İzleyiciler

25 Şubat 2019 Pazartesi

HANLAR KAVSARA YOLU (24.02.2019)


HANLAR KAVSARA YOLU (24.02.2019)

Neye niyet, neye kısmet. Güya bu hafta cennet memleketimizin bir başka köşesini, geçmişten bugüne bıraktığı izlerini sürerek, tanık olduğumuz şimdiki zamanını anlatacaktım sizlere... Ama nerdeee... Bırakmadı ki kar ve de beraberindeki şiddetli rüzgarlar... Olsun dedik, bir hafta sonra gideriz dedik. Ve çevirdik yine yönümüzü Kazdağlarına...

Körfez Doğa Sporları Grubu bu haftaki etkinliğini, Sivri Tepe tırmanışı olarak belirlemişti. Ama Cumartesi gününden itibaren yağan yoğun kar yağışı ile maalesef bu tırmanışta çok riskli ve tehlikeliydi. Eee!.. Ne yapalım şimdi. Kar yağıyor diye evlerimize mi kapatalım kendimizi, yoksa gidip kafeterya köşelerinde pişpirik oynayıp dedikodumu yapalım. Geçin anam babam, bir kalem geçin bunları... Zaman öldüren oyunlar, dedikodular ve dumanaltı kapalı mekanlar bize göre değil... Sivri Tepe olmazsa, dümdüz yolu ile Hanlar'dan Kavsara var, Kavsara'dan Karpuzçatlatan var. Yani güle oynaya, kolay ve eğlenceli bir parkur bizi bekliyor orada... İşte böyle düşünüyor Erhan bey. Ve değiştiriyor hava muhalefeti sebebine binaen "Sivri" tırmanışını, "Kavsara Karpuzçatlatan" yolu ile...

24.02.2019, Pazar...
Dün geceden itibaren korkunç soğuk var. Dış ortam sıcaklığına duyarlı ev kalorifer sistemi, harıl harıl çalışıyor. Sabaha kadar rüzgarın uğultusu ve ağaçların hışırtısı ile sık sık uyanıyorum. Bu hafta uykusuzluk benim kaderim oldu. Önce bize çok yakın olan, Ayvacık merkezli deprem sonrası tedirgin geçen geceler, sonrasında gürültülü fırtınalı geceler...
Her şeye rağmen kalkıyorum, sıcacık yatağımdan... Dışarıdan gelen rüzgarın sesi ile dağların ne kadar soğuk olabileceğini tahmin etmeye çalışıyor ve ne giyeceğime karar vermeye çalışıyorum. Aslında buralar böyleyse, dağların nasıl olduğunu tahmin etmek hiçte zor değil. Her şeye rağmen kat kat ve hafif giysiler giymeye karar veriyorum. Hafif birşeyler atıştırıp, çıkıyorum evden...


Saat 08;35. Edremit'teyim. Buluşma yerine geldiğimde etrafta kimsecikleri göremiyorum. Açıkçası biraz geç kalmış olmama rağmen, yinede erken gelenin ben olduğuma seviniyorum. Çünkü ömrüm boyunca her ne kadar bir çok kez bekletilsemde, bekletmeyi asla sevmem...

Beklerken boş durmuyorum bende. Hemen yanıbaşımdaki fırından sıcacık bir ekmek alıp, çantama atıyorum...


İşte geldi arkadaşlarımda. İki araçtan öndekine 6'ncı kişi olarak biniyorum. Anlayacağınız arkayı dörtlüyoruz. Şekilden şekile girerek herkes münasip yerinin bir kısmını, koltuğun bir tarafına iliştirerek, düşüyoruz Hanlar yoluna... Çamcı köyünü geçip Gülsüm Ana'ya geldiğimizde, yolların tamamen buz ve karla kaplı olduğunu görüyoruz. Tereddüt ediyoruz, devam edip etmeme hususunda. Duruyoruz yolun sağında, iniyor Erhan bey gidiyor arkadan bizi takip eden ikinci arabaya. Devam edip etmeme konusundaki müzakereden, devam etme kararı çıkıyor...


Çıkıyoruz tekrar yola. Dikkatli ve çok yavaş, düşük viteste ilerlemeye çalışıyoruz. Çevremizdeki beyaz güzellik, bizi şimdiden içine almış, heyecanlandırmaya başlamıştı. Yolda bizden başka kimse yok desem abartı olmaz heralde. Şu yola ve havaya bakınca dışarı çıkana deli deseler yeridir. Evet belki de bizler, birer deliyiz. Doğayı delicesine seven deliler...




Saat 09;30. Ve Hanlar'dayız. İniyoruz araçlardan. Yer gök, ağaçlar, her yer bembeyaz. Sabahın tüm soğuğu yüzümüze vuruyor. Ama yüzümüzdeki tebessümü etkilemiyor bu soğuk. Herkesin heyecanı yüzünden okunuyor... Ve bir misafirimiz var veya bize hoşgeldin diyen evsahibimiz mi demeliyim, acaba. Dostane bakışları ve sıcakkanlı yaklaşımı ile içimizi ısıtan bir köpek. Halinden belli ki çok aç. İşte hemen çıkarıyorum, onun için sabah fırından aldığım ekmeği... Nasılda yiyor. Ekmek almak, sabah son anda aklıma gelmişti. Buralar piknik yerleri. Ama bugün buralar kar kış, gelen giden pek olmaz. Ve köpekler aç kalır diye...



Kuşanıyoruz çantalarımızı, herkesin elinde bir baton. Başlıyor karlar içine doğru, yürüyüşümüz. Bu yolu iyi biliyoruz aslında, toprak bir yoldur ve aynı zamanda araçlar içinde güzel bir yoldur. Ama şimdi her yer bembeyaz, yol yok, iz yok. Tam onbir kişi ve iki köpek dalıyoruz bodoslama beyazlar içine. Baldırlarımıza kadar karın içinde, tek sıra halinde... İkinci köpek bi hayli cüsseli bir çoban köpeği. Boğazında tasması var, bakımlı ve belli ki bir sahibi var. Bizi sevmiş olmalı ki oda bizimle yürüyor...






Kar gittikçe diz hizamıza ve bazende belimize kadar geliyor. İlerlemek çok yorucu. Yol rüzgarında etkisi ile oluşan kar birikintilerinden yürünmez hal alıyor. Giriliyor sol taraftan çamlık içine. Ama nafile kar derinliği değişmediği gibi, aniden bir kar çukuruna düşme, çantalarımızın ağaç dallarına takılmasıda cabası. Düşe kalka tekrar yola çıkıyoruz. Önden giden iz açıcının halini düşünün birde. Ben bir süre arkadan yürüyorum. Yanlış anlamayın, benim derdim güzel fotoğraf kareleri yakalamak. Ama en önde giden Kenan beyin bi hayli yorulduğunu düşünüyor, gönüllü olarak hemen öne geçiyorum...



Ve başlıyorum diz boyu karda adım atmaya. Bir kere şunu bilinki adım atamıyor, ancak bacağınızı öne doğru sürüklemeye çalışıyorsunuz. Karda bir taze, tane tane, pamuk gibi yumuşacık... Bu arada köpeklerden cüsseli olanı en önde, diğeri en arkada bizimle yürümeye devam ediyor. En önden giden köpek zorlukla yürümeye çalışıyor, bazen kara saplanıp kalıyordu. İşte o anda geriye dönüp masumane bir bakışla bizi, bizim yardımımızı bekliyordu. Açıkçası bizde artık yürüyemez hale gelmiştik. Kar neredeyse bel hizamıza gelmeye başlamıştı. Bir kaç kilometre ya gelmiştik yada gelmemiştik. Daha önümüz de kilometreler vardı. Ama gelin görün ki durumumuz pek içi açıcı görünmüyordu... Haydaa...Yinemi, be birader!.. Yahu nedir bu böyle...Geçen hafta At Kayası'nın hayal kırıklığına bu haftada Kavsara- Karpuzçatlatan ekleniyordu. Gerçi buralara öyle bir tutkum mutkum yok ama işte yarım bırakmak, ruhumuza aykırı be kardeşim...



Belimize kadar kar içerisindeyiz. İlerlemek mümkün değil. Dönüyoruz... Dönüş yolumuz açılan izlerden çok daha kolay ve neşeli oluyor. Koşturuyorum, önde köpek arkada ben, yumuşacık karlar üzerinde...


Bu gün ne olursa olsun dağlardayız ve mutluluktan uçuyoruz adeta...


Saat 10;30. Ve başladığımız yerde, Hanlar'dayız. Gördüğümüz tek şey karları küreyen bir iş makinası. Halbuki bugün pazar ve şimdiye kadar buraların çoktan, dolup taşıyor olması gerekiyordu. Açıkçası ben bu durumdan oldukça memnunum. Sakın yanlış anlaşılmasın. Kendi adıma değil, doğa adına. Çünkü burada bugün cayır cayır ateşler yakılmayacak, etraf toza dumana bulanmayacak, çevreye çöpler saçılmayacak...

 
Bugünkü kısa yürüyüş, daha doğrusu yürüyemeyiş bazı arkadaşlarımızı kesmiyor. Kar yoğunluğu daha az bir bölgeye gidip, orada yürümeye karar veriliyor... Ben pek istekli değilim. Ama bu isteksizliğim yorgunluk veya bıkkınlıktan değil, çok terli olmamdan kaynaklanıyordu. Gerek diz boyu karda iz açmak, gerekse köpekle koşturmak beni bi hayli terletmişti. Yapacak bişey yok, çoğunluğun kararına uymaktan başka...


Biniyoruz araçlarımıza. Gidiyoruz Edremit yönüne doğru. Kumluca Orman Evine geldiğimizde duruyor, iniyoruz araçlarımızdan. Evet buralarda nisbeten daha az kar, ama inanılmaz rüzgar var...




Burayı hatırlamış olmalısınız. Hani geçen hafta At Kayası tırmanışı içinde buradan başlamıştık yürüyüşe. Hah!. İşte o yoldayız. Vuruyoruz beyazlar içindeki, Kızılçamlar arasına. Çok sürmüyor yola devrilerek boylu boyunca yatan ağaçla karşılaşıyoruz, tekrar. Artık bir tanışıklığımız var. Selamlaşıyoruz birbirimizle. Hemen biraz ilerisini, boylu boyunca yatan üç kardeşini gösteriyor hüzünle bize... Bugünlerde buraların rüzgarı, bir deli esiyor...


Yürüyoruz tek sıra, rampa yukarı. Konuşmak yok herkes sus pus. Kar çok az. Ama rüzgarla tozak tozak, yüzümüze gözümüze çarparak, kendini unutturmuyor... Nasıl oluyorsa daldan dala konan, minik bir kaç kuş görüyorum. Bu havada onları hareket halinde görmek, şaşırtıyor beni. Çıkardığı sesler cılız bir ciklemeden ibaret. Halbuki güzel havalarda, uzun uzun nağmeli ötüşleri ile nasılda coştururlardı ruhlarımızı... Ama olsun. Tüm güç şartlara rağmen, vatanlarını terketmeden yaşam mücadelesi veren bu kuşları görmek, yinede çok güzel. Ama bizim için güzel olan bu cılız ciklemeler, belkide kuşların bu karlı ve rüzgarlı havadaki çaresizliğinin sesiydi... Kimbilir!..


Nedense kış mevsimini ezelden beri, hep enteresan bulmuşumdur. Bi kere bana göre mevsimlerin en karakterlisidir. Geleceği ve gideceği zamanı çok iyi bilir. Lütfedip kar yağdığında bütün pislikleri kapatır, rengiyle masumiyeti ve sevgiyi sokar gönüllere, yumuşacık dokunuşları ile alır içine insanı, müsaade eder üzerinde yatıp yuvarlanmaya, mutluluktan uçmaya, kaymasını bilene yağ gibi yol olur, çoluk çocuğa kardan adam, büyüklere karda sucuk ekmek olur... Ve toprak anaya bolluk, çiftçiye bereket olur...


Sakın bu yazılanlardan kış mevsimini çok sevdiğim vede buna istinaden torpil yaptığım anlaşılmasın... Beni bilenler bilir. Kışı ve soğuğu pek sevmem. Ama bilirimki toprağın, ormanın ve tüm yabanıl hayatın, karın suyuna, bereketine çok ihtiyacı vardır... Allah'a şükürler olsun ki bu sene topraklar kara doydu, neredeyse Kasım ayından beri sürekli kar yağdı... Kazdağlarında bu bahar bir başka, yaz ise bambaşka olacak dostlar...

Konu yine dağıldı değilmi, dostlarım.. Ama elimde değil ne yapayım. Karda kışta yürürken minik kuş dostlarımızdan ve kış mevsiminin erdemlerinden bahsetmeden olmazdı...


Haa, birde rüzgar konusu var. Belki yine konu dağılacak ama şu ana kadar öyle bir rüzgarda yürüyoruz ki şimdi sizlere bu rüzgârı anlatmasam her şey eksik kalır. Ama en iyisi yazı yerine bir video görüntü ile durumu aktarayım sizlere. Hem sıkılmamış, hemde olayı birebir yaşamış olursunuz...


Yürüyoruz rüzgara karşı. Arkadan gelen belli belirsiz bir ses ile duruyor, dönüp arkamıza bakıyoruz. Zeki bey ayağını göstererek "tabanım düştü" diyor. Erhan bey espiri ile karışık "bak sen şu tabansıza" diyor. Gülüşüyoruz. Ama dağ başındayız ve arkadaşımızın derdine çare olmak gerek... Bakınca botun tabanının olduğu gibi ayrılmış olduğunu görüyoruz. Dağın başında başka bir ayakkabı bulacak halimiz yok ya. Hemen Kenan beyin yardımı ile taban, sandalet gibi ayağın üstünden arkasından sıkıca geçirilen bir iple tekrar bota bağlanıyor... Hadi bakalım, yürümeye devam...


Belli bir hedefimiz yok. Keyfimize göre yürüyoruz. Ama artık yeter diyor, dönmeye karar veriyoruz. Bugün doğa ana ile yeterince haşir neşir olmuştuk... Şimdi bişeyler yeme zamanı. Ama bu rüzgar ve soğukta, buralarda ateş yakmak neredeyse imkansız... Adres kafamızda belli, adımlarımızı hızlandırıyoruz. İşte arabalarımız orada. Her bir dakikası dolu dolu, yaklaşık 40 dakikalık bir yürüyüş olmuştu, bu ikinci yürüyüş...


Biniyoruz araçlarımıza ve hoop Çamcı köyündeyiz. Erhan beyin tanıdığı dost birinin bahçesinde yakıyoruz ateşimizi, koyuyoruz çay suyumuzu. Çıkarılıyor masaya, kim ne getirdiyse. Yiyor içiyoruz afiyetle ve neşe içinde... Sonra ev sahiplerimize çokca teşekkür edip, güler yüzle uğurlanıyoruz köylerinden...

Her zamanki gibi Edremit'te vedalaşıp, ayrılıyorum arkadaşlarımdan... Ben evime, onlar Güre'nin kükürt kokulu sıcak kaplıcalarına...

SON SÖZ...

Bugün Kazdağlarının geçit vermez karlı patikalarında, karlı tozaklı delice rüzgarlar dostumuz oldu. Ve uğuldadı kulaklarımıza Edremit'in (*) şairi Sabahattin Ali'nin dilinden...


" Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.

Şehirler bana bir tuzak,
İnsan sohbetleri yasak,
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.

Kalbime benzer taşları,
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları,
Benim meskenim dağlardır.

Yarimi ellere verin,
Sevdamı yellere verin
Yelleri bana gönderin
Benim meskenim dağlardır.

Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa,
Benim meskenim dağlardır."


Hem Edremit'te yaşayıp, hemde Kazdağlarını gezdikten sonra, onu burada anmadan yazıyı sonlandırmak olmazdı sanırım...

Evet bugün Sabahattin Ali'nin doğum yıldönümü. Doğum yeri Edremit olmasada, çocukluğunun bir dönemini geçirdiği Edremit halkı hiç unutmamış onu ve meydan da bir parka oturtturmuş heykelini...

Onun ismini belki bir çok kişi bilmez. Ama severek dinlediğimiz; Aldırma Gönül, Leylim Ley ve Dağlar şarkılarının söz yazarı desem, ne düşünürsünüz acaba. Ya kısacık hayatına sığdırdığı romanlarına, öykülerine ne demeli. Mesela "Kuyucaklı Yusuf" desem, "Sırça Köşk" desem hala bir çağrışım yapmaz mı zihninizde... Olsun! Ümit ediyorum ki bu yazıdan sonra Sabahattin Ali'nin ya bir romanını, öyküsünü okuyacak yada bir şiirini mırıldanıp duracaksınız...

Bugün adını koyduğumuz parkurları tam anlamıyla yürüyemesekte, unutulmaz bir gün yaşadık. Ömrümün büyük bir kısmı, karlı ve soğuk memleketlerde geçti. Sayısız kez karlı yollarda yürüdüm, koştum. Ama hiçbirisi bugünkü kadar bana mutluluk ve umut vermedi...
Umut güzel yarınlara duyulan heyecan ve özlemdir. Bugünün heyecanını beraber yaşadığım başta Erhan, Kenan ve Burak bey olmak üzere tüm grup arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler ediyorum...

Yapılan hiç bir planın tutmadığı, mevsim koşullarına göre doğaçlama gelişen bu yolu değerlendirme puanım; 10/9

Not: Bu yazıda kullanılan toplam 33 adet fotoğraftan, 15. ve 17 fotoğraflar Erhan Çiftçi'ye ait çekim olup, diğer çekimlerin tamamı bana aittir.

Murat Turan - Akçay 2019

102 yorum:

  1. Yola çıkarken neyle karşılaşacağımızı az çok biliyorduk ama, evde durmak olmazdı. Oraya gidilmeli, o macera yaşanmalıydı. "Doğayla mücadele etmek" değil, "doğada mücadele etmek" bizim işimiz. İnsan ne zaman döneceğini bilmeli. Yanında aynı dilden konuştuğu, akl-ı selim yol arkadaşları da olursa... ve aklımızdan hiç çıkarmıyoruz: EN İYİ DAĞCI, GERİ DÖNEBİLEN DAĞCIDIR...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erhan Çiftçi bey, güzel yorumunuz için teşekkürler...

      Sil
  2. Atakan Özgür25 Şubat 2019 21:14

    Murat Ustam şartlar ne olursa olsun doga beni çağırıyor mesajına karşılık veriyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atakan Özgür bey, kesinlikle her şartta doğa diyor, güzel yorumunuza teşekkür ediyorum...

      Sil
  3. Geçmişten bugüne insanoğlunun en iyi dostu köpekler bence ne kadar masum ve ne kadar dost canlısı harikasınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canan Sevimli hanım, haklısınız. Şimdi fotoğraflara bakıyorumda ne kadar da masum duruyor. İnanın bu köpek dostluğu ile bizimde kalbimizi kazandı. Bence herkesin böyle bir köpeği olmalı... Güzel yorumunuz için çok teşekkürler...

      Sil
  4. Murat kardeşim o karda yürünür mu Allah sizi korumuş ama muhteşem fotoğraflar orada olmayı ister miydin diye Kendime soruyorum tüm olumsuzluklara rağmen kesinlikle isterdim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Hızal bey, işte bizde tamda o fotoğraftaki muhteşem görüntüler için oradaydık. Emin olun sizde orada olsaydınız çook mutlu olurdunuz... Yorumunuza çok teşekkürler...

      Sil
  5. Özgecan Korkmaz25 Şubat 2019 21:18

    Yine muhteşemsiniz yine enfes bir anlatım Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özgecan Korkmaz hanım, beğeninize çook teşekkür ederim...

      Sil
  6. Murat Bey 19 . resimdeki arkadaşımı kutluyorum harika bir poz ,bunu yakalayan sizde muhteşemsiniz. Mutluluğun resmini çekmişsiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar Özel bey, 19.fotoğraftaki arkadaşımız bir Yoga Eğitmeni. Onun öyle çok enterasan ve çok zor duruşları vardır. Tabiki fotoğraf çekimleride zor oluyor bu duruşların. Beğeninize çook teşekkürler...

      Sil
  7. Insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum sözü ne kadar doğru.Sadik dostlarımız.Kar manzarası super

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilay Teke hanım, aslında becerebilsekte tüm varlıkları koşulsuz sevebilsek. Ben köpekleri iyi bilirim. Sahiplerini koşulsuz severler. Ve gerçekten dediğiniz gibi onlar bizim en sadık dostlarımızdır. Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim...

      Sil
  8. Doğu Alıngaç26 Şubat 2019 07:38

    Bir insandan herhangi bir şeyi üst üste isteyin sinirlenir ama köpeğe bir sopayı defalarca atın alır size geri getirir bıkmadan usanmadan ve asla size nankörlük yapmaz.Murat bey yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğu Alıngaç bey, köpeklerin dünyası bambaşka bir olay. Güzel yorum ve desteğiniz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  9. Tabiat Ana ile baş başa olmak varken insanların Kahve köşelerinde oturmalarına hiçbir zaman için anlam veremedim üretken olmak lazım kendini seven insan etrafını Seven insan zaten bunu yapmaz.Sadık dostlarımız olan fotoğraflarınız harika.Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sare Deniz hanım, Ama maalesef yurdumuzda boş zamanlarını kahvehane köşelerinde veya evinde boş boş geçiren bir çok insan var. Dediğiniz gibi ne konuda olursa olsun insan üretken olmalı... Beğeninize çook teşekkür ederim...

      Sil
  10. Kerem Açıkgöz26 Şubat 2019 07:44

    Murat abi şunu merak ettim yok ustasının o pozu verebilmesi için kaç yıllık bir emeğe ihtiyacı var .Altına sandalye çekip oturur pozuna bayıldım mutlaka deneyeceğim ama kameranın karşısında sen varken.Saygılar güzel abim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Açıkgöz kardeşim, bizim yoga hocası bu poz için kaç yılını harcadı bilmem ama sen denerken dikkat et, bir tarafını kırma. Daha bu yaz buralara gelecen, dağlara çıkacağız, şelalelerde yüzeceğiz... Sağlıcakla mutlu kal, kendine iyi bak...

      Sil
    2. Kerem Açıkgöz26 Şubat 2019 08:08

      Güldürdün Murat abi.Gormeden seviyorum seni inşallah geleceğim beraber yürüyeceğiz.Öz abimden farkın yok.

      Sil
    3. Kerem Açıkgöz; eyvallah kardeşim...

      Sil
  11. Alihan Saygılı26 Şubat 2019 07:45

    Blogunuzu ilgi sevgi ve saygıyla takip ediyorum her paylaşım başka bir tat başka bir güzellik. İçeriğindeki alt mesajları almaya bilenlere ise büyük bir zenginlik. yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alihan Saygılı bey, yakın ilginize ve beğeninize çook teşekkür ederim. Yazının içindeki alt mesajları yakalamanız ve dile getirmeniz benim için ayrı bir mutluluk. Sağolun varolun...

      Sil
  12. Fırından 1 ekmek aldım çantamı attım okuyunca Şaşırdım çünkü yemediğiniz i biliyorum ama sonrasında güzel varlıklar için aldığınızı okuduğumdan gözlerim doldu keşke herkes siz kadar naif olabilse

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma Arslan hanım, kıymetli yorumunuza çook teşekkürler. Benim ekmek yemediğimi bilecek kadar sıkı okuyucum olmanız ise benim için bir başka gurur kaynağı. Sağolun varolun, daima mutlulukla ayak izlerimden ayrılmayın..

      Sil
  13. İlksin Çelik26 Şubat 2019 08:04

    "Sevgili pamuk amcam hep böyle bir köpeğin olsun istedim".Murat bey akşam Aras'a okuyunca çok sevdi özellikle resimlere baktı adını "kont"koydugu köpek resimlerine.sonra ağızından bu cümle cıktı.Apartmanlarda dairelerde yaşayan bizler için sizin gözlerinizle bambaşka bir dünyaya acılan penceremiz oldunuz.Hem kendi adıma hem değerli okuyucularınız adına sonsuz teşekkürler.Burada sizi seven minik bir kalp var.Sevgi ve saygı ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlksin Çelik hanım, öncelikle Arası gözlerinden öpüyorum. Ve umuyorumki fotoğraflardakine benzer bir köpek arkadaşı olur. Mutlu kalmanız dileğiyle, saygı ve sevgiler bizden gelsin...

      Sil
  14. Yıldırım Bakır26 Şubat 2019 08:11

    Okuyunca bu nasıl bir duygusal bakış dediğim enfes bir bölüm
    "Tüm güç şartlara rağmen, vatanlarını terketmeden yaşam mücadelesi veren bu kuşları görmek, yinede çok güzel. Ama bizim için güzel olan bu cılız ciklemeler, belkide kuşların bu karlı ve rüzgarlı havadaki çaresizliğinin sesiydi... Kimbilir"
    Vatanını bırakıp kaçanlara ibret olsun o kuşlar.Muhtesem bir üslup.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldırım Bakır bey, İbret olası kuşlar... Çok güzel bir çıkarım... Bu güzel yorum ve beğeninize çook teşekkür ederim...

      Sil
  15. Tebrikler başarılar kardeşim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Murat Akın bey, başarı dilekleriniz için çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  16. Ayşegül Kahraman26 Şubat 2019 08:18

    Ben şimdi saygıdeğer eşinizin neden sizin dağlara gittiğinizi oradaki at kayasını olan sevginizi kıskanmadığını anladım o kadar büyük bir efor sarf ediyorsunuz ki geldiğiniz zaman inanıyorum dağlarda kurtlar gibi dolaşan siz O yorgunlukla evde kuzu kuzu oturuyorsunuzdur .Latife bir yana mutluluğunuz her cümlemizden anlaşılıyor pazar hanıma sevgiler size saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşegül Kahraman hanım, dağlarda kurt gibi dolaşsam da, evde her zaman kuzu gibiyimdir,;) Hazan hanımında sevgi ve selamlarını iletir, bu güzel yorumunuz için çook teşekkür ederiz...

      Sil
  17. Murat Bey Milli Eğitim'de görevli olmakla beraber özel bir kursta ders veriyorum ve fotoğraflarınızdan birkaçını öğrencilerime karakalem çalışması olarak erdim İlerleyen zamanlarda profilinizde bulunan Mail adresinden size ulaştırmayı düşünüyorum sevgiler saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toprak Uskun hanım, bana güven ve desteğinize öncelikle bir kez daha teşekkür ediyorum. Yapılan çalışmaların gönderilmesi beni memnun eder. Öğrencilerinize ve sizlere başarılı ve mutlu günler diler, saygılarımı sunarım...

      Sil
  18. Vuslat Canetli26 Şubat 2019 08:23

    Sabahın o vaktinde dağlardaki hayvanları düşünüp yanınıza erzak alıp götürmeniz ne kadar ince bir düşünce o güzel yüreğinden kopan kelimeler okuyucuyu yani bizleri bambaşka dünyalara salıyor insan olabilmenin insanca yaşayabilmenin önemini algılamamızı sağliyor .Sağ olun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vuslat Canetli hanım, öncelikle size hissettirdiklerini samimi bir dille ifade eden güzel yorumunuza çook teşekkür ediyorum. Ama bir bilseniz, dağa gittiğinizde aç bir köpeğin size çaresiz ve masumca nasılda baktığını.;( İşte o anda yanınızda ona verecek bir şeyiniz yoksa kahroluyorsunuz... Bu duygu, çok kötü bir duygu... İşte bundandır dağlara özelliklede kış aylarında boş gitmememiz...

      Sil
  19. Murat kardeşim daha evvelki paylaşımda birbirimizi biraz yanlış anladık diye düşünüyorum dogayı ben de çok seviyorum ağaçları seviyorum hayvanları seviyorum ama gerek ihtiyaç halinde kullanılması taraftarıyım bunu belirtmek istemiştim Tabii ki ben de gereksiz kesimlere karşıyım geleceği en büyük mirasımız bakir kalmis T
    Topraklar olmalı diye düşünenlerdenim umarım kendimi doğru ifade edebilmişdir bu arada karlar içerisindeki dua ve köpeklerin resimleri muhteşem olmuş eline sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asil Can bey, lütfen içiniz rahat olsun. Bizim gibi insanlar düşüncelerinden dolayı birbirlerini yargılarlarsa bu ülkenin hali nice olur. Herkesin doğrusu ve düşüncesi farklılık gösterebilir. Ben bütün düşüncelere saygı duyarım, yeterki metazorik yaptırımlar olmasın... Yazı ve fotoğraflarımı beğeninize ise ayrıca teşekkür ediyor, sağlıcakla mutlu kalın diyorum...

      Sil
  20. Ergun Aydınlı26 Şubat 2019 08:33

    Paylaşım okuyunca aklına gelen ilk cümle orman Dağlar özgürlük köpek ise Sadık dost yüreğine sağlık arkadaşım emeğine sağlık Fotoğraflar her zamanki enfes güzelliğinde tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergun Aydınlı bey, çok güzel özetlemişsiniz. Dağlar, özgürlük ve sadık dost... Bu güzel yorum ve beğeninize çook teşekkür ederim...

      Sil
  21. Durmuş Gökçen26 Şubat 2019 09:18

    Yüreğine sağlık canım kardeşim ne güzel anlatmışsın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durmuş Gökçen bey, beğeninize çook teşekkür ederim. Sağlıcakla mutlu kalmanız dileğiyle...

      Sil
  22. Gayet başarılı bir paylaşım daha harikasın arkadaşım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saffet Alkoç bey, harika olan yorumları ile beni destekleyen sizlersiniz. Bunun için çook teşekkür ediyorum... Sağolun varolun...

      Sil
  23. Kızılçamlar arasına. Çok sürmüyor yola devrilerek boylu boyunca yatan ağaçla karşılaşıyoruz, tekrar. Artık bir tanışıklığımız var. Selamlaşıyoruz birbirimizle. Hemen biraz ilerisini, boylu boyunca yatan üç kardeşini gösteriyor hüzünle bize.
    Aklıma ÜÇ FIDAN geldi nedense bende hüzünlendim ustam.Yollarına kolaylık dizlerine derman yüreğine ferahlık olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baki Başkent bey, her insan okuduğundan kendince bir çıkarım yapıyor. Sizin payınıza da üç fidan düşmüş. Beğeninize ve bu güzel yorumunuza çok teşekkür ederim. Daima mutlu günleriniz olsun...

      Sil
  24. Zeki Yağız Kılınç26 Şubat 2019 09:52

    Murat ustam bizim Sivas'in karlarından bir farkı yok imiş oraların.
    Ama dağlarına bahar gelmiş memleketimin demeye az kaldı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeki Yağız Kılınç bey, evet buralarda kar çok ama Sivas'ın, Erzurum'un soğuğu yok. Baharada ramak kaldı.. Belki de birkaç hafta sonra cıvıl cıvıl paylaşımlarımız başlayacatır... Güzel yorum için çok teşekkür ediyorum...

      Sil
  25. Zeki Yiğit Kılınç26 Şubat 2019 09:56

    Abim benden erken davranmis bu sefer .Bravo size her yiğidin harcı değil karda yürümek.Bide hiç bir şey bizim kangalın yerini tutamaz ama insana en büyük dost bide atların yeri başka.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeki Yiğit Kılınç bey, evet yorumlarınızı arka arkaya görünce bunlar beraberler dedim ama, sanırım değilsiniz. Aynen senin gibi düşünüyorum. Köpek ve de At'ların insanlarla dostluğu bir başkadır. Bu güzel yorum için çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  26. Oktay Şenocak26 Şubat 2019 09:57

    Muhteşem insan harika yazı şahane fotoğraflar.Elinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oktay Şenocak bey, onur veren bu harika yorumunuza çook teşekkür ediyorum. Sağlıcakla, mutlu günleriniz olsun...

      Sil
  27. Gülnihal Çepic26 Şubat 2019 10:49

    Doğduğumdan beri etrafımda hep hayvanlar oldu. Bir çok havyan besledim, besliyorum da. Ama köpekler kadar vefalı, sıcak, sadık bir canlı daha görmedim ben.Elinize sağlık kardaki resim süper ne kadar mutlusunuz gülüşümüzden anlaşılıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülnihal Çepiç hanım, benimde çocukluğumdan beri hep bir köpeğim olmuştur. Vefa ve dostluk konusunda haklısınız. Sizlerinde güzel yorumlarla destekleyen yüreğinize sağlık...

      Sil
  28. Semiramis Rokluman26 Şubat 2019 11:07

    Murat bey o karlardan birazda bize gönderin:)Yandık kavrulduk bize yaz geldi sizde hala kış

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semiramis Rokluman hanım, ah! keşke mümkün olsa.;) Ama şimdi oralarda ne güzeldir. Şimdi eski limanda bir kahve içmek vardı... Güzel yorumunuz için çok teşekkür eder, mutlu günler dilerim...

      Sil
  29. Songül Aslı Derman26 Şubat 2019 11:15

    Her açıdan örnek alınması gereken davranışlar sergiliyorsunUz .Ne mutlu size ve arkadaşlarınıza. Doğanın her Mevsimi yaşanmaya değer tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Songül Aslı Derman hanım, Doğanın her anı ve mevsimi bir başka güzeldir... Güzel yorum ve tebrikinize çook teşekkür eder, sizlerede mutlu günler dilerim...

      Sil
  30. Adnan Polat Kaysan26 Şubat 2019 14:17

    Son yıllarda güzel ülkemizde gerek hayvanlara gerek doğaya gereksiz insanlara korkunç tacizler var ister istemez umutsuzluğa kapılıyoruz ama siz ve sizin gibi başka değerli arkadaşlara görünce yüreğimiz aydınlanıyor o taşınan bir tane ekmeğin değeri çok farklı ama anlayana

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adnan Polat Kaysan bey, doğa ve hayvanlar. Dilleri olmayan dostlarımız. Kadrini kıymetini bilmez ve korumaz isek eğer, insanlık olarak gelecekte çok ağır bedel ödeyeceğimiz muhakkak... Umarım bu bilinçle tüm insanlar hareket eder. Yorumunuzda bu hususu dile getirmenize ve desteğinize çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  31. Bir insan için normal bir davranışta Bulunduğunuz halde artık insanlarımız o kadar uzak ki bu tarz davranışlara olağanüstü bir davranış gibi yorumlarda bulunmuşlar .özünüz çok iyi ve ben sizin blogunuzu Takip ettiğim için çok mutluyum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ufuk Sönmez bey, beğeni ve ilgi ile takibinizin benide çok mutlu ettiğini bilmelisiniz. Bunun size çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  32. Bravo tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatih Sancar bey, takdiriniz için çook teşekkür ederim...

      Sil
  33. Dost tavsiyesi kırılmaz diye okudum blogunuzun son 10 yazısı mükemmel ötesi ailenizle sevdiklerinizle dostlarınızla saygıdeğer işiniz sevimli kızınızla muhteşem Doğa ile mutluluklar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tufan Batmaz bey, anlaşılan bu sefer dost acı değil tatlı söylemiş.;) Yazılarımı beğenmenize çok mutlu oldum. Ailem ve benim için temennilerinize ise çook teşekkür ediyor, sağlıcakla takipte kalmanızı diliyorum...

      Sil
  34. Kemal Ali Türk26 Şubat 2019 14:53

    Tebrik ederim

    YanıtlaSil
  35. Kemal Ali Türk bey, yorumunuz için çook teşekkür ediyorum...

    YanıtlaSil
  36. Mehtap Gümüş27 Şubat 2019 08:15

    Murat Bey nergis çiçekleri ile eve çok rahat gidebilirsiniz Peki bu köpeği görürseniz Hazan hanımın tepkisi ne olurdu merak ediyorum .Karlar yine muhteşem doğayı yine harika. Bunu yazılarınıza o kadar doğal aktarıyorsunuz ki büyük başarı.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehtap Gümüş hanım, hiç sormayın. Bizim evde herkes köpek delisi. Hemde çoban köpeklerinin... Hazan hanım daha köpekle benim samimi fotoğraflarımı görür görmez çıldırdı, niye orada bıraktın, çabuk hemen almaya gidiyoruz demeye başladı...Tabi bu mümkün değildi... Çünkü müstakil bahçe olmayınca iri cüsseli köpek sahibide olamıyoruz maalesef. Hem köpeği doğal ortamındanda ayırmak olmazdı. Ama merak etmeyin mahallede ne kadar köpek varsa onundur zaten. Çünkü her gün onlara mutlaka yemek verir ve mutlaka başlarını, okşar... Yani bizim hanıma çiçek yerine köpek verseniz dünyanın en mutlu insanı olur anlayacağınız...

      Sil
  37. Nuray Çolakoğlu27 Şubat 2019 08:18

    İnsanoğlu dünyaya geldiği zaman çok masum Ama büyüdükçe kirleniyor sanırım bu kirliğimizi etrafımızda bulunan canlıları yok ederek kullanıyoruz üzüntü verici adlında.Bir şarkı vardı Biz büyüdük ve kirlendi dünya diye... Sizin yaşadığınız ortama imrenerek bakıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nuray Çolakoğlu hanım, aslında dünya hep aynı, çoğalarak değişen sadece insanlar. Neylersin ki bu güzel dünyamızı bencilce ve hoyratça kullanan insan sayısı daha fazla. Umarım ki sizlerin, bizlerin paylaşımları ve müdahaleleri ile çevremizdeki tüm insanlara güzel dünyamızın kıymetini öğreteceğiz... Anlamlı bu yorumunuz için çook teşekkürler...

      Sil
  38. Yaşamın iki yüzünü aynı anda yaşıyorsunuz iyi ve kötü gibi güzel ve çirkin gibi Bahar ve kış gibi...
    Çantanızı taşıdığınız Bir ekmeği daha da aç kalabilir diye o köpeklere götürmeniz veya kuş için söylem veriniz insan olmanın en büyük erdem'i olan merhameti gösteriyor tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gökmen Genç bey, haklısınız yaşamın iki yüzünü yaşadığım hususunda. Ama aslında sizinde belirttiğiniz gibi "iyi kötü, güzel çirkin " hangimizin yaşamında yok ki. Merhamet ise maalesef şimdiki zamanda erdem sayılsada aslında insan olmanın bir gereğidir diye düşünüyorum... Düşündüren anlamlı bu güzel yorumunuza çook teşekkür ediyor, esenlikler diliyorum...

      Sil
  39. Murat Ustam kullandığınız edebi sanatları hayranlıkla izliyorum size benzer diğer blok yazılarında sadece gittim gördüm yazdım teknigi kullanılıyor siz farklısınız zaten bu yüzden seviliyor ve değer görüyorsunuz yaşadığımız ortamların içine elimizden tutup bizi götürüyorsunuz sizinle beraber yaşıyoruz sizinle beraber sevinip sizinle beraber üzülüyoruz ne mutlu bizlere

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melike Açar hanım, öncelikle beni diğer bloglardan ayrı tutan, sevgi dolu güzel yorumunuza çook teşekkür ediyorum... Evet ben direkt ne gördüğümü yazıp geçemiyorum. O anda gördüklerimin bana neler hissettirdiklerini de paylaşmalıyım sizlerle. Paylaşmalıyımki gezdiğim yerler; ağaçlar, ormanlar, kuşlar, çağlayanlar, hayvanlar, evler ve sokaklar dile gelsin, meramını, sevincini anlatsın bana ve sizlere. Onları tanımadan, nasıl severiz birbirimizi... Benim kullandığım edebî sanata "intak" diyor edebiyatçılar. Ben ise dertleşme. Ve bu dertleşmeye sizleride ortak ediyorum, hepsi bu... Melike hanım, bu yorumunuzun blogun genel özeti bakımından çok kıymetli ve anlamlı olduğunu bilmelisiniz. Bunun için sizlere tekrar şükranlarımı sunuyor, neşe içinde sağlıklı günler diliyorum...

      Sil
  40. Kasım Turanlı27 Şubat 2019 08:25

    Kısa ve net olarak bir şey söylemek istiyorum blogunuzu içindeki paylaşımları ve sizi Ve tabii ki ailenizi ilgi ile takip ediyor ve seviyorum tamamı ile samimi duygularınızı aktara bildiğiniz paylaşımlarınız gezi rehberi ve insani erdemlerin olması yolunda bir kılavuz gibi tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kasım Turanlı bey, yakın ilginize ve ailemle ilgili duygularınıza öncelikle çook teşekkür ediyorum... Blogun olumlu yöndeki farklılığını dile getirmenizin beni ziyadesiyle mutlu ettiğini bilmelisiniz. Sizlerin bu olumlu ve yön veren yorumlarınızla daha bir çok gezi yazıda buluşmak üzere, esenlikler diliyorum...

      Sil
  41. Orman müdürlüklerinde çalışan arkadaşların vasıfsız olması dolayısıyla o devrilen ağacın yanında ki üç kardeşe daha birçok Üç kardeşler gelecek. Türkiye çoraklaşacak diye çok üzülüyorum yeşile hasret kaldık var olanı da yok etmek ne kadar ızdırap vereceğim bu konuyu değindiniz için ayrıca teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bekir Sancar bey, doğa bizim en büyük dostumuz, çocuklarımızın geleceği... Yok edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Ve umuyorum ki doğa ile ilgili güzel günler göreceğiz. Bu konuyu yorumlarınızda tekrar vurguladığınız için ben sizlere çok teşekkür ederim... Sağlıcakla mutlu kalmanız dileğiyle...

      Sil
  42. Rüştü Sevigen27 Şubat 2019 08:29

    Çizginiz den hiç şaşmayan paylaşımlarınız kişiliğinizin bir yansıması Siz sadece yaşadığınızı ve hissettiğiniz yazıyorsunuz yanına olağanüstü fotoğraflarla mükemmel paylaşımlar sunuyorsunuz başarılarınız daim olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rüştü Sevigen bey, onu verici güzel yorumunuza çook teşekkür ederim. Sağolun varolun, daima gülümseten güzel günlerimiz olsun...

      Sil
  43. Hayvanları ve doğayı sevmenin bir insan olabileceğini inanmıyorum tebrik ederim başarılar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ali Balta bey, Haklısınız. Bu güzel yorumunuza çook teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  44. Dilruba Öksüztepe27 Şubat 2019 08:35

    Murat Ustam yaradılanı severim yaradandan ötürü hayat felsefemiz bu olmalı. İnsanoğlu dünyaya geldiği zaman etrafında bulunan her şeyin Yaradanamız tarafından bize sunulduğunu bilmeli hayvanı ile bitkisiyle ormanı ile ağacıyla biz bir bütünüz. çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras bu olmalı. Şirk koşmak istemiyorum ama Yaradanım kul hakkıyla gelmeyin derken bence etrafımızda bulunan canlıları da mutlaka bu işin içine katıyor olmalı O yüzden biraz daha duyarlı davranmalıyız Ayrıca Karlar içerisindeki köpekle resminiz mutluluğun resmi olarak değerlendirilmeli ve biliyorum ki hiçbir hayvan sevilmediğini hissetmeden bu derece insanoğlunun yanına gelmez yüreğinizdeki temizliği ve güzelliği görmek sadece hayvanlara değil insanlara da hasıl olsun Hazan kardeşimi sevgiyle sizi saygıyla anıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilruba Öksüztepe hanım, evet doğa; kurduyla kuşuyla ağacı ve sularıyla çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras... Umarım büyükler bu mirası tahrip etmeden, koruyarak sahip çıkarlarda çocuklarına bırakırlar... Dilruba hanım, köpekle olan fotoğrafta emin olun hem ben hemde köpek çok mutluyduk. Haa biliyormusunuz elimizden bir lokma bile bişey yemedi. Zaten yazımdada belirtmiştim bakımlı ve besili diye. Onun istediği tek şey sevgiydi. Oda bizde fazlasıyla vardı. Biz onu çok sevdik oda bizi, anlayacağınız... Hazan hanımın sevgi ve selamlarını iletir bu güzel yorum için size çook teşekkür ederim...

      Sil
  45. Murat Hocam yine her zamanki gibi Harikasınız Toprak uyarmasa işlerin yoğunluğundan okuyamayacaktım kendisine de buradan ayrıca teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yağmur Aksu hanım, zaman ayırıp bu yorumu yaptığınız için size çook teşekkür ederim... Toprak hanım fotoğrafçılık konusundaki desteğini, blogun okunması yönündede göstermesi ile bendende kocamannn bir teşekkür aldığını bilsin... Mutlu ve şen kalın...

      Sil
  46. Grup arkadaşlarınızla aranızda ki dayanışma bağlılık ve sevgi Bir toplumun temel taşı Aslında keşke bu birlik ve beraberliği tüm ülke geneline gelebilecek tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet İlgeç bey, ah keşke tüm milletimiz birlik beraberlik ve dayanışma içinde olsa. Ama bu günlerde bu kavramlar insanlarımıza maalesef çok uzak. Ama olsun, uzaktan uzağa, yürekten yüreğe de olsa gönül birlikteliği kuracağız. Bunu bir virüs gibi öevremize saçacağız... Kıymetini bilene, bu ülke hepimizin...
      Anlamlı bu yorumunuz için çook teşekkür ederim... Sağlıcakla, dostça kalın....

      Sil
  47. Mustafa Kemal Çelik27 Şubat 2019 08:46

    Her ne kadar sık yorum yapamaz anda ilgi sevgi ve saygıyla takip eden bir okuyucumuz olarak doğaya hayvanlara ve etrafımızdaki insanlara varlığınız farklı bir insan olduğunuzu gösteriyor almış olduğunuz eğitim ve aile yaşantısına bunda etkisi büyük tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mustafa Kemal Çelik bey, öncelikle ilgi ve sevginize çook teşekkür ediyorum. Kişiliğime ve aileme değinerek yapmış olduğunuz bu harika yorum ile beni onurlandırdınız. Sağolun varolun... Mutlu ve esen kalın...

      Sil
  48. Tuğçe Bayındır27 Şubat 2019 08:49

    Tebrik ederim Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuğçe Bayındır hanım, ilginizde ve beğeninize çook teşekkür ederim. Neşe ile esen kalın...

      Sil
  49. Her hafta yaptığınız bu kesin her ruhunuzun yenilenmesine sebebiyet veriyor Biz de sizi takip ederek belki de hiç yaşayamayacağımiz ortamlarda geziyor ve bir nebze olsun huzur buluyoruz. Üzülüyoruz ama çok da seviniyoruz iyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahar Soylu hanım, gezi-yazılarımla sizlere huzur ve mutluluk verebilmek benim içinde büyük bir mutluluk. Sağolun varolun, iyiki sizlerde varsınız ve bu güzel yorumlarla beni yoktan var ediyorsunuz... Sonsuz teşekkürlerimle birlikte mutlu ve esen kalmanız dileğiyle...

      Sil
  50. Ailemin bana verdiği en güzel bir şey hayvan sevgisi çocukluğundan beri etrafımda hep kedi köpek kuş balık mutlaka oldu doğayı sevmek insanın sevmektir vatanı sevmektir korumaktır kollamak tır Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baran Ocaklı bey, ailenize ne kadar teşekkür etseniz azdır. Size verilebilecek en kıymetli şeyi öğretmişler; "Sevmeyi"... Ve sizde yorumunuzda çok güzel özetlemişsiniz, sevginin önemini...Teşekkürlerimizle birlikte, saygılar bizden gelsin size...

      Sil
  51. Kumsal Güneş27 Şubat 2019 08:58

    Onlar da bir arkadaşımız sormuş O köpeği evinize götürsene Eşiniz ne yapar diye bu sorunun cevabını ben de merak ediyorum Ayrıca geçen paylaşımdaki fincanları buldum paraya kıydım ve aldım isimlerini Murat Hazan Kumsal ve Latif koydum 4 kişilik bir fincan seti gözüm gibi bakıyorum

    YanıtlaSil
  52. Kumsal Güneş hanım, eğer bu köpeği eve götürmüş olsaydım, emin olunki eşim önce boynuma atlar sarılır, sonrada sevinçten avaz avaz bağırırdı... Çünkü bunu daha önce tecrübe ettim.;) Kahve fincanlarınıza gelince, umarım onları hep iyi günlerde ve can dostlarınızla kahve içerken kullanırsınız... Haa, birde kahve fincanlarına adımızı vermeniz ise ayrı bir mutluluk... Artık ölsem gam yemem... Harika insanlar olduğunuzu unutmayın emi. Kendinize iyi bakın, Lâtif beye selamlarımızı iletin. Daima mutlu ve sağlıcakla kalın...

    YanıtlaSil