İzleyiciler

4 Aralık 2018 Salı

KAZDAĞLARI KAVURMACILAR KANYONU- İSMAİLUÇTU ŞELALESİ (02.12.2018)


KAZDAĞLARI KAVURMACILAR KANYONU- İSMAİLUÇTU ŞELALESİ (02.12.2018)

Kazdağlarına bu hafta, yılın ilk karı yağdı. Bunun üzerine karın keyfini çıkarmak isteyen arkadaşlarım, geçen hafta gittiğimiz Ayıgediği Döşemedere parkuruna tekrar gitmeye karar verdiler. Çocukluğum kardan yolların kapandığı, aylarca toprak görmeden soğuk ama beyaz pamuklar üzerinde koşturmakla geçmiştir. Hatırlıyorumda toprağa, havaya, suya düşecek cemreleri heyecanla bekler, adeta ağır çekim beyaz örtünün eriyip, kara toprağa dönüşünü izlerdik... Görevim nedeniyle yıllarca Bitlis ve Erzurum'da yaşadım. Kars'ı, Sarıkamış'ı yani kışı, soğuğu, karı ve ayazı çok iyi bilirim. Güneşin ve sıcağında kıymetini bilirim... Açıkçası bu hafta arkadaşlarıma takılmayacaktım...

BİZİM BAŞKA PLANIMIZ VAR...
Eşimle birlikte epeydir baş başa, Kazdağları'nda bir macera daha yaşamayı planlıyor ama bir türlü hayata geçiremiyorduk... İşte bu kar, bizim için bir fırsat oldu... Önce yürüyeceğimiz parkuru tespit etmeliydik. Peki ama nerede yürümeliydik. Hava ciddi anlamda soğuktu, yağmur görünmüyordu. Eşimin performansı da fena değildi. Değildi diyorum, çünkü eşimle kısa bir süre önce siz okurlarımla paylaşmadığım, çok zorlu bir tırmanış yapmıştık. Ama yinede bugünkü rota çok zor olmamalıydı... Ve rotamızı tespit edip, sabah çıkış saatimizi belirledik. Arkasından Hazan hanımda bir telaş, bir heyecan hemen sırt çantasını hazırlamaya başladı...

02.12.2018 Pazar...
Sabah mis gibi kahve kokusu ile uyanıyorum. Eşim heyecandan uyuyamamış, benden erken uyanmıştı. Kahvaltımızı yapıyoruz. Sonrasında ev halkı ile vedalaşıp, çıkıyoruz yola. Hazan hanımda neşe ile bende ise endişe ile karışık bir heyecan var. Sonuçta bugün yabani bir hayatın içine gidiyorduk ve üzerimde, kızımın anasının da sorumluluğu olacaktı...

ROTAMIZ...
Neyse konuyu değiştirip, sizlere bugün yürüyeceğimiz rotadan bahsedeyim biraz. Araç ile Kızılkeçili köyüne kadar gidip, aracımızı burada bırakacağız. Ve Kazdağlarına doğru yürüyüp, ormanın derinliklerinden İsmailuçtu şelalesine ulaşmaya çalışacağız. Eğer sudan karşıya geçebilirsek Kavurmacılar ve Güre köylerinden tekrar Kızılkeçili köyüne geleceğiz...




Saat 09;30. Aracımızı Kızılkeçili köy meydanında parkediyoruz. Köyün ara sokaklarından Sanat Evinin olduğu yere çıkıyor, buradan vuruyoruz dağ yoluna. Bu yolu da köyü de sizlere "Hasanboğuldu Sütüven Şelalesi" gezi yazımda etraflıca anlatmıştım. Onun için bugün fazla detaya girmeden sadece bir kaç fotoğraf koymakla yetineceğim...



BU SENE ZEYTİN YOK...
Zeytinliklerin arasında asfalt yolda yürüyoruz. Zeytin toplayan insanlarla selamlaşıyor, ayak üstü sohbet ediyoruz. Bu sene pek zeytin olmamıştı. Ama yinede olan ne varsa, ağaçta bırakmak olmazdı. Ne çıkarsa Allah bereket versindi... Önce müsaade isteyip fotoğraflarını çekiyoruz. Sonra onlar bize, biz onlara kolaylıklar dileyerek ayrılıyoruz, yanlarından...


Sabah hava serin olmasına rağmen, kendini gösteren güneş yürüdükçe bizi iyiden iyiye terletmeye başlamıştı. Kat kat giydiğimiz elbiselerden kurtulup, rahatlıyoruz biraz...




KAZDAĞLARINDA MEVSİMLER BÖYLEDİR...
Saat 10;10. Çamlaraltı kamping alanından sonra ikiye ayrılan, yol ayrımına geliyoruz. Bu yolun sağı "Sutüven Şelalesi ve Hasanboğuldu Göleti'ne", şimdi bizim gideceğimiz yolun solu ise Kazdağlarının derinliklerine gidiyordu... İşte daha bu yola girer girmez birbirleriyle cilveleşen, neşe içinde ötüşen kuş seslerini duymaya başlıyoruz...
Bu sesler mutluluğumuzu ikiye katlıyor. Hava şaşırtıcı derecede sıcak, sanki bahar mevsimi. Kazdağları böyledir işte. Yazının başında kardan bahsederken, şimdi sizlere bahardan, kuştan, güneşten bahsediyorum. Ama emin olun, kar ve kış keyfi için Ayıgediği'ne giden arkadaşlarım, şimdi karlar içinde yürüyor ve kardan adam yapıyorlardır...




MUTLULUK...
Mutluyum. Ama eşim daha mutlu. Çünkü omuzlarında sırt çantası, neşeli ve yüzü hep gülüyor. Bana daha sevecen bakıyor. Umarım bugün her şey yolunda giderde, mutluluğumuza gölge düşmez...
Dağın eteklerine vuruyor, sürekli bir tırmanışla yürüyoruz ama zeytinliklerin içinden bir türlü çıkamıyoruz. Her yer zeytin ağacı. Yukarı doğru tırmandıkça zeytin ağaçlarına, kızılçamlar kardeşlik ediyor... Zaman zaman durup, bulunduğumuz tepeden köye, zeytin tarlalarına ve sisler içindeki Edremit körfezinin eşsiz manzarasını seyre dalıyoruz ...


HÜZÜN...
Bu arada şu an yürüdüğümüz yoldaki ağaçlarda, sarı-siyah şerit bantlarla işaretleme yapıldığını görüyorum. Tabi hemen anlıyorum, bunun bir koşu parkuru olduğunu. Dün taa Yeşilyurt köyünden başlayıp Küçükkuyu ve Altınoluk patikalarından buraya kadar uzanan, "100 km İda Ultramaratonu" koşulmuştu. Biran içime bir hüzün çöküyor, dibe vuruyorum... Bir zamanlar Ultramaraton koşan ben, şimdilerde yürüyebiliyorum diye seviniyordum?...
Bir süre sessizce yürüyorum... Sessizliğim eşimin dikkatinden kaçmıyor. Ve hiç uzatmadan; "Merak etme, bir gün mutlaka bu patikalarda sende koşacaksın" diyor. "Umarım" diyor, gülümseyerek yürümeye devam ediyorum...





BAŞLASIN MACERA...
Saat 10;40. Çeşme başındayız. Su içiyor, tekrar şişelerimizi dolduruyoruz. Oyalanmak yok. Orman yolundan çıkıp, hemen önümüzde ki zeytinliğe dalıyoruz. Ve sonra Kızılçam ormanlarının içine... Elimizde kayıtlı belirli bir rota yok. Buradan öteye, hislerimizle keşifvari gideceğiz. Zaten bugün, macera olsun diye çıkmamışmıydık evden.. Yürüyoruz belli belirsiz patikalardan, Kızılçamların arasından. Adım attığımız yer çam pürçekleriyle, taşlarla, dal ve budaklarla kaplı. Pürçeklerden kayıp düşmemek, dal ve budaklara takılmadan sürekli bir tırmanıp, bir inerek yürümek bi hayli yıpratıcıydı. Hazan çok gayretli olmasına rağmen, rotamızın bu bölümü çok yormuştu onu. Kan ter içinde kaldı. Zaman zaman el ele, zaman zaman kol kola indik çıktık. Ve gürül gürül şelalenin sesini kulaklarımızda duymaya başladık. Ama bir sorun vardı. Önümüz de çok dik bir iniş vardı ve çok tehlikeli görünüyordu. Bir kaç gün önceki yağmur, iniş yapacağımız yeri dahada tehlikeli hale getirmişti. Karar zamanıydı!..Ya her şey göze alınıp devam edilecekti, yada rotamızı değiştirecektik... Biz bugün mutlu olmak için ormandaydık. Doğaya meydan okumaya hiç niyetimiz yoktu. Kararımız, bugünkü rotamızda küçük bir değişiklikten yanaydı. Önce geldiğimiz yola paralel geriye doğru, sonra kademe kademe aşağı doğru uzanan patikalardan yürüdük. Yağmurla birlikte coşkun suların aktığı derin vadilere girip çıktık... Hele bir yer vardı ki !..







KORKUYORUZ...
Oldukça dar ve karanlık bu vadiye, dik bir patikadan aşağı doğru, daha bir kaç adım atmıştık ki birdenbire zınk diye durduk... Bir an gözlerimiz buluştu, eşimle. Yüzümüze oldukça serin bir esinti çarpmıştı... Biraz abartı olacak ama sanki ölümün soğuk nefesini duyumsadık ikimizde. Bu noktada hayat durmuştu adeta, mutlak bir sessizlik hakimdi... Sanki ters giden bişeyler vardı. Alel acele alınan bir kaç poz fotoğrafın ardından, telaşla yürümeye başladık hemen.




Çok sürmedi. Tırmandığımız rampanın sonunda, güneşin ışınlarıyla iç ferahlatan kızılçamlar arasına düştük birden... İçimizdeki korku yerini, yeniden sevince ve mutluluğa bırakmıştı...
Yürüyoruz, artık zeytin bahçelerinin içindeyiz. Çıkıyoruz, köyün arkasından ormana uzanan, toprak yola. Biliyorum bu yolu. Daha önce yürümüştüm bu yoldan...




PİKNİK ZAMANI...
Saatler 12;20'yi gösteriyor. Yorgun ve açız. Yemek molasını burada vermeye karar veriyoruz. Beni artık tanıyorsunuz diye düşünüyorum. Uzun solukluda olsa ben enerji barları, kuruyemiş veya form bisküvi dışında pek bişey taşımam da yemem de. Ama her nedense yanımda eşim olunca, iş pikniğe dönüyor. Ama beni bilen eşim de fazla abartılı olmayan, fotoğrafta gördüğünüz sağlıklı menü dahilinde soframızı kuruyor... Afiyetle yiyor, yemeğimizi sohbetimiz ile tatlandırıyoruz... Zamanımız kısıtlı olduğu için çayı köyde içmeye karar veriyor, çıkıyoruz yola...



SEVİYORUM BU YOLU...
Daha önce yağmur altında yürüdüğümde de sevmiştim bu yolu. Şimdi ise bambaşka güzel görünüyor. Rampa aşağı inişe geçiyoruz. Bir kayanın üzerine çıkıyorum. Uçsuz bucaksız zeytin bahçeleriyle Kızılkeçili köyü ayaklarımızın altında. Daha ileride ise puslu deniz...
Sağımızdan bize seslenen biri var. Dönüyoruz hemen sesin geldiği tarafa. Biraz yüksekte kalan zeytin bahçelerinin içinden bir kadın, neşeli bir sesle bizi selamlıyor. Şakayla karışık, zeytin toplamaya çağırıyor bizi. Hay, hay diyoruz. Gülüşüyor, ayak üstü biraz sohbet ediyor, ayrılıyoruz...



KÖPEK NE ANLAR NANİKTEN...
Yürüyoruz, biraz ileride etrafı tel çitle çevrili bir kulübe var. Oda ne!... Bir, iki......beş. Evet tam beş devasa köpek, olanca sesleriyle ve sinirle bize havlayıp duruyorlar. Hepside zincirli. İyiki de zincirli yoksa sonumuzu düşünemiyorum... Yanlarından geçerken, aklıma çok komik bişey geliyor. Nasıl olsa zincirliler ya. Nanik yapıp kaçmak. Ne alakaysa.... Ha ha ha....



GÖZ HAKKI..
Yürüyoruz. Yürüdükçe yol üzerinde bahçe içinde müstakil evler ve dalları dışarı taşan mandalina ağaçları görüyoruz. Çoğu ağacın toplanmadığını, meyvelerinin olduğu gibi dibine döküldüğünü görüyor bir anlam veremiyoruz. Ama biz yola taşan dallardan göz hakkımızı almayı ihmal etmiyoruz. Yanlız şunu belirtmek isterim ki yol üzerinde gördüğüm meyvelerden yemenin dışında asla fazladan almam, alınmasını da pek hoş karşılamam...

Burada neredeyse her bahçede bir iki köpek var. Ve hepside devasa boyutlarda. Yani bu yolu kullanacakların biraz dikkatli olmalarında fayda var diye düşünüyorum...

Saat 13;20. Köyün ara sokaklarından geçip, aracımızı bıraktığımız, köy meydanına geliyoruz..
Hiç oyalanmıyor, araba ile Güre köyüne doğru hareket ediyoruz...
Kızılkeçili köy mezarlığının yanından uzanan, kestirme ara yoldan, 5 dakikada Güre'ye varıyoruz...



ÇAY ÖNEMLİ...
Ben çay içmem ama Hazan'ın çaya ihtiyacı var. Köy meydanında, daha önce yağmurlu bir günde yürüyüş öncesi içine sığındığımız, yüksek konumlu bir kahvehane var. O gün sağanak yağmurun dinmesini beklerken bir arkadaşım ile oynadığım yarım kalan tavlayı unutamam. İşte buranın bahçesine oturuyor, söylüyoruz çaylarımızı. Daha çayı görür görmez eşimin keyfi yerine geliyor, yüzünde güller açıyor...

Hava ne kadar güzelleşti, güneş iyiden iyiye ısıtıyor bedenlerimizi. Ama günler kısa, yolcu yolunda gerek diyor çıkıyoruz yola. Niyetimiz Kavurmacılar köyü üzerinden İsmailuçtu şelalesine gitmek... Çok sürmüyor saatler 13;50'yi gösterirken, Kavurmacılar köyüne geliyoruz.






KAVURMACILAR...
Kavurmacılar köyünde 3-5 ailenin dışında yaşayan yok. Efsanelere konu olan Sarıkız'ın köyü olduğu ve ne derecede doğrudur bilinmez ama Sarıkız tarafından lanetlendiği söylenir. Bir tepe üzerinde kurulu olan köyün taş evleri, zamanla yerle bir olmuş. Ama son zamanlarda dışarıdan gelenlerin rağbet göstermeleri ile bir çok ev ''taş ev" olarak yeniden inşa edilmiş... Bütün evler denize nazır, manzara süper... Haa birde unutmadan her köy gibi bu köyün meydanında da ulu çınarlar var. Ama bizi asıl etkileyen, seyir ve piknik yeri olarak ta kullanılan köyün girişindeki tepenin ortasındaki, devasa kollarıyla "Kızılçam" oluyor. Uzaktan heybetiyle önce çınar zannediyoruz ama yanına vardığımızda görüyoruz ki bu bir ulu çınar değilde, bir "Ulu Kızılçam." Ailecek şaşkınız...



İsmailuçtu bizi bekliyor, yürümeliyiz diyorum eşime. Ve düşüyoruz, Kızılçam ormanı içinde uzanan belli belirsiz, dar patika yola. Tek sıra halinde yürüyoruz. Daha ormanın içine girer girmez, kuş seslerinin melodik ötüşleri ile karşılaşıyoruz. Hava inanılmaz güzel, güneş ağaçların arasından süzülüp gönlümüzü ısıtıyor. Işık oyunlarına kayıtsız kalmıyor, oynaşıyoruz ışık huzmeleri ile...


Bir süre sonra sağımızda, uzanan kanyonun derinliklerinden, çağıl çağıl akan derenin sesini duymaya başlıyoruz. Çok geçmeden de, şelalenin gürül gürül sesinide duymaya başlayınca heyecandan adımlarımızı sıklaştırıyoruz... Nedir bu telaş, nedir bu heyecan, anlayabilmiş değilim. Sanki yıllardır hasreti çekilen sevgiliye kavuşma anıydı yaşadıklarımız....



İşte tam karşımızdaydı İsmailuçtu. Olağanca berraklığı ile kendini bırakıyordu metrelerce yükseklikten... Eşim inemiyor, inmek istemiyor, sen git diyor... Hemen kendimi bırakıveriyorum, tepeden aşağı, elime ne gelirse ondan tutarak. Uçarcasına, düşe kalka bir çırpıda iniyorum, İsmailuçtu'nun yanıbaşına... Bir süre gözümü alamıyorum, öylesine seyre dalıyorum. Sular yükselmiş. Ama yaklaşıp dokunmama müsaade etmeyecek kadar değil... Bahar ayında, buz gibi berrak sularına bırakıvermiştim kendimi... Şimdide aynı duygular içinde olmama rağmen, yukarıda eşim merakla beni bekliyor. Çıkmalıyım. Vedalaşıyorum...





Şelalenin döküldüğü tepeye çıkıyorum. Kanyonun eşsiz manzarasının tadına varıyoruz. Yeşillikler içinde devasa kaya duvarlar ve duvarları döve döve akan sular... Kanyonun içine girme planımızı; hem zaman problemi, hemde mevsimsel ani sel tehlikesine karşı iptal ediyoruz. Açıkçası bugün Hazan hanım olağanüstü performansı ile beni şaşırtmış olsada, şansımı daha fazla zorlamak istemiyor, onu sağ salim evine götürmek istiyorum...



Saat 15:10. Dönüş zamanı. Geldiğimiz patikadan yola düşüyoruz tekrar... İkimizde de içsel bir rahatlama ve gözle görülür bir mutluluk var... Hele eşimin gözlerindeki mutluluğu tarif etmek ise imkansız. Biliyorum ki çok yoruldu, ama asla belli etmemeye çalıştı. Sık sık verdiğimiz sohbet ve fotoğraf molaları ona nefeslenme fırsatı olmuştu...





Sohbet konularımızdan biriside, yürüdüğümüz patika yolun üzerindeki devrilmiş ağaçlardı. Bu ağaçların kiminin altından, kiminin üzerinden geçtik. Kimisi çoktan çürümüş, toprağa karışmaya başlamış, kimisinin ise daha bütünlüğü bozulmamıştı... İşte eşime yıllar önceki düşüncelerimden, yani neden devrilen bu ağaçların değerlendirilmeyipte, çürümeye terkedildiklerini sorguladığımı anlattım. Ama yıllar içinde, ormanla haşır neşir olunca fikrim tamamen değişmişti. İlk başta size de garip gelecek ama "ormanda ölen, ormanda kalmalı" diye düşünüyorum. Çünkü hem kendi ekosisteminin ve dolayısıyla varlığının devamlılığı için, hemde biz insanların temiz hava ve su gereksinimleri için bunun şart olduğu kanaatindeyim artık...


Patika yolun sonuna geliyoruz, köyde, çeşme başındayız... Bugün toplam 17 km yol yürümüştük. Eşime sana bir şey daha göstermek istiyorum deyince, zavallı neredeyse oracığa yığılacaktı... Cılız bir sesle sadece; "Artık yürümek istemiyorum" diyebildi. Gülüştük... Korkma, yürümeyeceğiz tırmanacağız deyince, bu sefer kısa bir şaşkınlık yaşıyor... Hemen elimle sağımızda kalan, yaklaşık 50 m ötemizdeki, "camisiz minareyi" işaret ediyorum. Daha önce benim gördüğüm eşsiz manzarayı oda görsün istiyorum. Gidiyoruz minarenin yanına. Kapısına koca bir asma kilit takıldığını görünce, hayal kırıklığı yaşıyoruz. Ama Hazan hanımın umrunda değil, hatta tırmanıştan kurtulduğu için sevinçli bile sayılır. Hadi bari bir fotoğrafını alayım diyorum, hemen batonunu bir kılıç gibi kaldırıp minarenin gövdesinde bir noktaya dokunarak, "Güzellik, ayrıntıda gizlidir." diyor. Bende basıyorum deklanşöre... Bunun ne olduğunu sizlere söylemiyeceğim. Ama eminim fotoğrafı incelerseniz, bu ayrıntıyı hemencecik sizde farkedeceksinizdir...



Saat 16;15. Gitme zamanı. Yavru köpeklerin esas duruştaki törensel uğurlaması ile Kavurmacılar köyüne veda ediyoruz...


SON SÖZ...
"İnsanın hayat arkadaşıyla, el ele kol kola dağ bayır kilometrelerce yürümesi, size ne ifade eder?" diye sorsam, acaba hangi yanıtları alırım... Tabi ki herkes içinden ne geliyorsa, kendince ard arda sıralayacaktır ne hissettiklerini. Müsaade ederseniz ben cevabımı, aylar önce kaleme aldığım bir şiirin, iki dörtlüğü ile vermek istiyorum...

"Sen gidersen bak neler olur
Gonca güller açmaz, bülbüller ötmez olur
Yüzüm gülmez, göz yaşım dinmez olur
Gönül dağım yanar, yerle bir olur.

Cana canan, yüreğime sevda oldun
Bir bakışınla gönlüme taht kurdun
Kızıma ana, bana yaren oldun
Özüme can, ruhuma ilaç oldun..."


Uzun uzadıya sebep neden belirtmeden, bugünkü parkuru değerlendirme puanım;10/10

Not: Bu yazıda toplam 52 adet fotoğraf paylaşılmış olup, son fotoğraf başka bir etkinlikten Erhan Çiftçiye ait çekimdir.

                       Murat Turan-Akçay 2018

128 yorum:

  1. Enfes yazı, muhteşem insanlar...Çift olarak harika duruyorsunuz.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl Can bey, güzel yorumunuza çook teşekkür ederiz...

      Sil
  2. El ele omuz omuza hayata duruş var bu yazıda.İnsan başka ne isteyebilir.Eşinize saygı duydum sizin adınıza ayrıca mutlu oldum.Çok duygusal ve etkileyici bir paylaşım olmuş.Murat kardeşim yolun açık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saffet Alkoç bey, bu gezi bizim için çok eğlenceliydi. Güzel ve destekleyen dostane yorumunuz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  3. Nuray Çolakoğlu4 Aralık 2018 08:17

    Tel kelime işe hayran kaldım.Hazan hanımla uyumunuza sade yaşantınıza sevginize bağlılığınıza birbirinizi desteklemenize sevginize...
    Ve yazıdaki mutluluk sevinç sevgi harf harf monitörden hayatımıza aktı geçti.Muhteşemsiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nuray Çolakoğlu hanım, beğeni ve harika yorumunuza çook teşekkür ederiz...

      Sil
  4. Murat bey sabırsızlıkla bekledim ve değdi.Eşiniz ne kadar yüce gönüllü.Sende bu patikalarda koşacaksın .İçime işledi bu cümle.Bu nasıl bir inanış bu nasıl bir destek.Mest oldum size.Mutluluğunuz ve yazılarınız daim olsun.Trabzon'a ailecek sizi misafir etmek bizim için onur olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sare Deniz hanım, yazımı beğenmenize sevindim. Güzel temennileriniz ve davetiniz için çook teşekkür ederiz. Yolumuz düşerse bir çayınızı içmemek bizim içinde onur olur... Saygıyla esenlikler dileriz...

      Sil
  5. Yazıda yiğit bir anadolu kadını var.Murat kardeşim swn ne güzel insansın ne kadro şanlısın.Bu anlatım bu ifade gücü mutluluğun resmini çizmiş ve yazmışsın .Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Hızal bey, takdir dolu güzel yorumunuza çok teşekkür ederim... Evet o gerçek hatattada yiğit bir Anadolu kadınıdır... Saygıyla esen kalın...

      Sil
  6. Yıldırım Bakır4 Aralık 2018 08:29

    Bu paylaşım enfes.İçinizdeli çocuk dışarı çıkmış. MUTLULUK ancak bu kadar anlatılır.Köpeklere bayıldım.Gezileriniz bol , sevginiz kat be kat artsın,sağlığınız eskisi gibi olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldırım Bakır bey, evet açıkçası o gün çocuklar gibiydik. Güzel temennilerinize çook teşekkür ederim...

      Sil
  7. Vuslat Canetli4 Aralık 2018 09:09

    Ustam sizde böylesi bir yaşam gücü ve aile hayatı varken bizde inanıyoruz ki siz o patikalarda koşar daha nice paylaşımlarda berber oluruz.Piknik yemeğinize hayran kaldım.Diliniz gibi yaşamınızda mutluluk verici.Bu heyecanı kaybetmeden nice yıllar olsun ikinize.Tebrikler süper yaşam harika paylaşım enfes dil.Sevgi mutluluk dolu zamanlar diliyorum.Dualarımdasınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vuslat Canetli hanım, gezi de olsa aile hayatımı paylaşmak ne derece doğru oldu bilmiyorum ama sizlerden gelen muhteşem yorumlar ile hem şevkimiz artıyor hemde sonsuz mutlu oluyoruz. Sevgi, mutluluk dolu zamanlar tüm insanların olsun. Sevgi ve saygıyla, sağlıcakla kalın...

      Sil
  8. İlksin Çelik4 Aralık 2018 09:16

    Okuyunca içimi kaplayan duyguları kelimelere dökmeye zorlandım sizin kadar ifade edemesemde çocuk yanınızı keşfettik(nanik bölümünde gülmekten sizi öyle hayal etmekten kendimi alamadım)Ayrıntıyı yakaladım ve eşinize hayranlığım kat be kat arttı.AY YILDIZIM ne güzel duruyor öyle.O patikalarda o ağaçlar enfes .Siz o doğadan dahada güzelsiniz.İfade gücünüz zaten tartışılmaz .Ama siz başkasınız.Sevgiler gönderiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlksin Çelik hanım, ayrıntıyı yakalamanıza sevindim. Sevgili öğretmenim, nanik olayına gelince köpekler öyle saldırgandılar ki onları sakinleştirmeye çalışmamıza rağmen hiç oralı olmadılar. Benimde nereden geldiyse aklıma Nanik yapmak ve kaçmak geldi. Buna eşimde katıla katıla gülmüştü. Bizde size gönül dolusu sevgi ve saygılarımızı gönderiyor, esenlikler diliyoruz...

      Sil
  9. Okudum.Blog linkini nişanlıma gönderip ben böyle olmak istiyorum diye yazdım.Her açıdan mükemmel bir paylaşım.En sevdiğim bloger sizsiniz.Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma Arslan hanım, Eyvah! Nişanlınız şimdi bize kızacak, bu adamda başımıza iş çıkarıyor diye... Şaka. Güzel yorumunuza çook teşekkür ederim. Siz sevdikçe yazıların arka arkaya geleceğinden emin olabilirsiniz... Sağlıcakla kalın...

      Sil
  10. Murat bey itiraf etmek gerekirse ben sizden böyle bir yazı bekliyordum.Muhteşem ikili diyorum size birbirini anlayan eksiklerini tamamlayan sevgi dolu anlayışlı kusurları elbet varolan ama saygının en planda olduğu içtenliği samimiyeti mutluluğu buram buram kokan bir birliktelik görüyorum.Şiir ne kadar duygu dolu siz ne kadar yüce gönüllü bir insansınız.Hazan hanıma zaten hayranım.Ayrıntıyı yakaladım "Bayrağımızdaki AY YILDIZIMIZ"nasılda güzel durmuş orada.Size gönüller dolusu sevgimi dualarımı gönderiyorum.Eşinizin yanaklarından öpüyorum.Örnek alınması gereken gıpta ettiğim çift olarak kalbimde yeriniz.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esin Aldemir hanım, emin olun bu yazıyı yazarken aklımdan geçen bir kaç isimden biriside sizin isminizdi. Şimdi eşime beni takip eden bir kaç okurumun ismini söyleyebilirmisin desem sayacağı ilk isimler içinde mutlaka sizinkide olurdu. O derecede ailemizin içine girdiğinizi söylemeliyim. Okuyan, onurlandıran, koruyan, destekleyen dost, iyiki varsınız. Eşimle birlikte sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz...

      Sil
  11. Alihan Saygılı4 Aralık 2018 10:06

    Eşim her ne olursa olsun sadece elimden tutsun isterim hastalıkta sağlıkta mutlulukta hüzünden yanımda olsun isterim.Bana sen yapabilirsin diyen bir yarim olsun isterim .Ne mutlu size imrendim.Yazı zaten bir efsane.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alihan Saygılı bey, Evet haklısınız, koşullar ne olursa olsun insanın elinden tutacağı bir yari olmalı...Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.

      Sil
  12. Özgür Atakan4 Aralık 2018 10:48

    Kusursuz anlatım enfes bir dil .Gıpta edilecek bir yaşam.Sade doğayla iç içe birde dilden anlayan destek veren bir eş.Mutluluğum formülü bu işte.Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özgür Atakan bey, takdir ve beğeniniz için çok teşekkür eder, sizede sonsuz mutluluklar dilerim...

      Sil
  13. Aklımda kalanları yazayım.
    Mandalinalar
    Nanik
    Ağaçların altından üstünden geçip engel tanımayan güzeş bir çift
    Piknik sofrası
    Zeytinler
    Kanyon
    Ayrıntıdaki güzellik
    Saygı duruşunda köpekler
    El ele olmanen anlamı
    Ve sen güzel adam.
    Eşinle mutlu sağlıklı bir ömür dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serkan Özel bey, yazının harika bir özetini çıkarmışsınız. Bu güzel yorum ve temenniniz için çook teşekkürler...

      Sil
  14. Eşinizin yüzündeki her karede yer alan gülümseme mutluluk kokuyor.Ayrıntıyı bende yakaladım.Nasıl yakalanmaz ki.Paylaşımınızdan çok insan kendine göre çıkarımlar yapacaktır ama bende iz bırakan en önemli nokta bağlılığınız ve sorumluluk duygunuz.Kızınızın anası çok ama çok şanslı sizde eliniz sizden çekmeyen itici güç olan böylesi bir insanın sevgisine ve desteğine sahip olduğunuz için şanlısınız.Doğrusu bende bu muhteşem ikiliden böylesi bir gezi ve paylaşım bekliyordum.Ağzınıza sağlık .Sizi okumak ayrıcalıklılık.Kendi adıma örnek çiftimizsiniz.Mutluluklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yağmur Aksu hanım, kesinlikle o gün çok mutluyduk. Şanslı olmak durumuna gelince evet bende kızımın anasıda çok şanslı. Aslında geçtiğimiz haftalardaki birkaç olumsuz yorumun üzerine bu gezi tamamen tesadüf oldu. Ama iyiki de olmuş diyorum şimdi. Onurlandıran methiye ve temennileriniz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  15. Yazılarınızı her zaman çok başarılı bulmuştum bunun arkasındaki gizemi çözdüm .Mutlu bir aile ve bunun yaşama yansıması diye düşünüyorum.Eşinizle aranızdaki bağ çok kuvvetli ve çok güleç bir hanımefendi.Tüm Aile bireylerine sağlık mutluluk ve huzur dolu bir hayat diliyorum.Ayrıca AYYILDIZ nede güzel yakışmış.Hazan hanımı ayrıca kutluyorum. Yazım diliniz mükemmel ötesi aynı çizgide kalmanız umuduyla.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayhan Sorken bey, güzel dilekleriniz için çook teşekkür ediyorum. Güzellik sahidende ayrıntıda gizliydi. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Gelecek yazılarımda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın....

      Sil
  16. Kemal Ali Türk4 Aralık 2018 11:44

    Yazım tarzınıza, Aile yaşamınıza ,minimal yaşam standartlarınıza ,yaşadığınız yere,size hayranlık duyuyorum.Dostum imrenerek okuyorum.Sağlık ve mutluluk dolu yıllarını olsun.İnşallah bir gün koşarak geçersiniz bu patikalardaN. Ben bu azmi görüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kemal Ali Türk bey, güzel temennilerinize çook teşekkürler. Eğer bir gün tekrar patikalarda koşmaya başlayabilirsem, zihnimde hep bu yorumlar ve isimlerimiz olacak. Yürekten esenlikler diliyorum...

      Sil
  17. Tuna Bayraktar4 Aralık 2018 11:59

    Dilim tutuldu.Her cümle, her fotoğraf karesi müthiş.Şiir zaten içtenlik ve samimiyet kokuyor.Birde çocuklar gibi sevinç içinde olmanız bunu bize yansıtmanız tek kelime ile doyumsuz. BAŞARILARRRR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuna Bayraktar bey, diliniz tutulacak kadar beğenmeniz benim için büyük bir mutluluk. Çook teşekkür ederim...

      Sil
  18. Elini tutan ,evine sağ salim götürmeye çalışan bir eş her açıdan eşine destek olan azla yetinmeyi bilen bir kadın siz gerçekmisiniz?
    Örnek çift diyorum saygılarımı sevgilerimi gönderiyorum.Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşen Sanab hanım, evet biz gerçeğiz. Ve biliyorum ki ülkemizde bizim gibi binlerce çift vardır. Onurlandıran güzel yakıştırmanıza çok teşekkür eder, saygılarımızı sunarız....

      Sil
  19. Songül Batıcak4 Aralık 2018 12:07

    Bencede gerçek olamayacak kadar güzelsiniz.Allahım nazarlardan korusun .Evladınız bağışlasın. Sizi gördükçe geleceğe daha bir inançla bakıyorum. Ay yıldızımız nakşedilmiş bende yakaladım sanırım. MUTLULUĞUNUZ BİR ÖMÜR BOYU SÜRSÜN.Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Songül Batıcak hanım, sıcacık, içten temennilerinize çook teşekkür ediyoruz. Allah hepimizin evladına sağlıklı, mutlu uzun ömürler versin. Evet minaredeki detay, şanlı bayrağımızın ay yıldız'ydı. Sağlıcakla kalın...

      Sil
  20. Ergun Aydınlı4 Aralık 2018 12:24

    Ustam tebrikler.Anlatımda ,ifade etmede, resimlerde muhteşem.Eline yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergun Aydınlı bey, güzel yorumunuza çook teşekkürler. Sağlıcakla takipte kalın...

      Sil
  21. Dilruba Öksüztepe4 Aralık 2018 12:53

    Üstadım;bugün başka bir mutlu oldum .Başka bir duygu sağanağı içinde kaldım.Kah güldüm kah sevindim kah üzüldüm kah coşku kapladı içimi kah imrrndim. Yaradanım eşini yaratır bulmak için akıl verir sonrası tevekkül bu benim düsturum olmuştur Ne mutlu bu şansa sahip olmuşsun.Bayrağımı bende gördüm bu başka bir mutluluk verdi.Ömrünüz uzun mutluluğunuz baki olsun .Yaradanıma emanetsiniz.Hazan kardeşimi sevgi ile anıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilruba Öksüztepe hanım, ne kadar bizi benimsemişsiniz ki duygu sağanağına tutulup yürekten yorumlar yapıyorsunuz. Kısacık cümlelerle bile bir çok şeyi anlatıyor, duygunuzu aynen yansıtıyorsunuz. Dost sıcaklığındaki bu yorumlarınızın beni ve eşimi çok mutlu ettiğini bilmelisiniz. Eşiminde saygı ve selamlarını sunar, sağlıcakla nice yazılarda buluşmayı diliyoruz...

      Sil
  22. Muhteşem.Tebrik ederim.Ne mutlu size.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sönmez Ufuk bey, çok sağolun, sonsuz teşekkürler...

      Sil
  23. Tebrik ederim.Blogda yeniyim ama artık takipteyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesut Özbek bey, takip edip yorumlarınızla destek verdiğiniz için çook teşekkürler...

      Sil
  24. Cumhur BAŞKENT4 Aralık 2018 13:10

    Baki Başkent amcamın en büyük keşfisiniz diyebilirim .Tebrik ederim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumhur Başkent bey, öncelikle Baki amcanıza saygılarımı sunar, yorumunuz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  25. Kıvanç KUTAL4 Aralık 2018 14:22

    İnsan okuyunca aslında mutluluğun ne kadar küçük şeylere bağlı olabileceğini anlıyor. Eşinizle aranızdaki kimya olağanüstü. Devamlı tebessüm eden bir yüzle ömür daha kolay geçer yaşam daha katlanılır okur sanırım.Ultramaraton koşup bizimle paylaşacağınız günler çok uzak olmasın.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kıvan Kutal bey, formül sürekli tebessüm etmek. Sizinde belirttiğiniz gibi bu ömrümüzü daha katlanılabilir veya şöyle diyelim zevk alınabilir yapmanın tek formülü. Ultramaraton konusundaki temenninize gelince umarım o günler çok uzakta değildir. O gün gelince de heralde mutluluktan uçar, kitap bile yazarım.... Güzel yorumunuza çook teşekkürler...

      Sil
  26. Enfes bir paylaşım gönülden tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mert Kasırga bey, güzel yorumunuz için çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  27. Şu yaşam stiliniz bence el kitabı olarak gençlere sunulmalı.Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aydan Kavruk hanım, onurlandıran güzel yorumunuz için çook teşekkür ederim...

      Sil
  28. Füsun Çamlık4 Aralık 2018 14:35

    Baştan sona kadar okuyunca anlaşılması ve anlatılması gereken çok şey var.Piknik olayınız ,kanyon içinde iki seven kalbin dayanışması , sizdeki sorumluluk duygusu eşinizin her koşulda size destek olması motive etmesi vs vs vs .
    İyiki varsınız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Füsun Çamlık hanım, iyiki yorumlarıyla bizleri destekleyip, mutlu eden sizlerde varsınız. Eşimle birlikte çoook teşekkür eder, esenlikler dileriz...

      Sil
  29. Sizin gibilerin çoğalması gerekiyor.Anlatım şahane ,dil yakın anlaşılır,hayatınız ibretlik bizde sizi okuyup kıssadan hisse çıkarak çok şanslıyız.Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melike Açar hanım, Aslında herkesin yaşamında ibretlik bir kısım vardır. Ama bizler bilmiyoruz. Bende güzel yorumlarıyla mutluluk veren ve destekleyen okurlara sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum... Bunun için çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  30. Yasin Kulpsancar4 Aralık 2018 14:41

    Başlangıç cümlemizden sonuç bölümüne kadar kusursuz.TEBRİKLER.BAŞARILAR DİLERİM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yasin Kulpsancar bey, takdir ve beğeni içeren güzel yorumunuza çok teşekkür ederim... Takipte ve esen kalın...

      Sil
  31. Yılmaz Severek4 Aralık 2018 14:49

    Tebrik ederim. Sağlığınıza kavuşup koşabilmeniz için dualarımda yer alacaksınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yılmaz Severek bey, son derece kıymetli bu yorumunuza çook teşekkür ederim... Saygıyla esenlikler diliyorum...

      Sil
  32. Kalemşör dostum;
    okumak bu kadarmı haz verir?Betimlemelerinle mest ettin bizleri.Seni okumak ne kadar lezzetli ise sana gelen yorumları seni anlayan değer veren okuyucularınıda görmek o lezzete.Gülsüm hanım her zaman takdirimi kazanmış kutsal yiğit mert anadolu kadını tiplemesinin en yalın örneği.Ve sanmaki sadece objektife bakıp gülümsüyor. İnanıyorum ki sendeki eşsiz kalem gücünü dile getiren yüreğe gülümsüyor.
    Her yazında başka dünyalara pencereler kapılar açan düşüncelerin duyguların edediyete kalem oynatmak demek.
    Aydın fikri hür vicdanı hür nesiller isteyen Mustafa Kemal'in yolunda olmak kadına değer vermek insana değer vermek köylüye değer vermek doğaya değer vermek senin bünyede toplanıp ne güzeş kaleme kağıda dökülüyor.
    Her takip eden yazını özlemle bekliyorum.
    Nazım severiz.Bu da Gülsüm hanım'a senin ağzından benden bir hatıra.


    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin

    yorulmuşsundur;

    nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını

    ne gül suyum ne gümüş legenim var,

    susamışsındır;

    buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim

    acıkmışsındır;

    beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam

    memleket gibi yoksuldur odam.

     

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin

    ayağını basdın odama

    kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi

    güldün,

    güller açıldı penceremin demirlerinde

    ağladın,

    avuçlarıma döküldü inciler

    gönlüm gibi zengin

    hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

     

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.


    Yüreğin her zamanki gibi kalemine emanet...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygıdeğer Dilek Kapusuz hocam, emin olun bende her yazı sonrası sizin eşsiz lezzetteki yorumlarınızı bekliyorum. Ve her bir yorumunuz birbirinden kıymetli benim için. Kiminde öğrenci oldum öğrendim, kiminde onurlandırılıp mutlu oldum. Hele ilk günden beri bana "Kalemşör Dostum" diye hitap etmenizle hayatımdaki en büyük ödülümüde almış oldum. Bütün bunlar beni çok mutlu etti, yönlendirdi, yoğurdu, pişirdi... Sizden çok şey öğrendim. Şimdi, şu an eşim karşımda oturuyor ve ben ona armağan ettiğiniz "Hoşgeldin kadınım benim hoş geldin" şiirini okuyorum, gül yüzüne bakarak... Sizi saygıyla selamlıyor, esenlikler diliyoruz...

      Sil
  33. Sevgi Gurzaklı4 Aralık 2018 15:06

    Muhteşem.Tebrik ederim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgi Gurzaklı hanım, çook teşekkürler...

      Sil
  34. Doğu Alınkaç4 Aralık 2018 15:10

    Newton kafasına elma düşünce yerçekimini keşfetti.Newton'un bu keşfinden aldığı hazzı ben sizi yazılarınızı keşfedince yaşadım bu kadar iddialı konuşuyorum.Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğu Alınkaç bey, müthiş bir benzetme. Bu yorumunuz iddialı olduğu kadar benide son derece mutlu etti. Bu güzel yorumunuz için sonsuz teşekkürler...

      Sil
  35. Benimde bu yazı için sizi değerlendirme puanım 10/10*****

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soner Tibet bey, 10 numara 5 yıldız bir yorum olmuş. Harikasınız... Çook teşekkürler...

      Sil
  36. Davut Kalender4 Aralık 2018 15:28

    Dostum, sana dostum demek bile ne kadar değerli ve kıymetli.Okumaya başladığım ilk günden itibaren kendimi şanslı adlettim.Sağlığına tam anlamıyla kavuşman en büyük temennim.Eşiniz hanımefendiye saygılar sunarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Davut Kalender bey, beni dostlarının içinde görmen büyük bir onurdur. Ne mutlu bana ki sizin gibi ilk günden beri birlikte olduğum nezih ve nitelikli okuyucu kitlesine sahibim. Eşimle birlikte çok teşekkür eder saygılarımızı sunarız....

      Sil
  37. Tebrik ederim.Başarılar.Bir sonraki yazınız ne zaman acaba ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sinan Zeybek bey, Genellikle pazar günleri geziyor, salı günleri ise yazımı yayınlıyorum. Ama bazen hafta içi gezilerimde olacak. Onun yazılarıda genelde cumartesi sabahları yayınlanmış olacaktır. İlginize ve takibinize çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  38. Semiramis Rokluman4 Aralık 2018 15:36

    Bayıldım.Son zamanlardaki en çok beğendiğim yazınız oldu.Başka bir tad var içinde.Sevgi saygı bağlılık iletişim fedakarlık dayanışma motivasyon içşnde binlerce duygunun harmanlandığı muhteşem bir yazı olmuş.Elinize yüreğinize kaleminize ayaklarınıza sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semiramis Rokluman hanım, beğeninize çok teşekkür ederim. Açıkçası işin içinde eş olunca o gezininde, yazınında tadı başka oluyor... Sağlığınızla ilgili her şeyin yolunda olması temennisiyle, esenlikler diliyorum. ..

      Sil
  39. Sedef Alınaçık4 Aralık 2018 15:54

    Efsane bir paylaşım.Hayretler içinde kaldım.Kaldımı böyle ilişkiler.Tebrik ederim her açıdan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sedef Alınaçık hanım, beğeninize çok teşekkür ederiz. Umarım bir gün ailece tanışır, misafirimiz olursunuz... Saygıyla esen kalın...

      Sil
  40. Kerem Açıkgöz4 Aralık 2018 15:57

    Murat abi büyüyünce senin gibi olacağım:)))Müthişsin örnek aldığım insansın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Açıkgöz kardeşim, güzel yorumuna Çook teşekkür ediyorum. Ne olursa olsun hayatta yolun hep açık, kalbin ise mutlulukla dolu olsun...

      Sil
  41. Bizde bir kural vardır : Ormana 3 kişiden az girilmez. Ama siz zaten yanınıza AŞK ı da alıp gitmişsiniz üçünüz. Bizimle gelmediğiniz için duyduğumuz şaşkınlık ve üzüntü, güzel bir gün geçirdiğiniz için mutluluğa dönüştü. Yüreğiniz dert görmesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erhan Çiftçi bey, eksikliğimizle üzüntü duymanız, mutluluğumuzla mutlu olmanız dostluğun en belirgin nişanesidir. Sağolun varolun...

      Sil
  42. Süleyman Karık4 Aralık 2018 21:54

    Tebrikler dostum.Mutluluğun daim olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süleyman Karık bey, çok teşekkür ederim. Sağolun varolun...

      Sil
  43. Meryem ÇALIŞKAN5 Aralık 2018 08:46

    Bu paylaşımdaki duygular çok yoğun.Siz daha mutlusunum buda yazıya olduğu gibi yansımış.Unutulan aile değerlerinin ne kadar önemli olduğunun ispatı gibi.Ayyıldızımızı bende buldum.Harikasınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meryem Çalışkan hanım, pek tabi sizinde tespit ettğiniz gibi bu yazıda duygular daha yoğunlaştı. Aile çok önemli. Bunu şimdiki genç nesillere aktarmak da çok önemli... Detay vermeyerek Ay-yıldızımızı herkes kendi görsün istedim... Takip ve güzel yorumunuza çook teşekkürler...

      Sil
  44. Siz gezerken biz sizi okurken keyf alıyoruz bu birliktelik çok uzun sürsün.Eşinizin azmine hayran kaldım.Mandalinalar süper görünüyor buradaki davranışınız çok asilce.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meral Tercan hanım, Umarım bu birliktelik uzun sürer. Ama yarınlar ne getirir ne götürür bilemeyiz. Güzel yorumunuza eşim ile birkikte çook teşekkür eder, esenlikler dileriz...

      Sil
  45. Gülçin Aydın5 Aralık 2018 08:51

    Daha önce meyveyi dalından yiyebilsek demiştim doğayı koruyalım ve sanki bana verilmiş bir söz gibi mandalinalar dalından yenmiş siz çok yaşayın emi süperrrrr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülçin Aydın hanım, sizin adınıza mutlu oldum. Sizde çok yaşayın, sağolun varolun...

      Sil
  46. Başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  47. Mustafa Kemal Soylu5 Aralık 2018 09:04

    Natürel bir yaşam .Zaten doğa dönüşte başladı.Yaşlanmasınız azizim kıymetini bilin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mustafa Kemal Soylu bey, çook teşekkür ederim. Tabiki kıymetini biliyorum...

      Sil
  48. Zamane gençleri mutluluğu parada evde arabada arıyor.Keşke okuyup anlayabilseler nerede bulabileceklerini.Ben en çok eşinizin sizin yanındaki duruşunu sevdim.Her kadın beceremez.Helal olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selvi Akarcan hanım, maalasef gençlik konusunda haklısınız. Eşim adına çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  49. Kasım Turanlı5 Aralık 2018 09:48

    Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kasım Turanlı bey, çok teşekkür ederim...

      Sil
  50. Paylaşım duygusal açıdan yazım kuralları açısından da içerik olarak ta kusursuz.Bravo

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Gedikli bey, beğeni ve takdir içeren yorumunuza çook teşekkürler...

      Sil
  51. Serpil Kavaklı5 Aralık 2018 09:58

    Murat kardeşim eline koluna yüreğine dizine sağlık.Bazen bazı yaşananları bazı duyukarı bazılarının gözüne gözüne sokmak lazım.Üzüldüğünü biliyorum ama fırsat vermeyin.Çok yakışan bir çiftsiniz.Hazan hanıma bayıldım.Ağaçların altını üstüne getirmiş :)Bir dahaki geziniz de dağlara benden selam olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serpil Kavaklı hanım, sizin gibi gönül dostlarının var olduğunu ve onların sizin yerinize her türlü haksızlığın önünde duracaklarını bilmek anlatılmaz bir duygu. İsminizi eşimle sık sık andığımızı bilmelisiniz. Selamınız başımız üstüne. Sağlıcakla, sevgiyle, mutlulukla kalın...

      Sil
  52. Songül Aslı Derman5 Aralık 2018 10:29

    Seval takipteyim ama bu yazı bir başka güzel olmuş.Tebrik ederim başarınız daim olsun.

    YanıtlaSil
  53. Songül Aslı Derman hanım, çook teşekkür ederim. Sağlıcakla takipte kalın...

    YanıtlaSil
  54. Işıl GÜLENÇ5 Aralık 2018 11:06

    Etkileyici anlamlar yüklü mesaj içerikli bir paylaşım.Eşinize hayran oldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Işıl Gülenç hanım, hem yazı içeriğini beğeninize, hemde eşim için güzel yorumunuza çook teşekkür ederim...

      Sil
  55. Muhammet Emre Aydın5 Aralık 2018 11:08

    Paylaşımlarınızın sıkı takipçisi oldum.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhammet Emre Aydın bey, çok teşekkür ederim. Umarım bütün yazılarımda birlikte oluruz. Sağlıcakla takipte kalın...

      Sil
  56. Durmuş Gökçen5 Aralık 2018 11:11

    Tebrikleer.İmrenilecek bir yaşam.

    YanıtlaSil
  57. Tebrik ederim .

    YanıtlaSil
  58. Mehtap Gümüş5 Aralık 2018 13:34

    Eşinizle aranızdaki muhabbet çok hoş.Yıllardır blog okurum böylesi samimi içten blog görmedim .Canı gönülde tebrik ederim başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehtap Gümüş hanım, sıkı bir blog okuyucusu olarak yaptığınız bu güzel yorumu dahada kıymetlendiriyor. Bunun için çook teşekkür ediyorum. Sağlıcakla, takipte kalmanız dileğiyle...

      Sil
  59. Murat bey güzel bi gezi. BEnim erkeklerdr en sinir olduum şey eşlerini aldatıp pişkin pişkin dolanmaları

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zehra Karacal hanım, belliki kötü bir maziniz var. Yaptığınız yorumların bu blogun konusu dışında olduğunu bilmenizi ister, yolunuzun açık olmasını dilerim...

      Sil
  60. Son zamanlarda okuduğum en iyi blog.Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeref Karman bey, beğeninize çok teşekkür ederim. Sizlerinde okuyan gözlerinize, yorum yapan yüreğinize sağlık...

      Sil
  61. Suna Kırkpınar6 Aralık 2018 15:53

    Yazınızla eşinizle gezdiğimiz yerlerle bunları ifade etme gücünüzle farklısınız.Tebrik ederim. Yorum yapmak neden bu kadar zor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Suna Kırkpınar hanım, güzel yorumunuza ve beğeninize çook teşekkürler. Yorum yapma olayı teknik bir konu. Benim elimde değil. Ama umarım en kısa sürede çözeceğiz. Lütfen takipte ve esen kalın...

      Sil
  62. Tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oktay Sezgin bey, yorumunuza çok teşekkür ederim...

      Sil
  63. Murat bey sizin için bunca yola katlanan yalnız bırakmayan eşinizi sırtınızda taşımanız lazım helal olsun :))Espiri bir yana harikasınız çift olarak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gökmen Genç bey, güzel yorumunuza çok teşekkür ederim. Tabiki gerekirse biz birbirimizi sırtımızda da taşırız...

      Sil
  64. Keyifle okunan bir blog.Bu paylaşım ise süper.Ne güzel anlaşan sevişen dayanışma içinde olan bir birliktelik yaşamanız ve aynı şeylerden zevk almanız.Mandalinalar ağaçtan yeniyor zeytinler dalında.Enfes bir yaşam tarzı.

    YanıtlaSil
  65. Selda Karsak hanım, okumaktan keyif almanız ve bunu güzel bir yorumla dile getirmemize çok teşekkür ederiz. Yaşam tarzı olarak biraz farklı ama bizim için mutluluk verici. Lütfen takipte ve esen kalın....

    YanıtlaSil
  66. Gerçek olamayacak kadar güzel bir birliktelik ve yaşam kalitesi.Anlatım tarzınız ve bunu yansıtmanız tek kelime ile harika.emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilay Teke hanım, beğeninize ve takdirinize çook teşekkür ederim... Bizi takip etmeye devam edin, gerçek olup olmadığımızı görün... Sağlıcakla, mutlu kalın...

      Sil