaşıp, vuruyoruz ormanın derinliklerine...












Dönüş yolumuz da; başka başka güzellikler sunuyor bize... Sisler içinde devasa karaçam ormanlarında, yanlız başınıza yürüdüğünüzü hayal edin... Müthiş bir duygu... Sonra yağmur ve kızıla çalan bakır rengiyle eğrelti otları, kumdan ibaret yollar, bizi hiç susuz bırakmayan adım başı çeşmeler, zaman zaman yolumuzu sarı turuncu yapraklarıyla süsleyen çınarlar ve köye doğru top top fıstık çamları...Ve araziye adeta serpiştirilmiş gibi çeşitli şekillerde, devasa kayalar...



Hiç bitmesin dediğimiz yollar, maalesef bitiyor. Saatler 15;30'u gösterirken, Hacıbozlar köyüne girerken inekler karşılıyor bizi... Yaklaşık 17 km'lik unutulmaz bir yol yürümüştük...


Değişiyoruz üstümüzü başımızı, atlıyoruz arabalarımıza. Bağyüzü köyündeyiz tekrar. Burayı sevmiştik; insanını, gürül gürül yanan sobasını ve Yusuf'un çaylarını. Isınıyoruz bir güzel. Ve eve boş gitmek olmaz deyip, mandalina alıyoruz en tatlısından...

Saat 16;20. Bağyüzü'nde vedalaşıyor ayrılıyoruz, diğer araçtaki arkadaşlarımızla...



SON SÖZ...
Benim için Kazdağları denince akan sular durur. Ama haksızlık etmeyelim, hani bugün Madra dağlarıda bir başka güzeldi. Yağmur ve sis ise onu daha bir güzelleştirip, yüreğimizdeki unutulmazların içine koyuverdi... Her bahar yeşil geniş yaprakları ile eğrelti otlarını, ormanların süsü olarak görürdüm. Ama nereden bilirdim ki Madra'da beni mest edecek, kızıl bakır renkli eğrelti otlarıyla karşılaşacağımı... İşte buda ayrı bir güzellikti...
Bugün mutluydum, mutluyduk... İşte bu tüm güzellikler için rehberliğimizi yapan Erhan bey başta olmak üzere yol arkadaşlarım; Suat, Muharrem, Burak, Yahya, Cem ve Özgür bey ile Rita hanıma çook teşekkür ediyorum...

Gizemliliği ve ihtişamı ile beni çok etkileyen bugünkü parkuru değerlendirme puanım;10/10

Not: Bu yazıda kullanılan toplam 56 fotoğraftan 53 adedi bana, 11, 37 ve 49. fotoğraflar ise Erhan Çiftçi' ye ait çekimlerdir.


(Murat Turan-Akçay 2018)












108 yorum:

  1. Beklenen yazı geldi yüreğine sağlık arkadaşım mükemmel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Hızal bey, takibinize çok teşekkür ederim...

      Sil
  2. Özgür Atakan20 Kasım 2018 12:39

    Süper yazı süper adam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özgür Atakan bey, beğeninize çok teşekkür ederim. Süper olan sizlersiniz...

      Sil
  3. Mutluluk kuşun kanadında ve sizin yazılarınızda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sare Deniz hanım, mutluluk mutlu olmasını bilene, her yerde... Yazılarımın sizleri mutlu etmesi, benim için ne büyük mutluluk...

      Sil
  4. Çok şanslıyız sizi okuyoruz ve gitmediğimiz daha doğrusu gidemediğimiz yerleri sizin aracılığınızla gezmiş kadar oluyoruz ��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl Can bey, beni takip ettiğiniz ve desteklediğiniz için bende çok şanslıyım... Nice yazılarda birlikte olmak dileğiyle, esenlikler dilerim...

      Sil
  5. Nuray Çolakoğlu20 Kasım 2018 12:53

    Muhteşem yerler bayıldımmmm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nuray Çolakoğlu hanım, çok teşekkürler...

      Sil
  6. Yıldırım Bakır20 Kasım 2018 13:00

    Parkur rotası paylaşacakmısınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldırım Bakır bey, parkurları kayda almıyorum. Talep olursa neden olmasın...

      Sil
  7. Murat abim seninle yürüdüğümüz her yolu anlatımlarınla tekrardan yürüyor gibi oluyorum her ne kadar yaptığımız yarı mangal yemeklere katılmasanda bizi çekmekle katılmış oluyorsun ağzına yüreğine sağlık Murat abim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Roketler74 Cem kardeşim, yol arkadaşlığın için tekrar teşekkürler...

      Sil
  8. Hasan Hüseyin Çelik20 Kasım 2018 13:38

    Yine eşsiz bir mekan ve anlatım tebrikler teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hasan Hüseyin Çelik bey, beğeninize çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  9. Artık hem sabırsızlanmaya hem sağlığınızla ilgili endişeye düşmüştük.Ne mutlu bize yinr aramızdasınız. HER ZAMANKİ GİBİ HARİKA .teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esin Aldemir hanım, öncelikle sağlığım konusundaki ilginize ve yazı konusundaki güzel yorumunuza çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  10. İlksin Çelik20 Kasım 2018 13:42

    Blogerlar arasındaki yeriniz ne kadar belirgin.Bizde bu yüzden şanslıyız sanırım.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlksin Çelik hanım, bu onurlandıran güzel yorumlar için bende çok şanslı hissediyorum kendimi. Takip, beğeni ve desteğiniz için çok teşekkürler...

      Sil
  11. Tek kelime ile Enfessss.Elinize sağlık .Doğa muhteşem bir sanatçı sözü doğrulandı sayenizde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayhan Sorken bey, beğeninize çook teşekkürler. Sağlıcakla takipte kalın...

      Sil
  12. Sizi okumak ayrıcalıklı olmak demek.Sabırsızlıkla bekledik bunca zaman ama değer oldu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sönmez Ufuk bey, yazdığım bu yazıların kadir kıymet bilir, nitelikli okurlar tarafından okunması ne kadar gurur verici bilemezsiniz. Her şey için çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  13. Yazınız çok güzel resimlerle süslenmesi harika yaşıyor gibi oluyoruz elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşe Karaman hanım, sizlerinde okuyan gözlerinize, yorum yapan yüreğinize sağlık...

      Sil
  14. Dilruba Öksüztepe20 Kasım 2018 15:33

    Üstadım;merakla bekledim yazınızı.Acaba bu sefer hangi cennet köşesindeyiz diye.Buraları yaşamak tabiki büyük şans ama bunu bize aktarabilecek sizin varlığınızda Bizim için şans.Yaradanış herşeyi sebebi ile yaratmış.Saygıdeğer eşinize sevgiler.Allaha emanetsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilruba Öksüztepe hanım, arada bir yazılarım gecikiyor, biliyorum. Ve bunun için tüm okurlarımdan özür diliyorum. Ama hayatın başka meşgalelerinide unutmamak gerek. Yakın ilgi ve desteğinize çook teşekkür ediyorum. Eşiminde sizlere sevgi ve selamlarını iletmek isterim. Sağlıcakla kalın...

      Sil
  15. DAVUT KALENDER20 Kasım 2018 15:38

    Dostum endişe ettik meraklandık sonra beklediğimize değdi diye düşündük.umarım kış aylarındada bu doyumsuz yazıların devam eder.ara verecekmisin ?Mahrum kalacakmıyız.Eline yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Davut Kalender bey, sizler gibi değerli okuyucu kitlesi ile birlikte, hava koşulları ne olursa olsun, daha bir çok yeri gezeceğimizden emin olabilirsiniz. Sağlıcakla takipte kalın...

      Sil
  16. Herşeyi ile kusursuz bir paylaşım.Ne kadar sade ve içten bir anlatım hayran kaldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Funda Torun hanım, beğeninize çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  17. Songül Batıcak20 Kasım 2018 15:47

    Dağlara aşıksınız doğaya aşıksınız dağlarda mutlusunuz bu yazıdan sonra eşiniz kapıda sizi nasıl karşılayacak meral içindeyim .Elinde tava oklava merdane olursa şaşırmam :).Latife bir yana evinde mutlu olan heryer de mutlu olur.Eşinize hayran kaldım size desteğinden dolayı.Kutlarım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Songül Batıcak hanım, dağlara, ormanlara, denizlere sevdalı olduğum doğrudur. Şükürler olsun ki bu sevdaya sevgili eşimde hep saygı duymuş ve desteklemiştir. İyiki desteklemişte bu yazılar ortaya çıkmış ve sizleri tanımışım. Destek ve güzel yorumlarınız için sonsuz teşekkürler...

      Sil
  18. Doğaya geri dönüşün başlaması insanın özüne dönme çabası. Ne mutlu bu sizin şu an yaşadığınızı yazılarla bize ulaştırıp hayalende olsa yaşamamız. teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serkan Özel bey, "insanın özüne dönme çabası" Güzel bir tesbit. Umarım bir gün sizin için hayalden öte gerçek olur. Takibiniz için ben teşekkür ederim...

      Sil
  19. Orhan Çabukeli20 Kasım 2018 15:54

    Murat kardeşim yazıların mümkün olsada hergün olsa.Köşe yazısı gibi takip etsek ama ne mümkün çok ara verme bizi eksik etme.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orhan Çabukeli bey, "köşe yazısı gibi". Keşke mümkün olsa böyle bir şey. Ama hayat maalesef şimdilik buna izin vermiyor. Takibiniz için çok teşekkür ederim.

      Sil
  20. Hülya Sargın20 Kasım 2018 15:56

    Enfes anlatım, harika resimler , anlaşılır dil, muhteşem doğa.Harikasınız ☆☆☆

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hülya Sargın hanım, onur veren yorumunuza çook teşekkür ederim. Sağlıcakla, takipte kalın...

      Sil
  21. Yazıyı okudum dilime bu türkü dolandı.
    Dağlar seni delik delik delerim delerim
    Kalbur alır toprağını elerim aman aman
    Elerim aman aman dumanlı dağlar

    Sen bir kara koyun ben de bir kuzu bir kuzu
    Sen döndükçe ardın sıra melerim aman aman
    Melerim aman aman dumanlı dağlar.
    Haksızmıyım dostum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kenan Ortak bey, çok haklısınız. Doğa insanın aklına, diline binbir türlü şey getirip, diline doluyor... Bu türküyü bende çok severim...

      Sil
  22. Sevgi Yıldırım20 Kasım 2018 16:18

    Muhteşem.Başarılar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgi Yıldırım hanım, çook teşekkür ederim...

      Sil
  23. Ayşegül Dağıstanlı20 Kasım 2018 16:21

    Hayalini kurduğum yaşam .arkadaşlarınız ve siz ne kadar mutlusunuz ve şanlısınız.inşallah bir gün bende eşlik edeceğim sizlere

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşegül Dağıstanlı hanım, evet mutlu ve şanslıyım... Bizlere eşlik etmenizden onur duyarız... Sağlıcakla kalın...

      Sil
  24. Mükemmel.Bir dahaki geziniz de yaylalara dağlara derelere kurda kuşa ağaçlara selam olsun can

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şinasi Kurt bey, beğeninize çok teşekkür ederim. Yazdım bir kenara, bundan sonraki ilk gezimde selamınızı ileteceğim kurda, kuşa, ormanlara....

      Sil
  25. Ergun Çamlıbel20 Kasım 2018 16:37

    İmrenerek okudum.Yazıda sizde tarifi zor duygular yaşatıyorsunuz.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergun Çamlıbel bey, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  26. Adnan Polat Kaysan20 Kasım 2018 16:40

    İlk defa kızıl eğreti otu gördüm desem yalan değil.Muhteşem bir yaşam tarzı.Hayata başkaldırı bu.Tebrikler

    YanıtlaSil
  27. Adnan Polat Kaysan bey, beğeninize çook teşekkürler. Gezdikçe bende daha önce bilmediğim çok şey görüyorum... Yaşadıkça, gördükçe, keşfettikçe daha beraber çook şeyler göreceğiz. Takipte ve esen kalın...

    YanıtlaSil
  28. Doğayla başbaşa olmak kadar mutluluk verici başka ne olabilir bende düşünemiyorum. Gıpta ediyorum yaşamınıza.Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saffet Alkoç bey, doğa ile ilgili aynı duyguları taşıyoruz. İyi dileklerinize çok teşekkürler.

      Sil
  29. Cevahir Ayberk21 Kasım 2018 00:30

    Her bir cümledeki duyguların nakış gibi işlenmiş hissi veriyor.Gitmek görmek kadar önemli olan bunu aynı güzellikle anlatabilmek.Çok teşekkürler ustam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevahir Ayberk hanım, güzel yorumunuz için ben çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın...

      Sil
  30. Fırat Osmanlı21 Kasım 2018 00:31

    Tebrikler...

    YanıtlaSil
  31. Süleyman Karık21 Kasım 2018 00:33

    Okuyunca köyümün yaylaları kuzuları geldi aklıma ne mutlu zamanlarmış o zamanlar kıymetini bilmeden ömür tüketmişiz. Yüreğine sağlık dostum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süleyman Karık bey, öyle demeyin her zamanın ayrı bir kıymeti ve güzelliği vardır. Umarım sağlıkla daha nice ömürler sürersiniz...

      Sil
  32. Vuslat Canetli21 Kasım 2018 00:35

    Fotoğrafları görmeden bile yazdıklarınızı hayal edebiliyorum.Sade diliniz ile nasıl bir duygu yüklemesi yapıyorsunuz ilginç.Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vuslat Canetli hanım, Hissettiklerimi, gördüklerimi dile getiriyorum sadece. Duygularımı sizlere de aktarabiliyorsam ne mutlu bana...Beni okuyup güzel yorumlarınızla onurlandırdığınız için bende size çok teşekkür ederim...

      Sil
  33. Serdar Köstence21 Kasım 2018 00:37

    Üstadım aklımıza giriyorsun işi gücü bırakıp dağ tepe peşinde dolanma hissi uyandırıyorsun.ETME :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar Köstence bey, iş güç bir yana arada dağlara ormanlara gitmek gerek.Yolunuz bu taraflara düşerse seve seve....

      Sil
  34. İlk defa okudum ama bundan sonra hep okuyacağım.Çok beğendim takipteyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semra Kuzuluk hanım, beğeninize çok teşekkür ederim. Umarım ayak izlerimi bırakmazsınız...

      Sil
  35. Kerem Açıkgöz21 Kasım 2018 00:41

    Murat abi seninle gezmek ölmeden yapılması gerekenler listesinde idi ama seni tanımak artık şart oldu.Yaz aylarında Balıkesir deyim.Haberleşelim.Çadır kamp tavsiyesi almak ve seni mutlaka tanımak istiyorum.Saygılar sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Açıkgöz kardeşim, ne zaman istersen kapımız açık. Görüşmek üzere esenlikler...

      Sil
  36. Tebrik ediyorum.Farklı blog farklı anlatım ve bakış açısı .Yaşadıklarınızı yaşatan üslup mükemmel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selen Kombak hanım, beğeni ve takdir içeren yorumunuza çook teşekkür ederim... Sağlıcakla, takipte kalın...

      Sil
  37. Serdar Sarınç21 Kasım 2018 00:44

    İyiki varsın Murat arkadaşım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar Sarınç bey, çok teşekkür ederim, iyiki sizlerde varsınız...

      Sil
  38. Gülten Aydın21 Kasım 2018 00:45

    Bu gezi notları mutlaka kitap olmalı.Arkadaşlarıma yazılarınızdan pasajlar okuyorum mutlu oluyoruz.Tebrikler kardeşim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülten Aydın hanım, gelecekte neden olmasın. Arkadaşlarınızla paylaşımınız ve mutluluğunuz, beni de çok mutlu etti. Bunun için çook teşekkürler...

      Sil
  39. Sisler içinde yürümek bilinmeze gitmek.Doğayı sevmek insana önem vermek anlamak sarıp sarmalamak.Tebrik ediyorum.Başarılar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahzun Servet bey, Sisler içinde bir ormanda yürümenin hazzını inanın anlatmak mümkün değil. Onurlandıran güzel yorumunuza çook teşekkür ederim...

      Sil
  40. Pariylaşım kadar fotoğraflama yeteneğiniz gözlemlerinizde oldukça dikkat çekiyor.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aydan Kavruk hanım, takdir içeren güzel yorumunuza çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  41. Tabiatın kollarında iken insan mutluluktan başka duygu hissedemez.Yerel halka sempatiniz kayda değer.İçinizdeki insan sevgisi ne kadar anlamlı.Özel birisiniz.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mert Kasırga bey, hakkımdaki güzel düşünceleriniz için çook teşekkürler. Asıl özel olan, yazılarımı okuyup, yorumlarıyla beni yönlendiren, destekleyen sizlersiniz...

      Sil
  42. Gülşen Zorlu Kaptanoğlu21 Kasım 2018 08:46

    Enfes enfes enfes .Tebrikler yol arkadaşım.En kısa zamanda görüşmek üzere

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülşen Zorlu Kaptanoğlu hanım, çok teşekkürler. Görüşmek üzere, esen kalın...

      Sil
  43. Kalemşör dostum;yüreğinden gelen esintileri okumak bir lütuf.Bakmak ve görmek arasındaki o narin çizgiyi alt üst eden bakış açınla,kağıda kaleme dökerken ince dokunuşlarla farkını ortaya koyuyorsun.Tabiat yaşam döngümüzde bize herşeyi en fazlası ile veriyor.İnsanımızın bunu anlayacağım zamanlar mutlaka gelecek ama o zaman iş işten geçmiş olacak.Elimize geldiğince korumalıyız ama bu bireysel çerçevede kalırsa kalıcı olmaz.Bu bilinci etrafımızada empoze edilmeli diye düşünüyorum.Ve köylümüze değer veren yaklaşımın beni çok duygulandırdı.Yüreğine emanet ol.Gülsüm hanıma sevgiler özlemler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygıdeğer Dilek Kapusuz hocam,yine onurlandıran, düşündüren ve yönlendiren yorumunuzla beni mutlu ettiniz. Sizinde bildiğiniz üzere hemen hemen her yazımda mutlaka tabiat sevgisine ve korunmasına değinirim. Ama bu ne kadar yeterli bilmiyorum. Ümidim odur ki domino taşı etkisi ile herkes yanıbaşındakileri bilgilendirir ve yönlendirir... Eşimle birlikte esenlikler diler, saygılarımızı sunarız....

      Sil
  44. Meryem Çalışkan21 Kasım 2018 14:16

    Bu yazıları seviyorum çünkü ulaşılmaz dediğim yerlere gidiyorum.Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meryem Çalışkan hanım, güzel yorumunuz beni çok mutlu etti. Umarım sizde yazılarımla hep mutlu olursunuz..

      Sil
  45. Füsun Çamlık21 Kasım 2018 14:18

    Dağların özgür ruhu içinizden hiç eksik olmasın.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Füsun Çamlık hanım, kıymetli bu güzel yorum için çook teşekkürler. Sağlıcakla kalın...

      Sil
  46. Harika fotoğraflar eşliğinde edebi bir yazım kadar okuması bir şey olmaz hem göze hem kalbe hitap ediyorsunuz teşekkürler tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melike Açar hanım, teşvik edici ve onurlandıran değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim...

      Sil
  47. İmkansızı başarıyor bir çok insanı masal diyarları na sürüklüyorsunuz bende dahil.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canan Sevimli hanım, ne mutlu bana ki sizlere bu güzel yerleri masal diyarı tadında anlatabilmişim. Beğeninize çoook teşekkür ederim...

      Sil
  48. Kemal Ali Türk21 Kasım 2018 18:56

    Doğa tutkunu biriyim bloglardan yazan arkadaşları takip edip tatilimi geçireceğim yerleri etüt ederim ama sizin anlatımınız ve fotoğraflarınız beni açmaza sürükledi nereye gideceğime karar veremiyorum.Ama o duyguları bende yaşamak istiyorum. Tebrik ederim farklısınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kemal Ali Türk bey, beğeninize çok teşekkür ederim. Bence yurdumuzun her köşesi ayrı bir güzel. Ama Kuzey Ege hele Kazdağlarında mutlaka kamp yapılmalı, orman ve patikalarında yürünmeli, şelale ve büvetlerinde yüzülmeli veya yağmurlarında ıslanmalı derim ben... Kararı size bırakıyor, esenlikler diliyorum...

      Sil
  49. Resimlere baktım ve hayale daldım çok güzel.Oralarda olmayı düşünmek bile mutluluk sebebi. Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saime Korkmaz hanım, gitmediğin yerlerin fotoğraflarına bakıp hayallere dalmak. Ve bununla mutlu olmak... Beni gururlandıran, sorumluluklarımı ve mutluluğumu kat be kat artıran cümleler... Bunun için size çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  50. Yılmaz Severek21 Kasım 2018 20:59

    Tekrar tekrar okuyorum. Harikulade bir paylaşım. Teşekkürlerrrr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yılmaz Severek bey, güzel yorumunuz için ben size çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  51. Yasin Kulpsancar21 Kasım 2018 21:02

    Sade dilinize yalın anlatımınıza kadrajınıza düşen her bir fotoğraf karesine ayrı ayrı teşekkür ederim.Muhteşem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yasin Kulpsancar bey, takibiniz ve güzel yorumunuz için bende size çook teşekkür ederim...

      Sil
  52. Siz bir modern seyyahsınız.Günümüz evliya Çelebisi. Gezin görün yazın paylaşın.Bizimde gözümüz gönlümüz açılsın. Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma Arslan hanım, onurlandıran yakıştırmanıza çook teşekkür ederim. Umarım temenni ettiğiniz gibi seyyah olur gezerimde, gördüklerimi sizlere aktarabilirim...

      Sil
  53. Doğu Alınkaç21 Kasım 2018 21:08

    Eğer ölürsem buralarda 
    Eğer benim için ağlayan biri varsa baş ucumda 
    Eğer ölürsem buralarda 
    Vasiyetimdir beni götürsünler doğduğum topraklara 

    Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar 
    Baş ucumda biten yediverenleri ah aşıklar koklasınlar...
    Murat bey izlerinizi takip etmekteyim.
    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğu Alınkaç bey, süper bir yorum. Takibinize çok teşekkür ederim. Saygılar bizden...

      Sil
  54. Kıvanç KUTAL22 Kasım 2018 15:53

    Her zamanki güzellikte bir paylaşım tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kıvanç Kutal bey, beğeninize çok teşekkür ederim.. .

      Sil
  55. Arkadaşımın önerisi ile okudum ama iyiki okudum tebrik ederim.Her yönüyle dört dörtlük bir blog.Başarılarınız daim olsun.

    YanıtlaSil
  56. Kumru Saatçi hanım, beğeni ve güzel yorumunuza çok teşekkür ederim... Sağlıcakla takipte kalın...

    YanıtlaSil