İzleyiciler

5 Şubat 2019 Salı

ALTINOLUK - MIHLI ÇAYI BAŞDEĞİRMEN KÖPRÜSÜ (03.02.2019)


ALTINOLUK - MIHLI ÇAYI BAŞDEĞİRMEN KÖPRÜSÜ (03.02.2019)

Galiba yine açtık arayı... Bunun için belki beni merak ediyor, belkide bana kızıyorsunuzdur... Ne deseniz haklısınız. İnsan dostunu sevdiğini merak eder, merak eder de onu kaybetme korkusuyla öfkeden deliye döner. Ama bir sorun bana, neredeydin bunca zaman niye yazmadın diye. Sorun ki ben de sizlere neler oldu neler bitti tek tek anlatayım... İstanbul'un tarih kokan sokaklarıyla mis kokulu boğazını, Güzel İzmir'in kordonunu, Hasan Tahsin'ini, Menemen'in Kubilayı'nı, Gömeç'in koylarını, batan güneş ve dostlarla lezzetlenen mangal sefalarını...

Okul çağında çocuğu olanlar bilir. Hayat merkezlerinde o vardır. Bütün planlar ona göre yapılır ve uygulanır. İşte bizim de okulların yarıyıl tatiline girmesiyle bütün planlar sevgili kızımıza göre yapıldı ve uygulandı. Bütün bu yaşananlardan sizlere bir yazı çıkarmıydı! Belki çıkardı... Ama bazen bazı şeyler özel kalmalı düşüncesi ile yazmadım diyelim. Bunu anlayışla karşılayacağınızı umuyorum...

Şimdi isterseniz bugün gezdiğim, dolaştığım ormanları, dereleri ve köyleri sizlere anlatmaya başlıyayım...

Bugün Altınoluk'un ormanlarından köy köy dolaşarak meşhur Mıhlı Çayı üzerindeki tarihi kemerli Başdeğirmen Köprüsüne yürüyeceğiz. Bu yolu daha önce bahar mevsiminde yürümüş börtüsüyle, böceğiyle çook mutlu olmuştum...

Dün gece geç saatlerde İzmir'den dönmüş, yorgun argın yatağıma zor atmıştım kendimi. Ama sabah, gözlerimden önce uyanan zihnimde beliren aynı mutluluğun tadı ile tebessümle kalkıyorum yatağımdan. Önce giyiniyor ve çantamı kontrol ediyor, sonrasında kahvaltımı yapıyorum...


Bugün kü buluşma yerimiz evime çok yakın. Yasa Avm'nin önüne yürüyerek geldiğimde, saatler 07;40'ı gösteriyordu. Bu sefer fazla beklemiyorum, bir kaç dakika içinde geliyor arkadaşlarım. Selamlaşıp, ayak üstü hal hatır sonrası hiç durmadan Altınoluk'a doğru devam ediyoruz...







Saat 08;05. Altınoluk'tan giriyoruz içeri ve tırmanıyoruz yukarı doğru. Altınoluk'u bilmeyenler buranın deniz kenarından ibaret olduğunu zannederler. Ama asıl yerleşim yeri dağın eteklerindedir. Tarihi konaklar, evler, sokaklar ve de manzaranın en şahanesi buradadır. İşte burada bırakıyor araçlarımızı, çıkıyoruz meydana. Ve bir çay bahçesinin çınar altı masalarından birine oturuyoruz. Geliyor sabah çayları hemen. Kediler köpekler etrafımızda, gün doğumunun kızıllığı denizin üzerinde. Gözümüz muhteşem görüntüde, kulaklarımız İsmet Paşa ile hasbihal eden Ata'mızda. Kimbilir bu memleket için neler neler konuştular...

Fazla oturmuyor kalkıyorum masadan. Etrafta geziniyorum. Ve meydanda içi boş bir kalp görünce içine giriyor, fotoğraf çektiriyorum. Amacım sevgili eşime kalben "Günaydın" diyebilmek...

Sanırım sabah sabah burada neden oyalandığımızın sebebini de anlatmalıyım sizlere. Bu tamamen rotamızla alakalı. Bugünkü yürüyüşümüz Altınoluk ormanlarında başlayıp Küçükkuyu sahilde bitecek. Yani bugün dönüp dolaşıp araçlarımızın yanına gelemiyeceğiz. Dolayısıyla araçların bir kısmının Küçükkuyu'ya götürülüp bırakılması gerekli. İşte bu maksatla Küçükkuyu'ya araç bırakmaya giden arkadaşlarımızı bekliyoruz. Eh! beklerken de çevremizdeki güzelliklerin tadını çıkarıp kedilerle köpeklerle oynaşıp duruyoruz...




Saat 08;35. Araç bırakmaya giden arkadaşlarımız geliyorlar. Artık gitme zamanı. Kuşanıyoruz sırt çantalarımızı ve parke taşlı oldukça dik bir sokaktan vuruyoruz yukarı...Yürüdüğümüz sokak zamana inat ayakta kalmaya çalışan tarih kokulu evleri ile dikkatimizi çekiyor. Geçmiş zaman hep bana hüzün vermiştir, şimdi olduğu gibi. Ama bu hüzün doğaya kavuşma heyecanı ile fazla sürmüyor... Altınoluk ile ilgili en kısa sürede bir gezi-yazı'yı kafama koymuş olarak yürümeye devam ediyorum...


Saat 08;50. Bir sokağın sessiz ve geniş bir bölümüne geldiğimizde vücudumuzu esnetmek, kaslarımızı ısıtmak üzere duruyoruz. Yoga üstadı Burak hocamızın yönlendirmeleri eşliğinde bedenimizi gevşetiyor, nefes egzersizleri ile ruhumuzu güne hazırlıyoruz...



Ve arkasından önce bahçeler arasından geçip, sonrasında dalıyoruz yemyeşil yapraklarıyla kızılçam ormanına... Yolumuz, bildiğimiz taşlı topraklı orman yolu. Sürekli bir tırmanışla kıvrıla kıvrıla ilerliyoruz. Solumuzda ki körfez ile kimi zaman ağaçlar arasından kimi zaman ise tüm çıplaklığı ile göz göze geliyoruz...





Körfez zaman ilerledikçe ve her kıvrımda renkten renge giriyor, kâh güneşin kızılı ile kızıla, kâh bulutların grisi ile griye dönüşüyor, bizi güzelliği ile mest ediyordu. Açıkçası bugün deniz manzaralı dağ yürüyüşü yapıyorduk. İnanılır gibi değil değilmi... Bugün denize de ormana da ve hatta suya fazlasıyla doyacağız anlaşılan...



Hepimiz mutlu ve neşeli yürüyoruz. Sağımızdaki yamaçta ağaçların içinden havlayan köpek seslerine kulak kabartıyoruz. Yürüdükçe köpek havlamaları dahada şiddetleniyor. Ama köpeği bir türlü göremiyoruz. Ama o da ne! Yolun sol kenarında iki tane minik köpek yavrusu. Yaklaşıyoruz hemen yanlarına, henüz çok küçükler hareket etmeden şaşkın şaşkın bize bakıyorlar. Yolun yamaç tarafından gelen inleme seslerine dönünce gözlerimize inanamıyoruz. Birbirlerinden ayrı ayrı üç yavru daha. Anlaşılan bunlar yuvalarından firar etmişler... Anne köpekte haliyle bizi görünce telaşla havlayıp duruyor. Ama kendisini bir türlü göremedik. Zaten bizde daha fazla rahatsız etmeden ayrılıyoruz yanlarından... Bu hayret edilesi bişey aslında. Etrafta herhangi bir ev veya kulübe göremedim. Bir evcil köpek neden ıssız bir ormanda doğum yapsın. Birisimi getirip bıraktı, yoksa kendisimi geldi. Acaba ne yiyor ne içiyor... Bunları düşünmekten kendimi alıkoyamıyor, ama mantıklı bir açıklamada getiremiyorum...


Güneş oldukça ısıtmaya başladı bizi, üzerimizdeki bütün fazlalıkları çıkartıp, tişörtlerle kalıyoruz...


Bugün çok kalabalık olduğumuzu söylemiştim. Kafamı dinlemeye ihtiyacım var. Bir süre arkadan yürüyorum. İyikide arkada kalmışım. Minik kuş dostlarımızın, karşılıklı senfonik ötüşleri ile kendime geliyorum... İçim tekrar huzurla doluyor. Derin derin havayı içime çekiyorum. Yüzümü gökyüzüne kaldırıp, işte bu diyorum...

Hızlanıyor, önümdeki arkadaşlarıma yetişiyorum... Yollar yağan yağmurlarla yer yer çamurlaşmış, önümüze çıkan su birikintilerinin kenarından köşesinden geçiyoruz...



Saat 11;10. İşte Doyran köyündeyiz. Parke taşlı sokaklarından geçip, köyün meydanına çıkıyoruz. İn cin top oynuyor. Etrafta hiç kimse yok. Kahvehane kapalı, bakkal kapalı. Ne olmuş bu köye böyle... Biraz oturuyoruz çeşme başına. Su içip, dinleniyoruz. Ve tekrar ara sokaklardan orman yoluna doğru yürümeye başlıyoruz.




Evlerin önünde tek tük yaşlı insanlarla karşılaşıp selamlaşıyoruz. Belki bilmeden üzeriz diye, "Hey amca, bu köyün insanları nerede, nedir bu ıssızlık" demek geçmiyor içimizden...
Köy konağının arkasından giriyoruz tekrar kızılçam ve zeytinliklerin içine...




Güneş artık tepede, bedenlerimiz iyice ısındı. Sanırsınız bugün bahar. Etrafta çiçekler kendini göstermeye, ağaçlar tomurcuk vermeye başlamış. Umarım ağaçlar bu yalancı bahara aldanıp ta çiçek vermez, çiçek veripte mart soğuklarına kurban etmezler...




Narlı köyü tam karşıdan bize bakıyor. Göründüğü kadar çok uzak değil aslında. Toprak yolda hızlı adımlarla ilerliyor, çok geçmeden sağdan zeytin ağaçlarının içine dalıyoruz. Ve karşımıza çıkan patika bir yoldan, gürül gürül akan dereye doğru inmeye başlıyoruz.



Dere çok büyük olmasada, mevsim itibariyle deli coşkun akıyor. Karşıya devrilmiş bir ağacın oluşturduğu, doğal bir köprüden geçeceğiz. Bazı arkadaşlarımız endişeli. Geçiş çok zor olmasada denge önemli... Düşsek ne olur peki. Su derin mi? Hayır! Boğulur muyuz? Hayır! Eee... O zaman bu panik niye, eğlenmene bak kardeşim... Bizde işi eğlence boyutuna taşıyoruz tabi. Önce ben geçiyorum köprüden. Sonra Erhan bey çantasından bir halat çıkarıyor ve bir ucunu kendi tarafındaki ağaca bağlayıp, halatın diğer ucunu bana atıyor. Ve halatı gerdirerek, bir trabzan yapıyoruz. Sonrasını tahmin edersiniz sanırım... Herkes izci kampındaki çocuklar gibi neşeyle tek tek geçmeye başlıyor...



Sonrasında çok dik bir tırmanışla patikadan, toprak tarla yoluna çıkıyoruz. Önce bir dere geçişi, arkasından çok dik patika yol, açıkcası bazı arkadaşlarımızı yormuştu.



Burada biraz nefeslenme molası verip, yolda bulduğumuz hayvanlara ait kemikler hakkında çeşitli fikirler yürütüp durduk... Ve sonrasında tekrar düşüyoruz yola. Artık zeytinlikler, çöp ve diğer atıklardan köye yaklaştığımızı görebiliyorduk...




Ve saatler 12;50'yi gösterirken köye giriyoruz. Çok sürmüyor köyün meydanına çıkıyoruz. Her zamanki gibi köyün meydanında bulunan kahvehanenin acar çalışanı Yahya'nın güler yüzü ile karşılanıyoruz. Elimizi yüzümüzü yıkayıp, kahvehanenin güneşli bahçesindeki sandalyelere çöküyoruz. Sonra benim çok özlediğim mis kokusu ile kekik çaylarımız geliyor. İşte ilk yudum boğazımdan inerken mideye, büyük bir rahatlama hissediyorum. Sonra bir yudum bir yudum daha. Güneş sırtımda. Ve ben iyice gevşiyorum. Göz kapaklarım, düştü düşecek. Ne oluyor bana. Ne içirdiniz ulan bana... Lan yoksa burası Nuri Alço'nun köyümü...

Toplanın arkadaşlar. Gidiyoruz... Bu ses ile zihnim açılıyor... Sırt çantamı alıyor, düşüyorum arkadaşlarımın arkasına...

Bakın şu işe. Uyku bastırınca size Narlı köyünden bahsetmeyi unuttum. Narlı köyü bana sorarsanız Kazdağlarının en yeşil ve en güzel köylerinden birisidir. Hele yaz aylarının, o cehennem sıcaklarından kaçıp, burada püfür püfür esen rüzgara karşı, limonlu maden suyu içmenin keyfini anlatamam. Yanlış anlamayın ben çay içmediğim için çay keyfi diyemiyorum. Ama eminimki burada ne içseniz büyük bir keyif alırsınız... Yeme içme, mangal yerlerini demiyorum bile. Kazdağlarında hangi köye gitseniz mutlaka böyle bir tesis bulursunuz zaten... Aynı zamanda Darıdere Tabiat Parkı'nın geçiş noktası konumunda olan bu köyde yaş ortalamasının 80'nin üzerinde olduğunu söylesem ne düşünürsünüz acaba... Tabi bu bilgilerin istatiski ve resmî bir dayanağı olmadığını, tamamen köylülerle yapılan sohbetler neticesinde varılan kanaatler olduğunu belirtmekte fayda var sanırım...




Neyse çıkıyoruz köyün sokaklarından, düşüyoruz zeytin bahçelerinin çamurlu yollarına. Yolun bazı bölümleri çamur, bazı yerleri ise kuru ama derin su yarıkları ile bozulmuş durumda. Ama ne olursa olsun, köylü çalışıyor. İşte bakın! Atının iki tarafını odun ile yüklemiş bize doğru gelen bir köylü ile karşılaşıyoruz. Selam verip, hâl hatır ediyoruz. Ama sırtındaki yükle, terden sırılsıklam zavallı atı görünce, köylüyü daha fazla oyalamadan kolaylıklar dileyip, uğurluyoruz...


Bugün zeytinlikler içindeyiz. Yolumuza zaman zaman çıkan minicik derelerden atlaya zıplaya, güneşte yana yakıla, sohbetin belini kıra kıra yürüyoruz. Artık Başdeğirmen Köprüsüne yaklaşıyoruz...

Ama bir sorunumuz var. Bugün aramızda grubumuzun en genç delikanlısı 70'lik Şerafettin beyin bacağında kas ağrısı var. Olsun, dert etme be abi. Biz yanındayız. Öyle yada böyle bugünü bitireceğiz. Bacağa masajlar yapıyor, tempomuzu düşürüyoruz... Önden arkadaşlarımız çoktan varmış olmalılar Başdeğirmen'e. Arkada Burak ve Kenan beyle birlikte Şerafettin beye eşlik ediyor, yavaş yavaş yürüyoruz...




BAŞDEĞİRMEN KÖPRÜSÜ...
İşte! Suyun sesini duymaya başladık bile. İki tarafı zeytinlik olan tünel vari bir yolun sonunda köprüyü tepeden görüyoruz. Dikkatle su ve yosunlarla kayganlaşmış yoldan yokuş aşağı iniyor, dere kenarına arkadaşlarımızın yanına geliyoruz...


Saatler 14;30'u gösterirken, ateşin çoktan yakılmış, tavaların kızdırılmış, cızırdayan sucukların üzerine yumurtaların kırılmış olduğunu görüyoruz... Bize düşen tek şey ise ekmek bandırmak oluyor... Peynirli omlet için Türkan hanıma, sucuklu yumurta için Zeki beyin ellerine sağlık diyor, soframızı getirdikleri yiyeceklerle zenginleştiren Meral hanım, Yahya ve Kenan beylere ise keselerinin bereketli olmalarını diliyoruz...




Eee... Yedik içtik. Şimdi manzaranın ve de soğuk Mıhlı Çayının tadını çıkarma zamanı. Köprünün sağından, solundan, üstünden her yerinden bol bol fotoğraf çektikten sonra, sıra geliyor suya girmeye. Suda öyle bir coşkun, ak köpükleri ve turkuaz rengiyle öyle bir davetkâr ki. Aksiliğe bakın. Çantama mayo koymayı unutmuşum. Üzgünüm. Ama olsun. Hemen çıkarıyoruz botlarımızı, pantolonları dize kadar çekip giriyoruz buz gibi Mıhlı Çayına... Off... İnanılmaz bir his. Çook güzel... Ama çook soğuk. Acaba mayomu unutmakla, iyimi etmiştim...
Çıkıyorum buz gibi Mıhlı Çayından. Öylece oturuyor, seyreyliyorum çağıldayan köpüklerini. Bir süre sonra dalıp gidiyorum, kendime geldiğimde zihnimin bir bebek gibi boşaldığını ve hafiflediğini hissediyorum... Buraya sırf bunun için bir daha gelebilirim...


Biraz yanlız kalmak istiyor, dere boyunca aşağıya doğru yürümeye başlıyorum. Mıhlı Çayının daha da coşmuş olduğunu görünce, mutlu oluyorum. Şu çağıldayan köpüklere bir bakın hele. Peki bu gürültü patırtıya ne demeli. Yok yok yanlış anlama, ben halimden memnunum, köpüğünden de gürültünden de hiç bir şikayetim yok. Sen yeterki coş, coşta bağlara bahçelere hayat, kurda kuşa can suyu ol, emi...


Saat 16;00. Gitme zamanı. Ama her zaman olduğu gibi geleneksel köprü üstü toplu fotoğraf çekimi yapılacak... Çıkıyoruz köprüye, kaldırıyoruz ellerimizi havaya ve aşağıda kalan basıyor deklanşöre...





Roma dönemi yapısı olduğu düşünülen tek kemerli bu köprü, daha yakınlarda yani 2017 yılında onarımdan geçirilmiş. Köprünün hemen yanıbaşında bulunan ve köprüye adını veren değirmenin içine girmeden gitmek olmaz... Giriyor içine, önce değirmenciye, sonra buğday öğütenlerin ruhlarına birer selam gönderiyoruz. Sonra fotoğraflarımızı çekip, sessizce ayrılıyoruz taş değirmenden...





Artık gitmeliyiz. Köprünün yanından oldukça dar ve dik patika yoldan tırmanmaya başlıyoruz. Bazı arkadaşlarımız oflayıp puflasada göz açıp kapayıncaya kadar toprak araç yoluna çıkıyoruz.
Burası Küçükkuyu'dan gelip, Mıhlı Şelalesine giden yoldu. Kısa bir nefeslenme molasının ardından yaklaşık 10 dakika sonra Küçükkuyu'dan Adatepebaşı köyüne giden asfalt yola çıkıyoruz. Artık buradan sonra, hep asfalt yoldan yürüyeceğiz. Maalesef Şerafettin beyin kas ağrıları yeniden başlayınca, yürümekte zorlanıyor. Ama yanlız bırakmıyor, Burak bey ile birlikte hep beraber yanında yürüyoruz. En arkadayız...

Kısa molalarla nihayet Küçükkuyu'nun arka sokaklarına giriyoruz. Ve İzmir Çanakkale yolunu geçip, deniz kenarında alıyoruz soluğu. Herkes boş bulduğu bir banka veya duvar üzerine oturuyor...



Altınoluk'tan araçlarımızı almaya giden arkadaşlarımızı bekleyeceğiz. Ama ben boş durmuyor sahilde geziniyorum. Gözüm deniz taşlarında, aklım evdeki akvaryumda. Hoşuma giden taşları bir bir başlıyorum toplamaya. Daha önceki yazılarımda söylemiştim, hatırlarsanız. Ne olursa olsun eve asla boş gitmeyi sevmem. Ne yapalım bugünkü ev hediyemizde akvaryum için deniz taşları olacak... Biliyorum bunu belki eleştirenleriniz olacak ama bilmelisinizki bu taşlara benim eşim çook sevinecek...

Saat 17;30. Geliyor araçlarımız. Güzel dileklerle vedalaşıyor, ayrılıyoruz arkadaşlarımızla...





SON SÖZ...
Bugünkü yolu daha önce hem bahar hemde yaz mevsiminde yürümüş ve çok sevmiştim. Evet, belki bu sefer o alışkın olduğumuz Kazdağlarının Ulu Çınarları, Kayınları, Kestane ve Meşe ağaçları, şelaleleri yoktu yolumuzda. Ama Narlı'ya kadar Kızılçamlar vardı, sonra yağıyla, yeşili ve siyahıyla binbir derde deva ürününü bize sunan, uçsuz bucaksız zeytinlikler vardı. Tabiatıyla, güleç yüzlü insanlarıyla birbirinden güzel Doyran ve Narlı köyleri, Yahya'nın kekik çayı, ak köpüklü buz gibi soğuk sularıyla Mıhlı Çayı, çayın tam orta yerinde Roma döneminden bize selam çakan köprüsü ve değirmeni vardı... Ve taa Altınoluk'tan peşimize takılıp, sevgi ve şefkatten başka bir şey istemeyen dost köpekleri vardı... Ama her şeyden önemlisi uyumlu ve fedakâr arkadaşlar vardı. İşte bütün bunlar için rehberliğimizi yapan Erhan bey, artçılık görevini üstün sorumluluk duygusu ile yerine getiren Burak bey, çözüm odaklı arkadaşlarına koşulsuz destek veren Suat ve Kenan bey, yol boyunca fotoğrafçılık konusunda yardımlarını esirgemeyen Türkan ve Meral hanım başta olmak üzere, benimle yürüyen tüm arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum....

Kolay olduğu kadar, mesafe olarak doyurucu olan ve her şeyden önemlisi güzel dostlarla yürünen bu yolu değerlendirme puanım; 10/8.

Not: Bu yazıda kullanılan toplam 77 adet fotoğraftan, 7. ve 30. fotoğraf Türkan Bağcı'ya, 11. fotoğraf Suat Yalıç'a, 59. 60. ve 76. fotoğraf Meral Kantur'a, 62. ve 67. fotoğraflar Erhan Çiftçi'ye ait çekimler olup, diğer çekimlerin tamamı bana aittir.

Murat Turan - Akçay 2019

130 yorum:

  1. Murat kardeşim bayağı bekledik yine ama her zamanki güzel paylaşımlar beklediğimize değdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Hızal bey, beklettiğim için kusura bakmayın. Ama bazen hayatın döngüsü planlananın dışında gelişiyor. İlginize ve takibinize çook teşekkür ederim...

      Sil
  2. Ustam bundan sonra sana kekik çayı yasak başka şeyler deneyelim eline sağlık Yine her zamanki sen olmuşsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar Özel bey, bende artık Kekik çayı içmeden önce bi düşünürüm heralde;)) Beğeni ve güzel yorumunuza çok teşekkürler....

      Sil
  3. Canan Sevimli5 Şubat 2019 14:03

    Köpek yavrularına bayıldım mecbur kalma salar insandan Korkma salar hiç Dağın tepesine çıkarlar mı onların da Can korkusu var ana yüreği çok üzüldüm Çok da sevimliler tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canan Sevimli hanım, köpek yavruları ile ilgili düşüncelerinize bende katılıyorum. İlginize ve güzel yorumunuza çok teşekkür ederim...

      Sil
  4. Doğa sevgisi ve hayvan sevgisinin ne kadar zararsız insanların ne kadar mutlu ettiğini gösteren güzel bir paylaşım tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilay Teke hanım, haklısınız. Temelde herşeyi sevmek ve saygı göstermek. Aslında mutlu olmanın net ifadesi budur bence... Güzel yorumunuz için ben teşekkür ediyorum sizlere...

      Sil
  5. Kerem Açıkgöz5 Şubat 2019 14:06

    Murat abiciğim tam nerelerde kaldı benim abim diye endişe ederken endişem de haklıyım :))benim canım abimin peşine Nuri Alço takılmış Aman abi Dikkat Durum kötü :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Açıkgöz, hiç sorma. Demek ki neymiş, dağ başlarında öyle her şey içilmezmiş... Görüşmek üzere, kendine iyi bak kardeşim...

      Sil
  6. Atakan Özgür5 Şubat 2019 14:07

    Aradan zaman geçince Gözlerimiz aramaya başlıyor merak ediyoruz ve sanırım merak etmekte de Haklıyız kekik çayı sağlığa zararlı sayenizde öğrendik kolaylıklar diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atakan Özgür bey, sizleri meraklandırdığım için tekrar özür diliyor, ilginize çook teşekkür ediyorum. Kekik Çayı konusuna gelince, kesinlikle önemli bir mevzu;))

      Sil
  7. Ustam Bu paylaşımdan Hafızama kadına kalp içindeki resminiz oldu Ne muhteşem bir söylem kalben kelimesi günleriniz hep Aydın Yüreğiniz hep sevgi dolu olsun Hasan hanıma sevgiler Size saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esin Aldemir hanım, yürekten söylenen güzel dilekleriniz için çook teşekkür ediyorum. Bizi güzel gören, yüreğinize sağlık. Eşiminde sizlere en içten sevgilerini iletir, mutlu günler dilerim..

      Sil
  8. Murat kardeşim canlılar doğal ortamlarında güzel her ne kadar üzülse niz de inanın evlerde balkonlarda yaşayan köpeklerden çok daha Mutluladır. tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma Arslan hanım, bu fikrinize sonuna kadar katılıyorum. Ben evin balkonuna veya içine hapsedilmiş hayvanlara daima acımışımdır. Bakıma muhtaç evin içinde yaşaması zorunlu olan ırk, tür ve cinsteki hayvanlar hariç tabiki. Benim yazıda ifade etmek istediğim, evcil bir hayvan olan bu köpeğin yiyeceğini nasıl bulduğu idi. İnsan yardımı olmadan çok zor olacağını düşünüyorum. Güzel yormunuz için çok teşekkür eder, esenlikler diliyorum...

      Sil
  9. Oktay Şenocak5 Şubat 2019 14:58

    Fotoğraflarla anlaşılırlığı yükseltilmiş mükemmel bir Türkçe Tebrik ederim Başarılarınızın devamını dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oktay Şenocak bey, beğeninize ve gurur verici cümlelerinize çook teşekkür ederim...

      Sil
  10. Her paylaşımınız da dikkat çeken nokta Duygularınızı olduğu gibi yansıtma nasıl kendinizi asla yan vurmuyor şimdi bu da samimi bir ortamda oluyor o yüzden de çok seviyorsun tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yağmur Aksu hanım, güzel yorumunuza ve tebrikinize çook teşekkür ederim...

      Sil
  11. Murat Ustam bir daha bu kararı ara vereceğini zaman kapıya bir duyuru bırakın merak ediyoruz manzara resimleri harika Ayrıca arkadaşınıza yardımcı olmanız Onu yarı yolda bırakmamanız ne kadar engin gönüllü biri olduğunuzu gösteriyor harikasınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kenan Ortak bey, öncelikle ilginize ve hakkımdaki güzel düşüncelerinize çook teşekkür ediyorum. Sonra şunu belirtmek isterimki dağda, ormanda sağlam arkadaş çok önemli. Çünkü ne zaman, nerede, kime ne olacağı hiç belli olmuyor.... Desteğiniz için sağolun varolun...

      Sil
  12. Vuslat Canetli5 Şubat 2019 15:03

    Içinde aradığınız her sevgi bulabildiniz bir paylaşım doğa hayvan ve insan sevgisi tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vuslat Canetli hanım, evet bu paylaşımda sevginin her çeşidinden bahsedildi biraz. Amacım sevginin mutlulukla direkt ilintli olduğunu vurgulamaktı. Şarkılarda bile "Hayat sevince güzel" demiyormuyuz. Ah,bir bilinse şu "Sevginin" Ab-ı Hayat'ın aranıpta bulunamayan iksiri olduğu...

      Sil
  13. Dilruba öksüztepe5 Şubat 2019 15:07

    Üstadım ,sabah günaydın mesajı yerine geçen fotoğraf aslında ben her nereye gidersem Aklımda Fikrimde ve kalbimdesin demenin muratça hali oluyor galiba. Sizi böyle görmek beni fazlasıyla mutlu ediyor. Yaradanım bu dünyada insanlara hayırlı bir eş nasip etsin derken bunu fazlasıyla bulmuş olmanız ne kadar güzel .Hazan kardeşimi tanımadan çok sevdim Yaradanım her zaman yanınızda olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilruba Öksüztepe hanım, bizi mutlu görmenin sevincini yaşamanız, dostluğunuzun en büyük göstergesidir. İnanın biz Hazan hamımla gün içinde eğer dışarıda isem 3-4 kez telefonla, yok eğer evde isem karşılıklı kahveli uzun uzun sohbetlerimiz olur. Ve emin olun Hazan hanımla birlikte, bu blogda görmeden tanıyıp sevip, dost kabul ettiklerimizin başında geliyorsunuz. Güzel düşünce ve dilekleriniz için sizlere çook teşekkür ediyor, sağlıklı ve mutlu günler diliyoruz... Sağolun varolun...

      Sil
  14. Alihan Saygılı5 Şubat 2019 15:09

    İzmir'e gidip gelirken altınoluk önünden geçiyoruz korkunç bir yapılaşma var yazlık evler villalar .bana soğuk gelmişti .Ama olaya bir de sizin gözünüzde bakmak gerekiyormuş. Benim bildiğim Altınoluk sizin bildiğiniz altınoluktan çok farklı bir dahaki sefere sizin gözünüzde bakmayı deneyeceğim saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alihan Saygılı bey, Altınoluk hakkındaki değişen düşüncelerinize sevindim. Ama sizlerde biliyorsunuz ki her şehrin ilk kurulduğu, geçmişi ve ruhu olan bir yerleşim yeri vardır. Maalesef sahil şeridinde bütün yerleşim yerleri, denize doğru kaymış durumda... İlginize ve güzel yorumunuza ben teşekkür ediyor, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum...

      Sil
  15. Süleyman Karık5 Şubat 2019 15:13

    Murat kardeşim söyleyebileceğim tek şey Allah'ım ağzınızın tadını bozmasın Hep böyle mutlu ve güler yüzlü oğlum eşinle çocuğunla uzun sağlıklı mutlu bir ömrün olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süleyman Karık bey, Güzel dilekleriniz ve temennilerinize bilmukabele diyorum. Çok sağolun varolun, sizinde her şey gönlünüzce olsun...

      Sil
  16. Tebrik ederim Özlenen güzel bir paylaşım olmuş başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Murat Akın bey, beklediğinize değmiş olması memnuniyet verici. Tebrik ve başarı dilekleriniz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  17. Doğu Alıngaç5 Şubat 2019 15:16

    Ege kıyı şeridi gerçekten güzel Ama Kaz Dağları'nın Doğa dokusu Hiçbir yerde yok tebrik ederim ve ben her gelişimde sizin gözünüzde bakmaya sizin gibi anlamaya çalışıyorum Bunun için ayrıca teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğu Alıngaç bey, öncelikle Kazdağlarını sevdiğiniz ve anlamaya çalıştığınız için ve sonrasında güzel yorumlarınızla beni desteklediğiniz için sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...

      Sil
  18. Saffet Alkoç5 Şubat 2019 15:17

    Murat Bey süper kahramanlar gibisiniz ağacın üstünden karşıya geçmeniz köpekleri duygulan Şevkat eşinizi olan ilginiz ve yaşlı arkadaşınıza yardımcı olmanız Bunlar insani önemli duygular tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saffet Alkoç bey, yazıyı özetleyen ve bizi süper kahraman yapan güzel yorumunuza ve yüreğinize çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  19. Eşiniz ne kadar şanslı bir bayan olduğunu biliyor mu acaba sabah gönderilen mesajlar arkasından Onu düşünerek bir nebze mutlu edebilmek adına toplanan taşlar mükemmel duyguları olmalı oldukça duyarlı sempatik birisiniz adam gibi adam demek yerinde sanırım kolay gelsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melike Açar hanım, yorumunuz benim için onur verici, göğüs kabartıcı. Öncelikle bunu bilmelisiniz. İkincisi eşim sanırım şanslı olduğunun farkında, aslında soracak olursanız bende şanslı olduğumun farkındayım... Güzel yorumunuz için çook teşekkür eder, mutlu günlerin sizin olmasını dilerim...

      Sil
  20. Murat kardeşim bir bakıyoruz Nergis topluyorsun ,bir bakıyoruz balık tutuyorsun ,bir bakıyoruz önce dağa çıkıp sonra deniz kenarında taşlar topluyorsun .Seni takip etmek ne kadar zor :)Kekik çayı olayına gelince o konuya hiç değinmek istemiyorum okurken sesli güldüm ofis içerisinde ne oluyor Sare'ye diyen çok arkadaşım oldu .Siz beni güldürdünüz Allah da sizi güldürsün :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sare Deniz hanım, Kekik çayını hiç sormayın. Aslında yazarken ağlanacak halime bende çok güldüm. Güzel yorumunuz ve temennileriniz için çook teşekkür ederim... Sağlıcakla, mutlu kalın...

      Sil
  21. Murat abi Hazan ablami ve seni çok seviyorum .Hep aklımdasınız okuyorum acaba abimle ablam şu anda ne yapıyor diye ama yorum yapmak da çok zorluk çektim inşallah bu yazım size ulaşır .Siz de benim kalbimdesiniz ilayda canımı çok ama çok öpüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serpil Sapan, abim benim. İnan Hazan'da seni anlata anlata bitiremiyor ve seni çook seviyor. Sende bizim kalbimizdesin. Yazın mutlaka bekliyoruz. Görüşünceye dek mutlu ve neşeli günler hep seninle olsun...

      Sil
  22. Muhammet Emre Aydın5 Şubat 2019 15:26

    Murat Bey sizi okurken bambaşka bir dünyanın kapısını aralıyor gibi oluyorum.Resimlerle yazıyla sizinle geçen zaman kaliteli bir zaman oluyor .Bunu belirtmeden geçemeyeceğim başarılar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhammet Emre Aydın bey, yazılarımı okumaya ayırdığınız kıymetli zamanınızın mutlu ve verimli geçtiğini belirtmenize çok mutlu oldum. Umarım sonraki yazılarımda da aynı mutluluğu yakalarsınız. Güzel yorumunuz için çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  23. Songül Aslı Derman5 Şubat 2019 15:29

    Murat Bey Evet haklısınız hem kızdık hem merak ettik hem de Nerede bu adam dedik bizi böyle mahrum bırakmanız hiç guzel değil. Giderken bir haber verin Geleceğiniz zamanı bildirim bundan sonra şaka bir yana Sağlıklı ve mutlu olmanıza sevindim eşinizle muhabbetinize zaten hayranım hep böyle olmanız dileğiyle mutlu ve Esen kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Songül Aslı Derman hanım, sizleri istemeden de olsa üzmek ve meraklandırmak istemem tabiki. Bunun için özür diliyor, benim ve ailem hakkındaki düşünceleriniz için ise çook teşekkür ediyorum... Yüreğinizden neşe ve sevincin hiç eksik olmaması dileğiyle...

      Sil
  24. Durmuş Gökçen5 Şubat 2019 15:30

    Murat Bey tebrik ederim Hoca hanıma saygılar sunarım Güzel günleriniz olsun dostum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durmuş Gökçen bey, çok teşekkür ederiz. Sizlerinde sağlıklı, güzel ve mutlu günleriniz olsun...

      Sil
  25. Murat Bey Siz ne zamanki fotoğraf kursuna gidecegim Profesyonel olarak ilgilenmeye başlayacağım deyince kadar yazmaya devam edeceğim bu kadraj mutlaka eğitim görmeli.Tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toprak Uskun hanım, sizin teşvik ve desteğinizle bu perşembe günü bir aksilik çıkmazsa kursa başlıyorum. Bana inancınız başta olmak üzere, her şey için çook teşekkür ediyorum... Yüreğinizden mutluluk hiç eksik olmasın, emi...

      Sil
  26. Ayşegül Korkmaz5 Şubat 2019 15:36

    Uzun zamandır takip ediyorum sessiz okuyucularınizdanim. Duygularınızı bu kadar Yalın bir şekilde ifade edebilmeniz bunlara Gerçekten yaşıyor olduğunuzun göstergesidir diye düşünüyorum köpek yavrularına duyduğunuz ilgi ve şefkat Yüzünüzdeki tebessüm hayatı ne kadar pozitif baktığınızı gösteriyor tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşegül Korkmaz hanım, öncelikle takibiniz ve kıymetli zamanınızı ayırıp yaptığınız bu güzel yorumunuz için çook teşekkür ediyorum. Umarım daha bir çok gezi ve yazılarımda birlikte yürür, birlikte yoruluruz... Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle, neşe ile kalın...

      Sil
  27. Davut Kalender5 Şubat 2019 15:39

    Üstadım ,bu yolculuklarda en önemli şey Yol Arkadaşının kim olduğunu bilmek sanırım her açıdan mükemmel bir yol arkadaşı olduğunu hem eşin hanımefendiye göstermiş olduğun ilgi ile hem de Şerafettin beye göstermiş olduğun yardımlardan anlaşılıyor. Bizim de seninle bu blog aracılığıyla yol arkadaşlıgımız başladı umarım aynı duyguları biz de sana yaşatabiliriz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Davut Kalender bey, emin olun ilk takipçilerimden biri olarak her yazı sonrası sizlerin ismini yorum yazanların arasında görmek mutlu ediyor beni. Bende ümit edyorum ki bu blog var olduğu sürece bütün serüvenlerde hep beraber yürürüz... Mutlu ve takipte kalmanız dileğiyle...

      Sil
  28. Tebrik ederim oldukça güzel bir paylaşım ve blok...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Can Kuzak bey, beğeninize çook teşekkürler. Takipte ve mutlu kalmanız dileğiyle...

      Sil
  29. Cumhur BAŞKENT5 Şubat 2019 15:43

    Murat Ustam yazıyı özetlemek gerekirse kekik çayı içmek sakıncalı bir işlem çok güldüm dostum çok hem de .Senin de gülen yüzün bizden eksik olmasın inşallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumhur Başkent bey, evet buralarda bilmediğin yerlerde Kekik çayından uzak durmak gerek. Yoksa maazallah;)) Allah kimsenin yüzünden de yüreğinden de gülmeyi eksik etmesin. Bu güzel yorum için çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  30. Mehmet ilgeç5 Şubat 2019 15:45

    Her zaman okumayı istediğim çok güzel bir blog Emeğinize kaleminize dizlerinizi Gözlerinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet İlgeç bey, her şey için bende sizlere teşekkür ediyorum. Sağolun varolun, eksik olmayın...

      Sil
  31. Arif Cantürk5 Şubat 2019 15:46

    Paylaşımlarınızın kalitesi bu şekilde devam ederse Tiryaki olacağının garantisini verebilirim başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arif Cantürk bey, umarım hep bizimle beraber olursunuz. Çünkü bende sizlere hep yalın ve olduğu gibi gezilerimi anlatacağıma söz veriyorum... Bu güzel yorum için çok teşekkürler...

      Sil
  32. Şahin Ağırbaş5 Şubat 2019 15:49

    Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şahin Ağırbaş bey, çook teşekkür ederim...

      Sil
  33. Murat kardeş işten çıkıp eve gidince ilk işim Evde bulunan tüm kekikleri yok etmek Ben bilmiyordum böyle yan etkilerinin olduğunu :))Tebrik ediyorum oldukça esprili, duygusal, bakan gözlerin gördüğü güzel bir paylaşım olmuş başarınız devam olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mert Soylu bey,valla bende Kekik çayının böyle yan etkileri olduğunu bilmiyordum;)) Bende zaman ayırıp bu güzel yorumu yaptığınız için size çook teşekkür ediyorum... Sağolun varolun, takipte kalın...

      Sil
  34. Ergun Aydınlı5 Şubat 2019 16:01

    Arkadaşlara katılıyorum kekik çayı sağlığa zararlı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergun Aydınlı bey, korkarım bu paylaşımı okuyan çakma Nuri Alço'lar aktarlardan kilo ile Kekik alıp, stoklayacaklar. Kekik fiyatları artmazsa iyi valla;)) Ha ha ha...
      Güzel yorumunuz için çook teşekkürler...

      Sil
  35. Atamızı görmek beni fazlasıyla mutlu etti.Bu yaklaşımınız bende size karşı saygi uyandırıyor.Basarilar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sönmez Ufuk bey, Vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, Milletimizin Ata'sı için göstermiş olduğunuz hassasiyet için ben size teşekkür ederim. Saygıyı asıl bunun için siz hakediyorsunuz...

      Sil
  36. Gülnihal Çepic5 Şubat 2019 20:10

    Yine muhteşem resimler ve muhteşem bir paylaşım Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülnihal Çepiç hanım, beğeninize çook teşekkür ederim... Sizlerin de yüreğine sağlık...

      Sil
  37. Gülçin Aydın5 Şubat 2019 20:12

    Gittiğiniz her yere öylesine güzel ifade ediyorsunuz ki biz de gitmiş kadar oluyoruz Özlem duyuyoruz yaz tatili planları Nebile başlıyoruz teşekkür ederiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülçin Aydın hanım, beğeninize çook teşekkür ederim. Şimdiden tatil havasına girmenin bir mahsuru olmaz sanırım. Umarım yaz tatili planlarına bir nebze olsun katkım olur. Mutlulukla takipte kalmanız dileğiyle...

      Sil
  38. Güzel Yurdumun güzel toprakları o kadar özlemişsin ki Gurbet Elde sizin sayenizde Vatan hasretini bir nebze olsun dindire biliyoruz Sağ olun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatih Sancak bey, güzel ülkemizden gurbet ellere selam olsun. Sizler sağolun varolun, mutlulukla kalın...

      Sil
  39. Aleyna kızak5 Şubat 2019 20:15

    Murat Bey kalpli paylaşımınız size hediye paketi gibi göstermiş Eşiniz ne kadar mutlu olmuştur tahmin edemiyorum eşinizle bir kızınızla nice mutlu yıllarınız olsun tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aleyna Kızak hanım, kesinlikle eşim benim içini doldurduğum kalpli sabah mesajıma çok mutlu oldu. Güzel temennileriniz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Daima yüzünüzde tebessümle kalmanız dileğiyle...

      Sil
  40. Murat Kuralsız5 Şubat 2019 20:20

    Okuduğum blogger larda tek geçerim sizi
    Kekik çayından uzak durun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Murat Kuralsız bey, onur verici yorumunuza çook teşekkür ederim... İyiki varsınız...

      Sil
  41. Kerem Kuloğlu5 Şubat 2019 20:22

    TEBRİKLER kardeşim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Kuloğlu bey, çook teşekkür ederim. Mutlu ve takipte kalın...

      Sil
  42. Füsun Çamlık5 Şubat 2019 20:30

    Sizi okumak keyif huzur ve mutluluk verici.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Füsun Çamlık hanım, şunu bilin ki sizin güzel yorumlarınızda bana keyif ve mutluluk veriyor. Desteğiniz için çook teşekkürler...

      Sil
  43. O yavrucaklar ne kadar guzel anneleri yolsa yaşamazlar ama . Her bir yazınız farkli anlamda cok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aydan Kavruk hanım, merak etmeyin annelerini göremesekte ağaçların arkasında olduğunu biliyoruz. Bende sizlere beğeni ve güzel yorumlarınız için çook teşekkür ederim...

      Sil
  44. Gökmen genç5 Şubat 2019 22:46

    Efsane bir paylaşım daha tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gökmen Genç bey, güzel yorumunuza çook teşekkür ederim...

      Sil
  45. Enfes bir anlatım fotoğraflarla süslenmiş içine Biraz espri biraz duygusallık tadına doyum olmuyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oktay Sezgin bey, beğenmenize sevindim. Yemek tarifi gibi lezzetli bir yorum... Çook teşekkürler...

      Sil
  46. Murat Bey bir de kadınlar hiçbir şeyden mutlu olmaz derler sizin topladığınız taşlardan bile mutlu olup sevilen bir eşiniz var iftihar etmelisiniz sizin göstermiş olduğunuz Sevgi misliyle size sunan bir eş .Allah'tan daha ne istersiniz Ayrıca Eşinizin hatırına gece çaylarının yakınından dahi geçmeyin Çok güldük blogunuz çok güzel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevtap Demir hanım, diğer kadınları bilmem ama benim eşim onu düşünerek yapılan her şeyden mutlu olur. Bende öyle. Dolayısıyla biz mutluluk için çok şeye gereksinim duymayız birbirimizden başka... Bende bir süre Kekik çayından uzak kalmayı düşünüyorum;) Beğeninize ve güzel yorumlarınıza çook teşekkür ederim....

      Sil
  47. Adnan Polat Kaysan6 Şubat 2019 09:42

    Murat kardeşim şu an yaşamış olduğum hayatım özlemini çekiyorum Bir miktar bende yaşayabilirsem ne mutlu bana .emeklilik günlerim gelsin diye sayıyorum. Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adnan Polat Kaysan bey, umarım hayırlısıyla emekli olur özlemini çektiğiniz hayatı yaşarsınız. Ama şimdide en azından hafta sonlarınızı değerlendirebilirsiniz. Bence hayatı ertelemeyin, gönlünüzce mutlu yaşamaya bakın... Yakınsanız ayda bir bizlere takılın, çevrenizi keşfedin ama mutlaka bişey yapın. Yüreğinizin sesini dinleyin mutlu kalın...

      Sil
  48. Yıldırım Bakır6 Şubat 2019 14:06

    Her şeyi ile dört dörtlük bir blog tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldırım Bakır bey, kusursuz olarak nitelediğiniz bloguma verdiğiniz destek için çook teşekkür ederim...

      Sil
  49. Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün �nönü ile olan heykeli tam olarak nerede acaba bu duyarlılığınız ve bu ayrıntıyı blogunuzda paylaşmanız dikkat çekici tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl Can bey, Altınoluk'un dağa doğru olan yerleşim yerinde, eski konakların olduğu meydanda. Burada yeme içme yerlerinin karşısında bir çınar altında. Kime sorsanız gösterir. Gönlümüzden geçeni gözümüz görürse paylaşırızda, anlatırızda. Ama asıl güzel olan o ayrıntıları sizin gibi okurlarımın yakalayıp dile getirebilmesi... Bunun size çook teşekkür ediyorum....

      Sil
  50. Kemal Ali Türk6 Şubat 2019 14:09

    Her zamanki lezzet her zamanki güzellik her zamanki Siz tebrik ediyorum ayrıntıya dikkat ettiğiniz zaman ince mesajlarıyla insanın ufkunu açıyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kemal Ali Türk bey, teşvik eden, moral veren güzel yorumunuz için çook teşekkürler. Ayrıntıların farkedilmesine çok sevindiğimi söylemeliyim. Desteğiniz için çook teşekkür ederim...

      Sil
  51. Hocam iki gündür blogunuza ulaşamıyorum yorum yapmakta da sorun problem var herhangi bir engelleme anında mail adresimizden ulaşabilirim size sorun olmaz inşallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Funda Akdağ hanım, bana mail ile ulaşmanızın hiç bir sakıncası yok. Bloğa girmede, yorum yapmadaki zorluklarla ilgili küçük bir bilgilendirme yapacaktım zaten. Sanırım herkes Google Plus'ın tüm dünyada kişisel tüm hesapları kapattığını biliyordur. Benim blogunda maalesef Google alt yapısı ile çalışıyor. Yani Mart ayında belkide blogu tamamen kaybedebiliriz. Tabiki biz bir şekilde yazmaya ve sizlere ulaştırmaya çalışacağız. Yine tüm okuyucularım için irtibatı koparmamak adına bana mail adresimden ulaşmalarında hiç bir sakıncası olmadığını söylemek isterim. İlginize, desteğinize çook teşekkür eder, daha nice gezi-yazılarımda birlikte olmayı dilerim... Mutlu ve esen kalın...

      Sil
  52. Muhteşem iyi ki sizi buldum ve Aman kaybetmeyin:) yavru köpekler �ok tatlılar İnşallah yaşarlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hazal Kaynak hanım, güzel yorumunuza çok teşekkür ederim. Bende iyiki bu blogu kurdum ve sizin gibi değerli okuyucuları görmeden de olsa tanıma fırsatı buldum. Sağolun varolun...

      Sil
  53. Rüştü sevigen6 Şubat 2019 14:14

    Tebrik ederim kekik çayı macerası asla unutmayacağım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rüştü Sevigen bey, beğeninize çok teşekkür ederim. Evet Kekik önemli. Ama öyle her yerde içmemek gerek;))

      Sil
  54. Meryem Çalışkan6 Şubat 2019 14:15

    Murat Bey burayı 1 blok olarak değil de Yaşama Dair minik soruları olan bir mekan olarak değerlendiriyorum oldukça güzel ve iyi birisiniz değer görüyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meryem Çalışkan hanım, bloğuna ve şahsıma yönelik onur verici yorumunuz için çook teşekkür ediyorum. Bu bu bloğun kıymeti takipçilerinin kıymetli olmalarından kaynaklandığını bilmenizi isterim. Sağolun varolun, hep mutlu kalın...

      Sil
  55. Egemen Saygın6 Şubat 2019 14:16

    Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Egemen Saygın bey, çok teşekkür ederim... Mutlu ve takipte kalmanız dileğiyle...

      Sil
  56. Mehtap Gümüş6 Şubat 2019 14:17

    Eşinizi çok seviyorsunuz çok değer veriyorsunuz bu ne güzel bir duygudur doğaya insana bu kadar bağlı ve sevgi duyan bir insan benim gözümde saygınlığı hak ediyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehtap Gümüş hanım, hakkımdaki güzel düşünce ve saygınlık ifadeleri için çook teşekkür ederim. İnsanın ömrünü verdiği, karşılığında ona dünya tatlısı bir evlat bağışlayan eşini sevmeyecekte kimiz sevecek... Mutlu ve esen kalmanız dileğiyle, bizdende size saygılar gelsin...

      Sil
  57. Mesut Köprü6 Şubat 2019 14:53

    Doğanın en güzel zamanları ve siz biz gidemediğimiz halde bu güzellikleri Binbir zorlukla bize sunuyorsunuz bu gezilerde yaş sınırlaması var mı veya herhangi bir sağlık problemi anında müdahale edecek personel var mı Mutlaka cevaplandıracaginizi düşünüyorum şimdiden teşekkür ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesut Köprü bey, doğa yürüyüşleri; tırmanış, patika yollar, nehir geçişleri, kayalık arazi, mesafe ve hava koşulları gibi bir çok faktöre bağlı olarak çeşitli zorluk derecesine sahiptir. Ve doğa sporları içinde belirli bir kondisyona sahip olmak, sağlık kontrolünden geçerek geçerli bir lisans çıkartmak gereklidir. Kısacası doğada herkes öncelikle kendisinden sorumlu olmakla beraber, yukarıda istenilen şartlarıda sağlamalıdır. Tesadüfen o grupta sağlıkçı veya doktor yürümüyorsa eğer hiç bir yürüyüş grubunda acil müdahale personeli bulunmaz. Bilinçli yürüyüş ve doğa spor gruplarıda zaten sağlık belgesi ve lisansı olmayan hiç kimseyi hemen dağa, ormana yürüyüşe çıkarmaz. Bu konuda çevrenizdeki profesyonel doğa sporları gruplarından daha detaylı bilgileri alabilirsiniz. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle sağlıklı ve mutlu günler dilerim...

      Sil
  58. Tufan Karagöz6 Şubat 2019 14:54

    Arkadaş tavsiyesi ile okumaya başladıktan bir süre sonra okunmadan geçilmeyecek bir blok olarak görmeye başladım başarılarınız daim olsun Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tufan Karagöz bey, güzel yorumunuza ve tiryakiliğinize çook teşekkürler... Umarım daha nice gezi-yazılarda beraber oluruz. Sağlıcakla takipte kalın...

      Sil
  59. Ayşe Kahraman6 Şubat 2019 15:46

    Çok etkileyici bir dile duygularını çok yoğunum yaşayan bir yüreğe sahipseniz ve oldukça da şeffaf sınız Bu yüzden blogunuz bu derecede okunuyor tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşe Kahraman hanım, hakkımdaki güzel düşünceleriniz için çook teşekkür ediyorum. Bu yazılar sizlerin teşvik ve destek veren yorumları ışığında yazılıp çiziliyor. Sağolun varolun, ömür boyu mutlu kalın...

      Sil
  60. Tuğçe Bayındır7 Şubat 2019 08:32

    Blogu okurken başka bir dünyanın kapılarını alıyoruz üzülüyoruz seviniyoruz mutlu oluyoruz yeni şeyler öğreniyoruz sayenizde resimlerle Gözlerimiz şenleniyor Yani kısaca aradığımız her şeyi bulabiliyoruz teşekkür ederiz başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuğçe Bayındır hanım, yazılarımda bütün duyguları yaşadığınızı belirtmişsiniz. İnanın bende sizlerin bu güzel yorumları ile çook mutlu oluyorum. Ve bunun için sizlere çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  61. Hasan Hüseyin Çelik7 Şubat 2019 08:35

    Yazılarından anladım ya da çıkarım da bulunduğum bana göre en önemli şey aile içindeki mutluluğunuz eşiniz olan duygularınızı her fırsatta dile getirmeniz ,şakacı bir yaklaşımda anlattığınız bölümler ise hayata pozitif baktığınızı bir yansıması .Ayrıca çok da duygusalsınız mazlumun yanında olup ona destek vermenizi ise bir insanda bulunması gereken en büyük erdemlerden birisi ve Geçmişe olan bağlılığımız özellikle Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarına ...Söylenecek söz kalmıyor iyi ki varsınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hasan Hüseyin Çelik bey, yazılarımla ilgili gurur verici tahlilleriniz için öncelikle çok teşekkür ederim. Evet herkes gibi benim içinde ailem çok önemli ve onları seviyorum, bu vatanı bizlere armağan eden insanlara gelince onları asla unutmamalıyız diye düşünüyorum. Hayata pozitif bakma konusuna gelince aslında bu konuda çok başarılı değilim göründüğü gibi, ama usta şair Can Yücel'in şu dizelerini çok severim;

      "Ömür dediğin üç gündür,
      dün geldi geçti,
      yarın meçhuldür.
      O halde ömür dediğin bir gündür,
      o da bugündür."

      Sil
  62. Zeki Yağız Kılınç7 Şubat 2019 08:37

    Murat kardeşim biz de hala Karlar var siz orada baharı yaşamaya başlamışsınız hem etrafınızdaki hem de yüreğinizdeki Bahar hiç kaybolmasın tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeki Yağız Kılınç bey, "yüreğindeki bahar" benzetmesi çok anlamlı geldi bana. Bunun için çook teşekkür ederim. Güzel vatanımızın herbir yerinin ayrı özelliği ve güzelliği var. Ben yıllarca Erzurum'da yaşayan birisi olarak karı, soğuğu çok iyi bilirim. Hele birde Tv'lerde batıyı günlük güneşlik gördüğümde ki duygularımı çok iyi hatırlıyorum. Ama inanın şimdi oraları da özlüyorum. Mevsimler ne olursa olsun yeterki sizin deyiminizle "yüreklerdeki bahar hiç kaybolmasın". Sağlıcakla hep mutlu ve neşeli kalmanız dileğiyle...

      Sil
  63. Cevahir Ayberk7 Şubat 2019 08:40

    Mutlu aile yaşantısının bir insanda nelere sebep olacağını bu blok sayesinde anladım .Deniz kıyısında topladığınız her bir taş Seni seviyorum kelimesinin seni özledim seni düşünüyorum cümlelerinin taşlaşmış hali diyelim. Sizi okuyunca mutluluğunuzu görünce biz de mutlu oluyoruz yüzümüzde gülücükler oluşuyor .Başarılar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevahir Ayberk hanım, sonuçta hayat sevgiden ibaret değilmi. İnsan sevgisiz yaşayayabilirmi acaba! Bence yaşamak için sevmek ve de sevilmek, bir su, hatta oksijen kadar temel ihtiyarlarımızdan birisidir. Mutluluğumuzla mutlu olmanız, yüzünüzde gülücüklerin belirmesi ise sizin güzel yüreğinizdeki insan sevgisinden kaynaklandığını görmemek için kör olmak gerekir. Güzel yorumlarınız ve gönülden desteğiniz için sizlere teşekkürlerimi sunuyor, yüreğinizden mutluluğun hiç eksik olmamasını diliyorum...

      Sil
  64. Firdevs Kurşun7 Şubat 2019 08:43

    Murat Bey paylaşımını görünce önce resimlere bakıyorum hayaller kuruyorum sonra yazınızı okuyup örtüsü kör düşmediğini inceliyorum bu kadar mı güzel ifade edilir etrafımızdaki insanları ne kadar iyi tanıyorsunuz tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Firdevs Kurşun hanım, hem fotoğraflarla hemde yazılarımla sizleri mutlu edebiliyorsam ne mutlu bana. Onur verici bu güzel yorumunuz için sizlere çook teşekkür ediyorum. Sağolun, varolun hep mutlu kalın...

      Sil
  65. Murat kardeşim her paylaşımınız da sayenizde yeni şeyler öğreniyorum. 37 yaşındayım ilk defa Kekik çayını duydum ve kekik çayının zararlarını öğrendim :)Sinemamızın emektarı Nuri Alço beyefendiye saygılarımızı sunuyoruz Mümkünse rüyalarımızı bile girmemesini istiyoruz.Basarilar

    YanıtlaSil
  66. Ahmet Turan bey, şaka bir tarafa şimdi bahar geliyor buralara, dağlar bayırlar mis kokulu kekiklerle coşacak. Çiçeği üzerinde kekikler bardaklara daldırılacak ve sonra lüpletilecek... Kilometrelerce yürünen yolun yorgunluğu atılacak, anlatılmaz hazlar alınacak... Umarım bir gün yolunuz düşer bu taraflara. Ve bunları yaşarsınız... Bu arada Nuri Alço'ya bizdende bir kez daha selam olsun... Sağlıcakla mutlu kalmanız dileğiyle, bu güzel yorum için çook teşekkür ederim...

    YanıtlaSil