İzleyiciler

9 Nisan 2018 Pazartesi

KAZDAĞLARI DARIDERE VE ŞELALELER (08.04.2018)

KAZDAĞLARI DARIDERE TABİAT ALANI VE ŞELALELER (08.04.2018)





Dağlardan şu veya bu nedenle tam 10 gündür uzak kaldım, ama birde bana sorun nasıl geçti bu koskoca 10 gün. Yer yer taşlı, topraklı veya çamurlu patikaları, binbir renkli çiçekli vadileri, sisler içinde uzanan çınarı, meşesi, göknarı, kızılçamı, karaçamlarıyla kuş cıvıltılı ormanları, şırıl şırıl dereleri ve gürül gürül şelaleleriyle burnumda tüttü durdu..
Bugünkü yürüyüş rotamızın olduğu bölge de benim için bir ilk olacaktı. Önce Narlı köyüne, oradanda Darıdere tabiat alanına gidecektik.
Sabah mümkün olduğunca erken kalktım, kahvaltımı yaptım, son hazırlıklarımı kontrol edip doğruca grupla buluşma yeri olan Yasa Avm önüne gittim. Yaklaşık 15 dakika sonra saat 07;40'da Yasa Avm önünde Ayvalık ve Burhaniye'den gelen toplam üç araç ve 13 kişi ile buluşup hareket ettik. Saatler 08;07'yi gösterirken İzmir Çanakkale yolundan ayrılıp sağdan Narlı köy yoluna girdik. Ve göz açıp kapayıncaya kadar yaklaşık 2 km uzaklıktaki Narlı köy kahvesinin önünde bulduk kendimizi. Hemen köy kahvesinin açık bölümünde masaları birleştirip sabah çaylarımızı söyledik ve biri kekik çayı olmak üzere gelen tavşan kanı sıcacık çaylarımızı sabahın serinliğinde yudumlar yudumlamaz saat 08.34 'de yeniden araçlarımıza binip ayrıldık köyden. Vurduk orman içine; taşlı-topraklı, inişli-çıkışlı, yeşil ağaçların mavi gökyüzüne değdiği, dar-bozuk yollara ve tam tamına 13 km sonra, yürüyüşe başlayacağımız noktaya geldik. Saat 09;16'da indik araçlardan. Hava biraz serince, birden içimiz ürperdi, hemen polarlarımızı geçirdik sırtımıza, kuşandık çantalarımızı, ellerimizde baton bir heyecan bir heyecan yürümeye başladık toprak yolda.
Yaklaşık 20-30 metre sonra ikiye ayrılan yolun sağından girdik. Yolun sol tarafı Serhat köyü ve Eko Festival alanına gidiyordu. Bu yol ayrımından hemen sonra zaten kapısında göndere çekili bir Türk bayrağı ile tabiat parkı kapısı, sizi karşılıyordu. Tamda burada yeşillikler içinde özel bir işletmeye ait zayıflama ve rehabilitasyon merkezi olduğunu gördük. (Şahsen ne alaka diyerek ve üzülerek) Yanından yürüdük, küçük bir akarsuyu üzerindeki taşlardan sekerek geçtik ve solumuzda; Darıdere ve travertenler... Hoşumuza gitti, hemen travertenlerin üzerine çıktık, fotoğraflar çekildik ve yürümeye devam. Bugün herkes birbiri ile hoş sohbet içinde, neşeli ve mutlu. Hava açık, solumuzda derenin şırıltılı sesi yürüdük patika yolları, tatlı sert rüzgarla birlikte...

VE İLK ŞELALE; ÖZGÜN ŞELALESİ...
Yaklaşık bir saat sonra toprak yoldan sola Darıdere'ye doğru, taşlı, daha dar bir patika yoldan inmeye başladık; kulaklarımızda Darıderenin çağıltısı ve kuşların sesleri.
3-4 dakika sonra; karşımızda Şelaleeee...
Süperrrr. Yarım ay şeklinde derinliği olmayan bir mağara ve en üstten dökülen berrak köpüklü, buz gibi sular. Ve hemen yanıbaşında göğe uzanan asırlık çınarlar. Burası bence anlatılamaz, görülesi güzellikte bir yer. Adı, Özgün Şelalesi. Saatler 10;45i gösterirken zorla vedalaştık Özgün Şelaleyle. Yüreğimizde kıpırtı, gözümüzde muhteşem bir iz bırakmıştı. Çıktık yine toprak patika yola bu seferde şelalenin biraz ilerisinde muhteşem bir kayalık tepe aldı bizi üstüne; reddetmedik çıktık zirvesine; kuş bakışı seyre daldık ayaklarımızın altındaki kanyon vadiyi.
Zaman akıyor, yolları arşınlamak gerek. Yürüdük, yürüdük....Yol boyunca irili ufaklı bir çok çağlayan ve şelale gördük. Ağlayan kayalardan su içtik. 1020 rakımlara kadar patikaları tırmandık, dereler geçtik, kimi zaman kaya-taşlık kimi zaman toprak yollardan yürüdük ve güzel mi güzel, şırıl şırıl akan bir derenin karşı kenarına geçip yanıbaşında mola verdik. Saatler 13;40'ı gösteriyordu. Acıkmıştık. Hemen kuru odunlar toplandı, ateş yakıldı, peynir sündürüldü, sucuklu yumurtalar pişirildi, çaylar demlendi, yenildi, içildi sohbet edildi ve saat 14;53'te tekrar yola revan olundu.

BİTMEYEN DERE GEÇİŞLERİ !
Dere geçişi, yine dere geçişi, bir daha dere geçişi, sonra zorlu ve tehlikeki uçurum patika tırmanışı ve geçişi... Heyecan dorukta.
Nihayet indik sağ salim toprak düz orman yoluna.. Yürüyoruz, veee sağımızda muhteşem bir şelale daha. Bugün gördüklerimizin bence en iyi ikinci güzel şelalesi. Daha sonra bir şelale daha görecektik; onuda güzellik sıralamasında üçüncü sıraya koyuverdim. Hepsinde de zınk diye duruyor ve hemen fotoğraf çekme telaşına düşüyor, anı ölümsüzleştirmeye çalışıyorduk. Ama ne yazıkki bu iki güzel şelalenin yanına arazinin tehlikeli coğrafi yapısından dolayı inemedik, ancak uzaktan bol bol fotoğraf çektik. Hava ne üşütüyor nede terletiyordu. Tam bir "P" çizerek tekrar "P"nin sapına gelmiş, geldiğimiz yol ile birleşmiştik. Özgün Şelalesinin yanından geçtik, sağımızda Darıdere yürümeye devam ettik. Tabiat Parkı içindeki özel işletmeye ait tesisin yanından son bir dere geçişi ile yaklaşık 10 dakika sonra, saatler 17;30'u gösterirken araçlarımıza ulaştık.

BİR PROBLEMİMİZ VAR ! 
 Bu arada, sabah yürüyüşe başlarken bir problemimiz vardı ama nedense, yazının başında anlatmak istemedim, belkide günün büyüsü bozulmasın diye. Evet bu problem araçlarımızdan birinin yakıtının bittiği ve en fazla 5 km yol gidebileceğiydi. Bunu akıllı arabamızın yol bilgisayarı söylüyordu !? (marka belirtmeyeceğim). Narlı köyünden sonra hiçbir cep telefon hattının çekmediğini, köy ile aramızda 13 km.lik bir dağ yolu olduğunu hiç söylemiyorum bile. Diğer aracımızdan hortumla yakıt çekme hamlemiz ise akıllı depo kapak valfi sayesinde, boşa çıkmıştı. Bizde nereye kadar giderse mantığı ile çıktık yola, ha şimdi bitti, bitecek şimdi benzini, 5 km kaldı, 3 km kaldı diyerek ve de dokuz doğurarak, geldik sevinç nidalarıyla Narlı köy meydanına. Saat 18;03. Köy kahvehanesinde nefeslendik, yorgunluk çayları ( ikisi kekik) içildi ve vedalaştık yüzümüzde tebessümle.
Adımlarımızla geride bıraktığımız 21 km.lik patika, dere ve şelalelerin bizde bıraktığı iz ; mutluluk, dinginlik, huzur ve tatlı bir yorgunluk...

Teşekkür; Her zamanki gibi doğa yürüyüşlerini planlayıp uygulamaya koyan Erhan bey ile patikalarda yan yana yürüdüğüm, değerli KDSG üyesi arkadaşlarım; Suat bey, Süleyman bey, Varol bey, Muharrem bey, Kenan bey, Özgün hanım, Nesrin hanım, Türkan hanım, Meral hanım ve Banu hanım ile hiç şikayet etmeden olağanüstü performans gösteren genç İlkin'e çokkk teşekkür ediyorum. Başka parkurlarda görüşmek ümidiyle...

Not; Nisbeten düz ve kolay ama; sürekli bir dere geçişi, birbirinden güzel şelale sürprizleri, travertenler, Varol Tepesinin eşsiz manzara sunumu, ağaçlar, kuşlar ve dostlarla bu parkurun beni etkilemesine göre değerlendirme puanım;10/9

(Murat Turan-Akçay 2018)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder