![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/1.jpg)
Yarın ülkemiz için genel seçim var. Bizde KDSG olarak, bugün kısa bir yürüyüş ve maden adasında denize girmek üzere bir araya gelmeye karar verdik.
Ben Akçay'dan 13;45 gibi Ayvalık'a doğru yola çıktım. Buluşma yerimiz saat 14;45'te Ayvalık Batı Büfe bölgesiydi. Belirlenen saatten 10 dakika erken geldim, buluşma yerine.
Benden sonra ilk gelen Cem ve Erhan beyle birlikte, diğer arkadaşları beklemeye başladık. Hava yakıcı ama benim için rahatsız etmeyen bir sıcaklıktaydı. Ben sıcağı, daha çok seviyorum galiba. Neyse, Burhaniye ve Gömeç'ten gelen arkadaşlarla birlikte, tam 9 kişi İki araç ile tutturduk, Cunda yolunu.
SU YOLU...
Geçen yıl Edremit'e yerleşmek için geldiğimde, bana Cunda'yı su yolu yapacaksın deseler, asla inanmazdım. Kültürel, sanatsal etkinliklerin yanısıra, KDSG'nin etkinlikleri, Ayvalık ve Cunda adasını, benim için mit olmaktan çıkardı, sanırım. Ama bu Cunda'dan bıktım, anlamında değil tabiki. Aksine, her gelişimde daha çok seviyor, daha çok benimsiyor ve daha çok bağlanıyorum...
MADEN ADASI YOLUNDA...
Cunda'ya girdik ve geçtiğimiz haftalarda Kuyulukoy'a gittiğimiz yoldan girip, Aya Yorgi Beach yanından devam ettik. Arkadaşlarımızın bir kısmı, yarın yapılacak genel seçimlerde görevliydiler. Bu nedenle, yürüyüş bölümünü kısaltmak için maden adası yalancı boğaz bölgesine kadar, araçlarla gidildi. Burada araçları bırakıp, deniz kenarında mayolarımızı giydik, zarar görebilecek elektronik eşyalarımızı su geçirmez kılıf ve poşetlere koyduk ve tek sıra halinde girdik denize, yürümeye başladık karşıya, maden adasına doğru.
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/14.jpg)
YALANCI BOĞAZ...
Burada deniz çok sığ. Su seviyesi, dizlerimize kadar geliyor, zemindeki taşlar çok kaygan. Karşı yaka, yaklaşık 150 m mesafede. En önde rehberimiz Erhan bey olmak üzere, tek sıra halinde, dikkatle yürüyoruz. Maden adasına yaklaşık 20 m kala, su bel hizasına çıkıyor. Burada çantalarımızı omuzlarımıza kaldırıyoruz, ıslanmasın diye. Burayı, Erhan beyin teknesiyle de geçmiştik, daha önce. Yaşanması gereken, unutulmaz, mutluluk verici anlar...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/18.jpg)
MADEN ADASI...
Adadayız. Islak şortlarımızın üzerine, pantolon ve botlarımızı giyiyoruz. Birazdan çalılık, makilik bir patikadan yürüyerek, yüzeceğimiz koya gideceğiz. Bu arada, Kazdağı Gezginleri Grubu ile karşılaştık. Bizim gideceğimiz koydan, dönüyorlardı. Bu parkurun keşfini, çarşamba günü Erhan beyin rehberliğinde yapmıştı, KAGEZ yöneticileri. Ayak üstü birkaç dakikalık sohbet sonrası, onlar boğazdan dönüşe, biz ise makilik, çalılık patikadan, yüzeceğimiz koya doğru, hareket ettik...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/23.jpg)
Üzeri çalılık ve maki bitkilerle kaplı, susuz ada. Ayvalık'ın 22 adasından bir tanesi. Yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüş sonrası, rengiyle çölü andıran, üzerinde hiç bir bitkinin olmadığı, kurak bir bölgeye geldik. Çok fantastik bir görünümdü.
Burayı geçince hoop, masmavi deniz ayaklarımızın dibinde...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/27.jpg)
TUZLUKOY...
Hemen pantolonumu çıkardım, şortum altında hazırdı zaten. Ve deniz.... Yüzdüm, yüzdüm... Açığa yüzdüm, kayalıklara yüzdüm, daldım, merak içinde bana gelip, vücudumdaki ölü derileri tırtıklamaya çalışan, korkusuz küçük balıklarla tanıştım, kayaların, oyukların arasında kaçışan çeşit çeşit balıkları takip ettim...
Deniz, yine aldı beni içine, bırakmıyor. Çok susadım, ama çıkasım yok. Kendimi ikna ettim, çıktım kıyıya. Dudaklarım ve ağzımın içi tuzdan yanıyordu, adeta. Kana kana su içtim ve bir daha deniz....
Denizde bir hayli kalmıştım. Farkında olmadan, ara ara 1,5 litre su içmiştim ama dudaklarımın içi hala tuzdan yanıyordu. Bu koyun adı nedir? bilmiyorum ama adı, "Tuzlukoy" olmalıydı bence...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/33.jpg)
VE DÖNÜŞ... BIRAKIN BENİ DENİZLERE...
Güne geç başlamıştık, günler uzun olmasına rağmen, vakit bi hayli ilerlemişti. Toplandık, dönüyoruz. Geldik yine "yalancı boğaza." Burada çok kısada olsa, birkez daha denize girdik... Deniz ayakkabım ayağımdan çıktı, bir süre ayakkabıyı aradım, daldım çıktım sonunda buldum... Arkadaşlarımızın bir kısmı denizden yürüyerek karşıya geçmeye başlamışlardı bile.
Çantalar sırtımızda, denizin içinde yürüyoruz; hiç bitmesini istemediğiniz, çok keyifli bir deniz içi yürüyüşü... Kıyıya geldiğimizde çantaları bir tarafa bırakıp tekrar dalıyoruz denize. Çıkmak istemiyorum denizden, bugün deniz bir başka, hava bir başka, sarhoş gibiyim. Deniz beni çarptı galiba, çok mutluyum... Erhan beyin, gitme vakti anonsu ile içimden "yarın tekrar sana geleceğim" diyerek, vedalaşıp çıktım denizden...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/38.jpg)
KAMP ALANIMIZIN GÖRÜLMESİ...
Bindik araçlara, toprak bozuk yollardan, eşsiz pateriça koyunun güzelliklerini izleyerek ve sohbetle gitmeye başladık. Erhan bey, KDSG'nin geçmiş yıllarda kamp yaptığı ve bu yılda yapılacak bölgeyi göstermek istedi. Gittik ve deniz kenarındaki, muhteşem gün batımı ile mest olduk. Bol bol fotoğraf çektik. Harika bir yerdi, burada yapılacak kamp etkinliğini iple çekiyor olacağım...
![](file:///storage/emulated/0/Android/data/com.samsung.android.app.notes/files/share/0/clipdata_180626_200127_716/42.jpg)
GİDENLERLE VEDA, KALANLARLA CENNETTEPE...
Saatler 20;00'ı gösterirken, Ayvalık'tayız. Burada, bir grup arkadaşlarımızla vedalaşıp, ayrıldık. Ancak Erhan beyin teklifi ile Burak bey, Muharrem bey, Banu hanım ve ben, Ayvalık'ta "Cennettepesi" denilen yere gittik...
Bir düşünün; bir kaç saat önce yürüdüğünüz adaları, yüzdüğünüz koyları, günbatımının kızılıyla boyanmış olarak, kuşbakışı seyrediyorsunuz. Arka sıralarda Maden adası, sol tarafta küçücük görünen Tavuk adası, sağ tarafta Yumurta adası, Cunda ile Lale adasını birbirine bağlayan ilk boğaz köprüsü, akşamın alaca karanlığında ışık oyunları ile size göz kırpan Ayvalık'tan Lale adasına uzanan kemerli köprü, Ayvalık sahili....
Muhteşem bir manzara. Manzaranın, güzelliğine güzelllik katan ise batmaya çalışan, "gündüz bakmayın yakarım gözlerinizi, şimdi bakın özleyin bendenizi" dercesine, tüm kızıllığıyla yeri göğü yakan, bir zamanların tanrısı Güneşti tabiki...
Bu manzara, yaşanmadan nasıl anlatılır, bilmiyorum...
Saatler 22;30'u gösterirken, Akçay'da evimdeydim. Duşumu alıp yatağıma uzandığımda, halâ zihnim, geçirdiğim muhteşem bu günün mutluluğunu, hazmetmeye çalışıyordu...
SON SÖZ;
Lafı uzatmadan, bu muhteşem günü beraber yaşadığım değerli arkadaşlarım, Erhan, Burak, Suat, Muharrem, Cem beyler ile Songül, Banu ve Özgün hanıma çook teşekkür ediyorum...
Eğer istenirse 10-12 km.lik bir yürüyüş parkuru ile de zengileştirilebilir olan, yüzme ağırlıklı, adalar arası fantastik deniz içi yürüyüşü içeren bu etkinliği değerlendirme puanım;10/10
(Murat Turan-Akçay 2018)