İzleyiciler

25 Aralık 2018 Salı

ÇANAKKALE KARAKOL DAĞLARI (23.12.2018)


ÇANAKKALE KARAKOL DAĞLARI (23.12.2018)

Çanakkale'yi seviyorum...
Ben bu şehri şehitlerimizin destanlarını dinleyerek, taaa 1400 km öteden, çocukluğumdan beri, görmeden ama yürekten sevmiştim. Nasıl sevmezdimki atalarımızın kanlarını dökerek, destan yazdığı bu toprakları...
Bu kutsal topraklara ilk geldiğim gördüğüm günü hatırlıyorum da, sanki kemiklerim sızlamış, yüreğim dağlanmıştı. Halbuki ılıman bir bahar günüydü. Her yer yeşil, deniz masmavi, hava sıcacık ve güneşliydi...
Daha sonraki yıllarda da defalarca geldim bu kutsal topraklara. Tek de geldiğim oldu, ailemle geldiğim de... Kâh turist gibi gezdiğimiz de oldu, kâh sportif müsabakalar için yarıştığımız da...

Biliyorsunuz, bu yaz ailece bir Gökçeada gezimiz olmuştu. Ağustos ayının ilk günleriydi. Gökçeada feribotuna binmek üzere, Eceabat'tan Kabatepe limanına gelmiştik. Ailece neşeli ve mutluyduk. Feribotu beklerken, ilk kez göreceğimiz Gökçeada'dan konuşup duruyoruz. Yüzlerimizde bitmeyen bir tebessüm vardı...
Ve sonra birdenbire sessizlik... Ve durgunluk... Ne kadar öyle kalmışım bilmiyorum ama eşimin;
-"Ne oldu!" diyen sesi ile irkiliyorum biran...
-"Efendim!" diyorum...
-"Sustun birden bire" diyor... Yüzünde endişeli bir ifadeyle...
-"Yok bişey!" diyorum...
Evet, eşim haklıydı. Aklıma, Çanakkale'de kefensiz yatan şehitlerimiz düşmüş ve benim için zaman bir süreliğine durmuştu... Bu mutluluğumuzu ve huzurumuzu orada yatan dedelerimize, şehitlerimize borçlu olduğumuzu düşünmüş ve hüzünlenmiştim. Ve sonra kendime kızmış, hatta küfretmiştim. Dağların, ormanların altını üstüne getiren ben, yanıbaşımdaki şehitlerimizi neden ziyaret etmemiştim. İşte o gün 18 Mart 2019'dan itibaren, Çanakkale'de savaşan dedelerimizin yattığı toprakları; siperden sipere, cepheden cepheye, tepeden tepeye, koydan koya, tabyadan tabyaya, şehitlikten şehitliğe adım adım yürüyerek, bu vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi anmaya karar vermiştim...

Yaz boyunca Çanakkale savaşları ile ilgili; sürekli bilgi topladım, belgeleri inceledim, çeşitli kurumlarla yazıştım, belgesel ve sinema filmleri izledim...

Planıma göre yürüyüşüm takriben 7-10 gün sürecekti. Gündüzleri yürüyecek, geceleri ise çadırda geçirecektim... Ama önceden en az bir kez olsun keşif gezisi yapmalı ve planlamamı gözden geçirmeliydim. İşte tamda keşif gezisi için tarih tespit etme aşamasındayken, Çanakkale'de faaliyet gösteren bir yürüyüş grubunun, Gelibolu Yarımadasında yapacağı etkinlik ile benim keşif gezi tarihimde belli oldu...
Etkinlik programına göre, Anafartalar (Suvla) koyuna paralel uzanan, Karakol dağlarının tepelerini arşınlayacağız. Yürüyüş yapılacak bölge her ne kadar sınırlı da olsa, benim Mart 2019 ayındaki etkinliğime ruh ve yön verme açısından, büyük önem arzediyordu...

Yarın erkenden yollara düşeceğim ve ben daha bugünden çok heyecanlıyım. Sırt çantamı ve kıyafetlerimi şimdiden hazırladım. Bugün evde dinlenmeyi planlamıştım ama maalesef koşuşturma ile geçti. Yorgunum...
Saat 22;00. Uyumalıyım...

23.12.2018 Pazar....
Saat sabahın 4'ü. Erken kalkıyor, çantamı alıp çıkıyorum evden. Otogar evime oldukça yakın, yani yürüyerek gideceğim. Otobüsüm, 05;15'de hareket edecek... Otogardayım. Bir iki kişi dışında hiç kimse yok. Kışları böyledir burası. Birde yaz mevsiminde görmelisiniz , adım atacak yer bulamazsınız....
Geliyor otobüsüm, biniyor oturuyorum 15 numaralı koltuğa. Daha şimdiden heyecan içindeyim. Gözlerimi kapatıp biraz olsun uyumaya çalıyorum ama nafile...






Saat 07;00. Çanakkale'de, sahildeyim. Hava karanlık, biraz yürüyorum. Grup arkadaşlarımla buluşma saatimize, yaklaşık iki saat var. Giriyorum açık bir kahvaltıcıya hem karnımı doyuruyor hem vakit geçiriyorum... Hava aydınlanıyor. Sahile çıkıyorum tekrar. Koşan, işe giden, öylesine gezinen tek tük insanlarla karşılaşıyorum. Buluşma saatine daha vakit var. Hiç acele etmiyorum. Şehrin sakinliğinin tadına varmaya çalışarak yürüyorum. Gözüm ister istemez, denizin karşı yakasına kayıyor. Dolunay muhteşem görüntüsü ile veda ediyor şehre. Ama benim gözüm Dur Yolcu Anıtı'nda.... Heyecan ve hüzün bir arada. Garip bir duygu... Gün uzun, şimdiden melankoliye bağlamak istemiyorum. Yürüyorum... Yolumun üstüne çıkan ne varsa; Güneş saatini, Troya atını inceliyor fotoğraflarını çekiyorum. Güvercin ve martılarla selamlaşıyorum...

Ve İskeledeyim işte. Ne kadar oyalanırsam oyalanayım, yine vaktinden önce gelmiştim. Kimseyi tanımıyorum. Biletimi alıp gemiye biniş için beklemeye başlıyorum...

Saat 09;00. Gemiye biniyoruz. Güneş yüzünü gösteriyor, hava ısınıyor. Gemi hareket ediyor. Deniz durgun, hava sisli...


DUR YOLCU...
Eceabat çok yakın, çok sürmüyor yolculuğumuz.
Eceabat'a yaklaşırken karşı tepenin yamacında; bir elinde tüfeği ile sanki ileriye atılacak arslan misali bir Mehmetçik figürü ile;
      “Dur Yolcu, Bilmeden gelip bastığın,
        Bu toprak, bir devrin battığı yerdir”
sözlerinin yazılı olduğu anıtı görünce, o kadar heyecanlanıyorum ki... Heyecanlanıyorum, çünkü bu sefer; bir devrin battığı, binlerce şehidimizin kanlarının aktığı bu topraklara basıp geçmeyecek, içselleştirerek tanıyacak ve anacağım..

Bir zamanlar bu topraklara turist gibi gelmiş, belli başlı şehitliklerimizi ziyaret etmiş çok hüzünlenmiştim. Ama şimdi okudukça, destanlaşan hikayelerini öğrendikçe, bu topraklarda binlerce kefensiz yatan şehitlerimize, aylardır içimi yakıp kavuran bir kavuşma hasreti içindeydim...

 
TARİHİ ALAN KLAVUZLARI...
Saat 09;30. İniyoruz gemiden ve hiç oyalanmadan, bizi bekleyen iki yarım otobüsü dolduruyoruz. Araçların başında güler yüzleriyle Alan Klavuzları bizlere hoşgeldin diyor, mutlu oluyoruz. Ben henüz kimse ile tanışmadım, kimsede bana tanışıklık vermedi...
Aracımız hareket eder etmez, Alan Klavuzu Tahsin bey bugünkü yürüyüş güzergahı hakkında bilgiler vermeye başlıyor. Ve sonra aracımızdaki klavuzların herbiri başlıyorlar ardı ardına Çanakkale muharebelerini anlatmaya. Biri Mustafa Kemal'in Conkbayırı taarruzunu anlatır anlatmaz, hemen diğer klavuz başlıyor Kireçtepe muharebelerini, bir diğeri Anafartalar, öbürü Anzak çıkarması derken hiç ara vermeden bi Orhan bey, bi Fethi bey sonra yine Tahsin bey anlatımları ile bizleri mest ediyorlar. Ben öyle bir havaya giriyor ve heyecanlanıyorum ki. Sanki cepheye gidiyordum...
Keşke...
Ne güzel mertebedir o...


ATATÜRK'ÜN KARARGAHI...
Saat 09;45. Bigalı köyündeyiz. Bu köyü görmeyi çok arzu ediyordum. Çünkü bu köy Çanakkale Savaşı sırasında Mustafa Kemal'in karargahının bulunduğu köydü...
Yarbay Mustafa Kemal, Sofya'da ateşemiliter olarak görev yaparken, Birinci Dünya Savaşı çoktan çıkmıştı. Mizacı gereği yerinde duramayan Mustafa Kemal, Genelkurmay'a mektup yazar ve aktif göreve atanmak istediğini söyler. Bunun üzerine 19. Tümen Komutanlığı'na atanarak, 25 Şubat 1915'te Eceabat'a gelir. Ve 19 Nisan'da birliğini ve karargahını Bigalı köyüne taşır. Kara savaşlarının başladığı 25 Nisan'a kadar, bu köyde kalır. Düşman kuvvetlerinin 25 Nisan çıkarmasında, Bigalı köyüne çok yakın olan Kabatepe ve Arıburnu civarından gelen top seslerine kayıtsız kalamaz ve kendi inisiyatifi ile 57. Alayı alarak, Arıburnu sırtlarını ele geçiren Anzaklara karşı çarpışan 27. Alayın yardımına gider. Ve 57. Alayın müdahalesi ile düşman ilerlemesi tamamen durdurulur. 25/26 Nisan gecesi, Anzaklar o kadar zor duruma düşerler ki ancak denize bakan yamaçlarda siper kazarak tutunabilirler ve hatta biran önce gemilere alınmak için General Hamilton'a rapor üstüne rapor gönderirler...

Yarbay Mustafa Kemal karargahını Bigalı'da kurmasaydı eğer, gelen top seslerine kayıtsız kalsaydı veya inisiyatif alıp 57. Alayı cepheye sürmeseydi eğer, ne olurdu acaba! Şüphesiz itilaf kuvvetleri o gün savaşın kaderini değiştirip, çok istedikleri İstanbul'un kapısını, sonuna kadar açmış olacaklardı... İşte Bigalı köyü, bunun için önemlidir.




Köy, Tarihe Saygı Projesi kapsamında, 2006 yılında restore edilmiş. Bütün evler Türk bayrakları ile donatılmış. Gurur duyuyorum... Mustafa Kemal'in karargah olarak kullandığı ev iki katlı. Girişte mabeynin duvarlarında, Çanakkale Savaşlarının fotoğraflı kronolojik anlatımı var. Diğer odalarda ise Atatürk'ün şahsi eşyaları, savaş ile ilgili döküman ve fotoğrafları sergilenmiş...

SADELİK, ASİLLİK, TARİHE MAL OLMUŞLUK...
Ben Trabzon, Erzurum, Amasya, Mersin ve daha bir çok şehirde Atatürk'ün misafir olduğu bir çok müze-ev gördüm ve gezdim. Hepsinde de Atatürk belki üç, belki on gün kalmıştır. Ama şunu söylemeliyim ki konakladığı evlerin hepsinde de bir sadelik, asillik ve tarihe mal olmuşluk hissetmişimdir...


Saat 10;10. Bugün çook uzun geçecek. Derin duygular içinde, tekrar araçlarımıza biniyoruz. Şahsen ben hüzünle karışık mutluluk ama herşeyden önemlisi gurur duyduğumu farkediyorum...

Oldukça dar ama asfalt yolda ilerliyoruz. Düz ovadayız ve her yer tarım arazisi. Çok sürmüyor Büyük Anafarta köyünden geçiyoruz. Yürüyüşe Küçük Anafarta köyünün biraz ilerisinden başlayacağız...


Saat 10;30. Araçlardan iniyoruz. Yaklaşık 50 kişiyiz. Şu ana kadar herkesin, birbiri ile saygı çerçevesinde samimi olduklarını görüyorum. Bu arada yürüyüş grubunun adını paylaşmadığımı farkettim. Evet bugünkü yürüyüş grubumuzun adı "Ayak İzleri Doğa Sporları ve Yürüyüş Grubu." Benim blogumla benzer isim taşıması ne büyük tesadüf değil mi... Grup yöneticisi Mehmet Tekin bey tarafından, kısaca kurallar hatırlatıldıktan sonra, başlıyoruz yürümeye...



İki tarafı fundalık ve pelitler arasındaki toprak yola giriyoruz... Hava güneşli, rüzgar yok. Yani hava yürümeye oldukça elverişli. Yürürken tanışmalar başlıyor. Önce Mehmet beyle, sonra Alan Klavuzlarımız Ersümer, Tahsin, Orhan, İlhan bey ve Birten hanımla yürüdüğümüz topraklar üzerine, derinlemesine konuşuyoruz. Daha doğrusu ben soruyorum, onlar bıkmadan büyük bir sabırla anlatıyorlar...


TEKKETEPE...
Saat 11;04. Tekketepe'ye geliyoruz. Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum. Yürüdüğümüz toprak yol zaman zaman çamurluda olsa oldukça düz ve rahat bir yol. Burada fazla oyalanmadan, yılan gibi kıvrılan yolun tam sonunda görünen Kavaktepe'ye doğru, yürümeye devam ediyoruz. Klavuzlarımızla bölge ve savaş hakkındaki sohbetimiz hiç bitmiyor.


Tekketepe'den Kavaktepe'ye yürürken, dikkatimi bol miktardaki Çam ve Servi ağaçlarının varlığı çekiyor. Fundalık ve çalılık yapıya sahip olan bölgenin, 1967 yılından itibaren ağaçlandırıldığını öğreniyorum. Ama ben araziye hep 1915'teki yapısı ile yani geçit vermez fundalık ve çalılıklarla kaplıymış gözüyle bakıyor ve şehitlerimizin hissettiklerini hissetmeye çalışıyordum....



KAVAKTEPE...
Saat 11;25. 285 metre yüksekliği ile silsilenin en yükseği olan Kavaktepe'deyiz. Sağımızda tüm göz alıcılığı ile Ece koyu ve Turşun Ovası duruyor. Solumuzda ise Anafartalar ovası. Ve karşımızda Kireçtepe silsilesi ile Karakol dağları...

Ağustos 1915'te İngilizlerin Suvla çıkarmasında öncelikli hedefleri,  Kavaktepe ve Tekketepe'nin de içinde bulunduğu silsileyi ele geçirmekti. Ama bu bölgeye, hiç yaklaşamadılar. Bu tepeler hep Türk askerlerinin kontrolünde kaldı...




Ayrılıyoruz Kavaktepe'den. Yolumuz toprak ama iki taraflı genç servi ağaçları ile görseli son derece yüksek bir yol. Burada yanlız yürüyorum. Düşünmeye, 1915 yılındaki yaşananları zihnimde canlandırmaya ihtiyacım var... Ertuğrul Koyu'nu İngilizlere cehennem eden Yahya Çavuş, 215 kiloluk top mermisini sırtlayan Seyit Onbaşı, anası tarafından vatanına kurban olsun diye saçına kına yakılıp, cepheye gönderilen Kınalı Hasan aklıma gelince hüzünleniyorum... Ya Meçhul Askerin hazin hikayesine ne demeli... Dokunsalar ağlayacağım...
Önümüze bir çamur deryası çıkınca, dikkatim dağılıyor... İyide oluyor. Biraz kendime geliyorum. Ama bu çok sürmüyor. Yol biranda, asfalt bir yola dönüşüyor...





(https://mustafakemalim.com/canakkale-savasinda-mustafa-kemal-1915-1916/ataturk-kirectepede-anit-onunde-canakkale-savaslari-sirasinda/)


KİREÇTEPE ŞEHİTLİĞİ...
Saat 12:35. Ve karşımızda, Kireçtepe Şehitliğini görüyoruz... Kireçtepe Şehitliği ile ilgili çok şey duymuştum. İlk kez ziyaret ediyorum... Çok üzgün ve durgunum. Şehitlerimizin ruhlarına dua etmekten başka ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum... Zoraki bir iki fotoğraf çekiyor, çektiriyorum... Anı olsun diye değil, sizlerle paylaşayım diye....

Bu şehitlik, Bursa ve Gelibolu Jandarma Taburlarının Şehitliği. Gelibolu'daki tek Jandarma Şehitliği. Bu şehitlik Atatürk döneminde yapılan en eski şehitliklerden birisidir ve Atatürk'ün burada çekilmiş fotoğrafı vardır... Yani bu şehitlik, her yönüyle yüreğimizden bir parça oluyor...


Ayrılıyoruz buradan hüzünle ama şehitlerimizi ziyaret etmenin hafifliği ile. Yürüyoruz asfalt yolda. Eceabat'lı Selma ile tanışıyoruz burada. Yabancı heyetlere rehberlik yapan eşinden, gururla bahsediyor. Bende Mart 2019 tarihindeki "Adım Adım Çanakkale Savaşı Cepheleri" projemden bahsediyorum... Bu gezide güzel yürekli insanları tanımak, en büyük kazancım olacak anlaşılan...



PIRNAV'LAR İÇİNDE...
Bir süre asfalt yolda yürüdükten sonra, sağdan giriyoruz tarlaların içine. Kireçtepe'ye çıkacağız. Biraz tarlaların içinden yürüyüp, dalıyoruz fundalıkların, daha doğrusu Selma hanımın deyimiyle pırnav'ların içine. Hayatımda ilk kez bu kadar sık fundalıktan yürüyorum. Elimiz, kolumuz ve hatta bacaklarımız yara, bere, çizik içinde. Savaş yıllarında ki Mehmetçiklerimizi düşünüyorum ve içim yine buruluyor...



YEMEK MOLASI...
Saat 13;15. Fundalıkların içinde bir çeşme. Burada yemek molası veriyoruz. Herkes çantasından çıkarıyor ne getirdiyse. Kimi arkadaşıyla, kimi tek başına yiyor, kalkıyoruz. Yolumuz zorlu ve uzun. Mola kısa tutuluyor. Yarım saat sonra, tekrar fundalıkların içinde yürümeye başlıyoruz...



Bu sefer tırmanıyoruz. Yol iz yok, nereyi boş bulursanız oraya basıyorsunuz. Fundalıklar bazen diz boyu, bazen adam boyuna ulaşıyor...



KİREÇTEPE SIRTLARI...
Saat 14:00. Kireçtepe silsilesi sırtındayız. Masmavi Saroz Körfezi, gözlerimizin önüne seriliyor. Önümüz oldukça dik ve denize kadar geçit vermez fundalıklarla kaplı... Tepede biraz soluklanıyor ve Sivritepe'ye doğru yürümeye başlıyoruz. Daha doğrusu kaygan taşlar, kayalar ve fundalıklarla mücadele ederek, düşe kalka yürümeye çalışıyoruz... Arazi kayalık yapıya sahip. Yürürken taşların üst üste konulması ile yapılan siperlere rastlıyoruz...





SİVRİTEPE...
Saat 14:40. Sivritepe'deyiz. İngilizlere göre ise "Jephson's Post'dayız." Sağımızda sarp yamacın altında Saroz körfezi, solumuzda Anafartalar Muharebelerinin cereyan ettiği ova, Tuz Gölü, Küçük Kemikli Burnu ve Suvla Koyu... Kireçtepe silsilesi içinde, 9 Ağustos'ta İngilizlerin ele geçirdikleri, tek tepedir burası. Ama kahramanca savaşan Gelibolu Jandarma Taburu karşısında, bu noktadan daha ileri gidememişlerdir....



Yürüyoruz fundalıklar arasından. Dalgınım. Yanımda yürüyen arkadaşım bana, "ne düşündüğümü, bir problem olup olmadığını" soruyor. Kısa bir duraksamadan sonra ona; elimle siperleri, kayaları ve denizi göstererek, "Burada ne gördüğünü bana söyleyebilirmisin! " diye, sorusuna soru ile cevap veriyorum... Şaşalıyor biran... Onun cevabını beklemeden, denizi göstererek; "Ben orada top atışları ile bu tepeyi döven düşman savaş gemilerini, burada hemen önümdeki siperlerde ise süngüsünü takmış, vatanı için hakka yürümeyi bekleyen, Mehmetçik'lerimizi gördüğümü" söylüyorum...






Saat 16;00. Karakol dağında, yani silsilenin 165 rakımlı tepesindeyiz. Bu noktadan sonra, denize doğru çok dik uçurumlar kendini gösteriyor... Burası bizim için son tepeydi. Şimdi buradan Büyük Kemikli Burnu'na doğru yürüyeceğiz. Bu noktaya kadar Suvla Koyunu önce karşıdan, sonra yandan şimdi ise burundan ovayı gören bir bakış açısıyla ilerliyoruz...




Burada fundalıklar adam boyunu geçmeye başlıyor. Uzun kolluda giysek, iğne gibi dikenleri ile çalılık ve fundalıklar kolumuzda bacağımızda çizilmedik yer bırakmıyor. Bazı arkadaşlarımızın pantolonları, montları ve çantaları yırtılmaktan kurtulamıyor...


Büyük Kemikli'de bizi bekleyen araçlarımızı görüyoruz. Elimizden geldiğince hızla inmeye çalışıyor, bi taraftan da tam karşımızda ki gün batımının fotoğrafını çekiyoruz...


Ben hiç bitmesin istiyorum. Yürüdüğüm parkurun inişi çıkışı çok önemli değil. Sağımızı solumuzu çizen, pantolonlarımızı yırtan, geçit vermez çalılık ve fundalıklar ise hiç önemli değil. Bana ağır gelen, şehitlerimizin üzerimizdeki hakkıdır, kanıdır... Onları bir kez daha rahmetle anıyor, haklarını helâl etmelerini diliyorum...


Saat 17;20. Yaklaşık 18 km'lik yolun sonunda Büyük Kemikli Burnu'na geliyoruz. Biniyoruz bizi bekleyen araçlarımıza. Geldiğimiz yoldan dönüşe geçiyoruz... Bedensel zerre yorgunluk yok, zihinsel mi? İşte onu hiç sormayın...



Eceabat'tayız. Burada inenlerle vedalaşıp, hızla Kilitbahir iskelesine gidiyoruz. Son dakikada, 18;30 feribotuna atıyoruz kendimizi... Feribotun üst katında, arka güverteye geçiyorum. Sol tarafımda göz göze geldiğim, Kilitbahir Kalesine el sallıyorum. Mart ayında geleceğimi söylüyorum, şehitlerimizin emanetine... Sonra sağa dönüp, "Dur Yolcu Anıtına" selamı mı çakıyor, şehitlerimize gönderiyorum...


Ve çeviriyorum yüzümü, ışıl ışıl Çanakkale'ye...


SON SÖZ...
Bugün Çanakkale Savaşlarının Anafartalar cephesini, Suvla Koy'unu tepelerden seyreyleyerek yürüdük. Tekketepe, Kavaktepe, Kireçtepe, Sivritepe, Karakol dağlarını arşınlayıp, Suvla Koy'unun Büyük Kemikli Burnu'ndan çıktık. Yürürken şehitlerimiz hiç aklımızdan çıkmadı. Klavuzlarımız sürekli bilgilendirme yaptı. Bu organizasyonu düzenleyen Mehmet bey ile klavuzlarımız Fethi, Tahsin, İlhan, Ersümer ve Akın beyler başta olmak üzere, yan yana yürüdüğüm tüm arkadaşlarıma çook teşekkür ediyorum... Teşekkürün en büyüğünü ise kanlarını hiç düşünmeden feda ederek bu vatanı bize armağan eden aziz şehitlerimize gönderiyorum... Onları hiç unutmadık, unutmayacağız. Ruhları şad olsun...

Taa Edremit'ten gelip, şehitlerimiz için yürüdüğüm bu parkuru değerlendirme puanım;10/10

Not: Bu yazıda kullanılan, Kireçtepe Şehitliğinde ki Atatürk fotoğrafı ile son fotoğraf hariç, çekimler bana aittir.

Murat Turan-Akçay 2018

114 yorum:

  1. Hasan Hüseyin Çelik25 Aralık 2018 19:00

    Gözlerim dolu dolu oldu arkadaşım. Bir selamda bizden olsun yüreğim kabardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hasan Hüseyin Çelik bey, bir selâmda sizden olsun...Yüreğimizi kabartan, gözlerimizi dolduran vatan sevgisidir... Ve bu duygular çook önemlidir...

      Sil
  2. Mustafa Kemalin askerleriyizzz. Şehitlerimize bir selamda benden olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Hızal bey, duygularınız için teşekkür ederim. Emin olun selamınız şehitlerimize ulaşmıştır...

      Sil
  3. Vuslat Canetli25 Aralık 2018 19:53

    Sizi tekrar okumak büyük keyif.Muhtesem bir yazı.Çanakkale ruhu her yerde olmalı. Son zamanlarda çok ihtiyacımız var.Hoşgeldiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vuslat Canetli hanım, hoşbulduk. Beğeninize teşekkür ederim. Merak etmeyin Çanakkale ruhu milletimizin daima kalbindedir...

      Sil
  4. Ağlattınız beni.Şehitlerimizin ruhu şad olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahar Soylu hanım, ağlamalıyız. Çünkü şehitlerimize herkes ağlamalı. Ama ağlarken bize bıraktıkları emanetlere de sahip çıkarak, onları minnetle anmalıyız... Ruhları bir kez daha şad olsun...

      Sil
  5. Alihan Saygılı25 Aralık 2018 20:01

    Ellerim titredi gözlerimdeki her bir yaş helali hoş olsun.Muhteşem.Hariksin arkadaşım ayağına yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alihan Saygılı bey, sizlere doğru duyguları verebildiysem ve bu duygularla şehitlerimizin ruhlarına dokunabildiysem ne mutlu bana... Sizlerinde yüreğine sağlık...

      Sil
  6. Zeki Yağız Kılınç25 Aralık 2018 20:11

    O kadar etkilendimki özellikle gideceğim ziyaret edeceğim.Hüzün gurur karmançorman oldum.Efsane bir blog

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeki Yağız Kılınç bey, kesinlikle şehitlerimizin yattığı kutsal topraklar ziyaret edilmeli. Ben savaşın en az yoğunluklu bölümünü gezdim. Siz bütününü gezin...Yüreğinize sağlık...

      Sil
  7. Meraktan öldük öldük dirildik.Ama beklediğimize değdi.İliklerime kadar hissetiğim güzel bir yazı.Anlatamıyorum ağladım buruldum harikasınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sare Deniz hanım, sizi merakta bıraktığım için affedin. Yazıyı beğenmenize, yüreğinizde hissetmenize sevindim. Şehitlerimizi unutmamalıyız...

      Sil
  8. Bu vatan kolay kurtulmadı.Cumhuriyet kolay kurulmadı.
    Mustafa Kemalin askerleriyiz.Sonuna kadar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melike Açar hanım, duygularınıza yürekten katılıyorum... Vatanımız canımız bizim...

      Sil
  9. Bu nasıl bir hissiyat. Muhteşem bir paylaşım. Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kenan Ortak bey, Beğeninize çok teşekkür ederim...

      Sil
  10. Süleyman Karık25 Aralık 2018 21:05

    Okumaya doyamadım şehitlerimizin rahmetle anıyorum. Keşke o mertebeye ulaşmak nasip olsa.Mehmetciklerimizin alınlarından öpüyorum.Kardeşim merak ettim ama iyi olmana sevindim.Hep bizimle kal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süleyman Karık bey, duygularınıza can-ı gönülden katılıyorum... Sizleri merak ettirdiğim için affedin. Umarım bundan sonra arayı çok açmayız. Esenlik dileklerimle...

      Sil
  11. Bakı Başkent25 Aralık 2018 21:40

    Can dost meraklı ve endişeli bir bekleyiş muhtesem bir gezi yazı ile son buldu.Yüregine sağlık.Gozlerim dolu dolu oldu. Hakka yürüyen Mehmetçiklerimiz gözümün önüne geldi.Yaşa sen emi.MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİYİZ ❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baki Başkent hocam, biliyorum sizleri endişelendirdim. Bunun için affedin. Yazıyı beğenmenize sevindim. Duygularınıza yürekten katıldığımı bilmenizi ister, esenlikler dilerim...

      Sil
  12. Davut Kalender25 Aralık 2018 21:55

    15 lilerin mekanıdır ÇANAKKALE.Yozgatlı kınalı Hasanın anacığının mektubunu okuyamadan şehit olduğu yerdir.Toprak hâlâ kan kokar kannn
    YASYAŞA A MUSTAFA KEMAL PASA YAŞA
    ADIN YAZILACAK MÜCEVHER TAŞA.
    Alnından öpüyorum dostum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Davut Kalender bey, coşku ve duygu dolu yorumunuz için çook teşekkür ediyorum. Haklısınız Çanakkale'de ne hikayeler, ne destanlar var. İnşallah onlarıda Mart 2019 ayında yazacağız... Yaşa Mustafa Kemal Paşa....

      Sil
  13. Bu zamanda inanın şehitlerimizin kemikleri sızlıyordur.Her taraftan şehit fırlar oldu.Yazık bu memlekete. Çok üzgünüm çok. Anlatımınıza söylenecek söz yok.Muhtesem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asil Can bey, duygularınızı dile getiren içten yorumunuz ve yazıyı beğeniniz için çok teşekkür ederim...

      Sil
  14. Ergun Aydınlı25 Aralık 2018 23:41

    Kalite asla tesadüfî olmaz dedikleri bu olsa gerek.Hayata bakış açınız yaşadıklarınız ve bize bunu yaşatma şekliniz bunun en somut hali.Yuce önder Mustafa Kemal Atatürk sevginiz,Mehmetçiklere bağlılığınız kelime kelime duygulara dokunuyor.Nasıl bir mücadele verilmiş Türk insanı bunu anlamalı.Tebrik ediyorum sizi iyiki varsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergun Aydınlı bey, onurlandıran yorumunuz için çok teşekkür ederim. Bence bu blogun kalitesi okuyucu kitlesinin seçkin ve aydın insanlar olmasından kaynaklanıyor. Yakın Türk tarihini bence herkes çok iyi bilip özümsemeli. Atatürk'ü ismen değil yaptıklarıyla, fikirleriyle sevmeli ve onu yaşamalıdır. Bu vatan şehitlerimizin kanlarıyla kazanıldı. Bunu unutmayacağız, başta genç nesiller olmak üzere tüm yurttaşlarımıza anlatacağız... Birlikte, el ele...

      Sil
  15. Sessizliğiniz büyük bir fırtınanın habercisi idi bence.Ablamla hep bunu konuştuk.Haksızda değiliz.Tarihimizi bilmeden yaşayıp gidiyoruz.Çok buruk ve hüzünlü olduğunuz yazının her kelimesinden anlaşılıyor.Fotograflamama olayınızı ben anladım sizi tanıyanlara anlayacaktır.Sevgiler saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toprak Uskun hanım, yokluğumun farkedilmesine sevindim. Çanakkale beni her zaman hüzne boğar ama ben onu kendimi bildim bileli severim. Çünkü bu şehir ŞEHİTLERİMİZİN şehridir. Fotoğraf konusundaki tesbitiniz doğrudur... Sevgi ve saygı bizde olsun, esen kalın...

      Sil
  16. Tebrik ederim.Şehitlerimiz ve bu vatan nasıl kurtarıldı umutlanamamalı.Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aydan Kavruk hanım, Beğeninize çok teşekkür ederim. Merak etmeyin ne şehitlerimizi nede bu vatanın nasıl kurtarıldığını unutmayacak, unutturmayacağız...Sağlıcakla kalın...

      Sil
  17. Kerem Açıkgöz26 Aralık 2018 08:27

    Murat abi Kazdağları arama kurtarma timi oluşuyordum geliyordum.O derece merak ettim yani.ama sen Çanakkale den çıktın.Bu vatanın bu hale gelmesinde kanlarını akıtan şehitlerimize ve onların ailelerine minnet borçluyuz.Unutulmamalı.Mustafa kemal Atatürk ve yaptıkları unutulmamalı.Ellerinden öpüyorum abi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kerem Açıkgöz kardeşim, sizleri merak içinde bıraktığım için bir kez daha özür diliyorum. Sizin gibi genç kardeşlerimizin şehitlerimizi, Mustafa Kemal'i unutmamaları çok önemli. Türk gençliği vatanımızın geleceğidir, herşeyidir. Ne demiş atamız;
      "Ey türk gençliği!
      Birinci vazifen, Türk istiklalini,
      Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdaafa etmektir."
      Kardeşim bende senin gözlerinden öpüyor, esenlikler diliyorum...

      Sil
  18. Füsun Çamlık26 Aralık 2018 08:29

    Her cümleniz hüzün kokuyor.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Füsun Çamlık hanım, o topraklarda hüzünlenmemek mümkün değil. Beğeninize teşekkür ederim...

      Sil
  19. Gülçin Aydın26 Aralık 2018 08:34

    Tebrikler uzun zaman oldu merak ettik.Ama bu yazı parçaladı yürekleri.emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülçin Aydın hanım, İlginize ve beğeninize teşekkür ederim...

      Sil
  20. Yakın tarihimizde Çanakkale geçilir diyen şahsı elinden tutup bu topraklara götürüp sizle yürütüp her bir karışı öptürmek ve ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLEMEDİ anlatmalıyız.Sonsuz saygılar hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saffet Alkoç bey, Çanakkale geçilemedi, geçilemez... Saygılar bizden...

      Sil
  21. Çok duygulandım elinize kolunuza sağlık.Tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilay Teke hanım, bu yazı ile sizleri duygulandırabildiysem ne mutlu bana. O toprakları zaman zaman hatırlamak, hüzünlenmek gerek... Esen kalın...

      Sil
  22. Anlam yüklü vurucu bir paylaşım.ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ anlaşılmalı.
    Saygılar sunuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gökmen Genç bey, Beğeninize çok teşekkür ederim. Saygılar bizden. Esen kalın...

      Sil
  23. Kutlarım.Son zamanlardaki yaşanan olumsuz olaylara inat ÇANAKKALE ruhunu ayakta tutmalıyız dercesine bir paylaşım .Mart ayını sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selda Karsak hanım, güzel yorumunuza çok teşekkür ederim. Umarım Mart ayında Çanakkale cephesini, destanlarıyla birlikte karış karış anlatabilirim sizlere....Sağlıcakla kalın...

      Sil
  24. Tebrik ediyorum.Başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeref Karman bey, çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  25. Enfes topraklar ve enfes bir anlatım.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaan Sorgu bey, Beğeninize çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın...

      Sil
  26. Mehtap Gümüş26 Aralık 2018 09:34

    Okuyup duygulanmamak tarihe gömülmemek mümkün degil.Mustafa kemal ve silah arkadaşlarına minnet borçluyuz.Ne mutlu Türküm diyene.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehtap Gümüş hanım, bu yorumunuz ile yazıda okuyucuya doğru duyguları verebildiğimi gösterdiniz bana. Çok doğru ifade etmişsiniz. İşin özü; "Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına minnet borçlu olduğumuzdur." Bunu unutmayalım ve onun gösterdiği yoldan sapmayalım yeter....

      Sil
  27. Dilruba Öksüztepe26 Aralık 2018 10:05

    Ustam sizi yeniden aramızda görmek ne kadar güzelse okuduklarım ve hissettirdiklerinde o kadar acı verici.4 yıl önce gezdiğim ama toprağa basarken bile acaba acıtıyormuyum diye düşündüğüm yerlerdesin.Zamane insanımız anlamıyor veya anlamak istemiyor.Biz o ruhu kaybettik gibi.Destan burada yazıldı şimdiki uydurma destanlar gibi değil.Analar babalar çocuklar ayrı cephelerde bu vatan uğruna can verdi.Mustafa Kemalin askeri dehası bu savaşta ortaya çıktı.Ozlemişiz bu yazılarınızı bunu anladım.Hazan hanım ve sizi yararlanma emanet ediyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilruba Öksüztepe hanım, ne mutlu size ki o toprakları ziyaret edip, şehitlerimizi yad etmişsiniz. İnanın bende bastığım her yerde onları incitiyormuyum diye adeta havada yürüdüm. Hâlâ şarapnel parçaları, kurşun çekirdekleri ve hatta insan kemikleri var. Bunları görmek ve dokunmak insanın içimi öyle acıtıyorki. Anlatamam size. Yazımda bile elim varıp yazamadım bunları... İçten bu güzel yorumunuza çok teşekkür ediyor, eşimle birlikte yürek dolusu selamlarımızı gönderiyoruz size...

      Sil
  28. Suna Kırkpınar26 Aralık 2018 10:07

    Harika.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Suna Kırkpınar hanım, çok teşekkür ederim...

      Sil
  29. Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,

    Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

    Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,

    Bir vatan kalbinin attığı yerdir.



    Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,

    Gördüğün bu tepeler, Anadolu'nda,

    İstiklal uğrunda, namus yolunda,

    Can veren Mehmed'in yattığı yerdir.



    Bu tepelerde koparken büyük zelzele,

    Son vatan parçası geçerken ele,

    Mehmed'in düşmanı boğuldu sele,

    Mübarek canını kanına kattığı yerdir.



    Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin,

    Yaptığı bu tepeler, amansız çetin,

    Bir harbin sonunda, bütün milletin,

    Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oktay Sezgin bey, şiirin tamamını bizimle baylaştığın için saygılar bizden...

      Sil
  30. Durmuş Gökçen26 Aralık 2018 10:14

    Ağlattınız dostum.Hakka yürüyenlere selam olsun.Mart ayını iple çekiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durmuş Gökçen bey, ağlattığım için üzgünüm. Ama şehitlerimize göz yaşlarımız sonuna kadar helal olsun... Mart ayında cephe cephe, destan yazan şehitlerimizin izinde olacağız... Sağlıcakla, takipte kalın...

      Sil
  31. Atakan Özgür26 Aralık 2018 10:21

    Murat kardeşim,Milletlerin tarihinde gelecekleri açısından dönüm noktası olan önemli hadiseler vardır. 1915 yılında Çanakkale’de cereyan eden muharebeler de, milletimizin geleceği açısından böyle bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Zira Çanakkale, topyekûn yok edilmek istenen bir milletin varoluş mücadelesini verdiği, “Ben varım.” dediği yerdir. Bununla beraber Çanakkale, milletin Milli Mücadele’yi yürütecek kadrolarını ilk defa tanıdığı yerdir. Unutulmamalı ki, Çanakkale gazilerinin büyük bir kısmı Milli Mücadele’de de yerlerini almışlardır.Iste bu yüzden ÇANAKKALE anlatılmalı ve anlaşılır olmalıdır.Blogunuzu takip etmekle ne karardığı bir iş yaptığımı bir kere daha ispatladın. Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atakan Özgür bey, öncelikle bilgilendirici bu güzel yorumunuza çok teşekkür ediyorum... Bu yazım da geçen yerler Çanakkale muharebelerinin tam merkezinde olmasada, yürüdüğüm tepeler savaş sırasında çok stratejik konumda olan yerlerdi. Düşman kuvvetlerinin çanakkale boğazına inmek için çıkarma yaptıkları Anafartalar koyuna, ovasına hakim noktalardı. Mart ayında gerçekleştirmeyi düşündüğüm "Cepheden Cepheye Çanakkale Savaşları" yürüyüşümde, umarım savaşı kahramanları ile birlikte, daha derinlemesine anlatma fırsatı bulurum... Sağlıcakla, takipte kalın...

      Sil
  32. Meryem Çalışkan26 Aralık 2018 10:29

    Okuduktan sonra nette biraz gezindim okuduklarım sorgulama yapmama sebep oldu. Bunun için ayrıca teşekkür ederim keşke herkes siz kadar duyarlı olabilse.Başarılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meryem Çalışkan hanım, güzel yorumunuza ve duyarlılığınıza çok teşekkür ediyorum...

      Sil
  33. Kasım Turanlı26 Aralık 2018 10:30

    Bu vatanın siz gibilere ihtiyacı var.Tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kasım Turanlı bey, çook teşekkür ederim... Bu vatanın hepimize ihtiyacı var....

      Sil
  34. Nuray Çolakoğlu26 Aralık 2018 10:56

    Sizi tebrik ediyorum muhteşem bir anlatım muhteşem yerler şehitlerimizin kanını boşuna atmadığını ispatlamanız gerekiyor Çanakkale ruhu bu zamana taşınmalı Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nuray Çolakoğlu hanım, öncelikle beğeninize çok teşekkür ederim. Sizler bizler var oldukça, Çanakkale ruhu asla bitmez. Bunu genç nesillere de anlatacağız, öğreteceğiz... Saygılar bizden...

      Sil
  35. Yıldırım Bakır26 Aralık 2018 11:01

    Yürürken hissettiğiniz duyguların hemen hemen hepsini ben de yaşadım ben de hissettim bu vatan bir Çanakkale'yi Bir de Sarıkamış'ı Kurtuluş Savaşı'nı Unutmamalı unutmamalı ki gelecek nesiller bunu anlayabilirsin yaşayabilsin Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet ilelebet Sürsün .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldırım Bakır bey, aynı duyguları hissettiğinize sevindim. Kesinlikle haklısınız. Çanakkaleyi, Sarıkamışı, Milli Mücadele yıllarını unutmamalı, unutturmamalıyız...

      Sil
  36. Esin Halhallı26 Aralık 2018 11:15

    Murat abi söyleyebileceğim tek şey ben sizi çok seviyorum Hazan Abla benim ablam akil hocam gelecegimin mimari seni Abim İlayda'yı kızım olarak görüyorum muhteşem bir ailesiniz sizi tanımak benim için bir onur.

    YanıtlaSil
  37. Esin Halhallı, abim benim. Ailece bizde seni çok seviyoruz. Yakında sana bir süpriz yapabiliriz. Kendine ve ailene iyi bak...

    YanıtlaSil
  38. Serpil Kavaklı26 Aralık 2018 14:33

    Hem mutluluk hem hüzün. Sizi okudum şükür dedim ama paylaşım içinde epem rüzgarları estirdi.Harikasınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serpil Kavaklı hanım, bu haftaki paylaşımımız şehitlerimiz içindi... Yazıyı beğeninize teşekkür ederim...

      Sil
  39. Işıl Gülenç26 Aralık 2018 14:57

    Tebrik ediyorum .

    YanıtlaSil
  40. Işıl Gülenç hanım, çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  41. Songül Aslı Derman26 Aralık 2018 15:11

    Ben sizi bu kadar duyarlı ve vatanperver olduğunuz için ayrıca teşekkür ediyorum.Başarılar dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Songül Aslı Derman hanım, güzel yorumunuz için çook teşekkür ederim... Sağlıcakla, takipte kalın...

      Sil
  42. Muhammet Emre Aydın26 Aralık 2018 15:13

    Paylaşım göremeyince sağlık sorunlarınız nüksetti sandım.Her hafta bir paylaşıma alıştık.Nice yazılarda buluşmak üzere sevgili arkadaşım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhammet Emre Aydın bey, iki hafta herhangi bir etkinlik yapamadım. Verilen bu ara için kusura bakmayın. İlginize çok teşekkür ederim. Sonraki yazılarımda birlikte olmak üzere esenlikler dilerim...

      Sil
  43. Gelecek nesillere en büyük mirasımız tarih Bilginiz olmadan yaşayamayacağınız öğretisini verebilmektir nereden geldiğini bilmeyen Nereye gideceğini de bilemez.Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selim Gedikli bey, çok önemli bir konuya vurgu yapmışsınız. Bunun çok teşekkür ederim...

      Sil
  44. O kadar çok kahramanlık hikayesi barındırır ki Çanakkale her okuyuşumda içim titrer Bile Bile ölüme giden o vatanseverler bugünün yaşayan bizleri görselerdi haklarını helal ederler miydi acaba düşünmek lazım. Hepimiz Mustafa Kemal'in askerleriyiz. bu böyle biline

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selvi Akarcan hanım, Çanakkale şehitlerin diyarıdır, her köşesinde bir hikaye vardır. Bizlere düşen görev bu topraklardaki kahramanlıkları, fedakarlıkları anlatmak, Çanakkale ruhunu yaşamak ve yaşatmaktır... Duyarlılığınız için çook teşekkürler...

      Sil
  45. Çanakkale her yönüyle gençlerimize milletimize anlatılması gereken bir destandır yokluk içerisinde verilen bir mücadele de insanlar vatan için ölüme koşa koşa gitmişlerdir.Kusursuz bir üslup.Tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsmet Okuyan bey, kesinlikle haklısınız. Çanakkale destanı özellikle genç nesillere çok güzel anlatılmalı. Malesef bu konuda yetersiziz diye düşünüyorum. Çanakkalede rehberlik yapan bir arkadaşımın Yunanistan'dan gelen öğrencilerin o kadar detay soru sorduklarını söyledi ki kendisi bile şaşırdığını söyledi... Düşünün artık..

      Sil
  46. Sizin gezi amaçlı yaptığınız üç dört saatlik yürüyüş parkurunda mehmetçiklerimizin aç susuz Sefil bir şekilde mücadele etmelerine savaşmalarına o zor koşullarda düşünemiyorum bile Kınalı Kuzuların çıkış yeri de Çanakkale ana babaların yavrularını geri dönmeyeceklerini bile bile savaşa gönderdikleri kendilerinin de başka cephede mücadele ettiği yerleri Çanakkale bir devrin battığı ama Cumhuriyeti'nde temellerinin atıldığı yerdir Çanakkale Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sinan Zeybek bey, duygu ve düşüncelerinize yazımda da belirttiğim gibi aynen katılıyorum...Duyarlılığınız için çok teşekkürler... Saygılar bizden...

      Sil
  47. Murat ustam malum okuldayız sınav haftası çocuklarla uğraşmaktan nete girmeye fırsat bulamıyoruz. O yüzden geç yorum yapabiliyorum .Gözlerim dolu dolu oldu. Ben de sizin gibi her Çanakkale'ye gittiğimde etrafımda mehmetçiklerimizi görüyorum Yahya çavuşlara meçhul askerimizi Kınalı kuzum Hasan'ı görüyorum iyi ki varsınız seviliyorsunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlksin Çelik hanım, zaman ayırıp okumanız yeter. İlginize çok teşekkür ederim. Sağolun varolun...

      Sil
  48. Tavsiye uzerine okudugun ana asla kaybetmek istemeyecegim bir blog.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşe Kutlu hanım, Beğeninize çook teşekkür ederim... Umarım daha bir çok gezi ve yazıda birlikte oluruz...

      Sil
  49. Duygularınız kaleme yansımış. Çanakkale bir ruhtur bugüne kadar yansımamasi da çok acı verici. Tebrikler diğer paylaşımlarla aynı lezzet.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serkan Özel bey,beğeniniz için çok teşekkürler. Çanakkale'yi görmek yaşamak gerek. Diğer cepheleri gezdikçe, Çanakkale ruhunu umarım çok daha güzel aktaracağım sizlere...

      Sil
  50. Tebrikler. En kısa zamanda bende mutlaka gideceğim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayhan Sorken bey, teşekkürler. Evet mutlaka gitmeli, görmelisiniz....

      Sil
  51. Kemal Ali Türk27 Aralık 2018 09:41

    Kutluyorum sizi hayata bakış açınız vatansever olmanız tarihe yakınlığınız ataturkcu düşünceleriniz helâl olsun size.Teşekkurler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kemal Ali Türk bey, Bunlar bir meziyet değil, aslında herkeste olması gereken şeyler... Güzel yorumunuza,takip ve desteğinize çook teşekkür ederim...

      Sil
  52. Tuna Bayraktar27 Aralık 2018 09:44

    Sizin gibi düşünen yaşayan insanların sayısı artsa bu vatan daha yaşanılır bir hale gelir sizi tebrik ediyorum .Başarılarınızın devamını diliyorum .Yeni yılınız da sabırsızlıkla bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuna Bayraktar bey, onurlandıran ve takdir eden yorumunuz için çok teşekkür ederim... Umarım yeni yılda da güzel yerleri gezer, yaşar ve paylaşırız...

      Sil
  53. Cevahir Ayberk27 Aralık 2018 15:16

    Ustam uzun zaman oldu okuyamayınca ben de diğer arkadaşlarım gibi endişe ettim ama yorum yapmakta zorluk çekiyorum Umarım bu yorum ulaşır size devamlı kontrollü karşılaşıyorum �yi olduğunuzu bilmek ve böylesine muhteşem bir yerde yapmış olduğunuz geziyi okumak çok güzel.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevahir Ayberk hanım, ilginiz için çok teşekkür ederim. Yorumların zor yapılıyor olması tamamen google'n bazı dayatmalarından kaynaklanıyor. Çözmeye çalışıyorum. Takipte kalmanız ümidiyle esenlikler diliyorum...

      Sil
  54. Funda Karadağ27 Aralık 2018 15:20

    Hem duygusal anlamda hem de yazım tarzınız açısından mükemmel bir paylaşım Başarılarınızın devamını diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Funda Karadağ hanım, beğeni ve güzel yorumunuz için çook teşekkür ediyorum...

      Sil
  55. Gülnihal Çepiç27 Aralık 2018 15:22

    Bir sonraki yazınızı dört gözle bekliyorum Her paylaşım da farklı duygular farklı mekanlar değişmeyen tek şey kaliteniz kutlarım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülnihal Çepiç hanım, İlginize ve beğeninize çook teşekkürler... Bir dahaki yazıda görüşmek üzere esenlikler diliyorum....

      Sil
  56. Tebrikler kardeşim bu zamanda Çanakkale ruhunun tüm ülkemiz sınırları içerisinde dalga dalga yayılması ümidiyle başarılar dilerim mükemmel paylaşım mükemmel yazı kabiliyeti

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bekir Sercan bey, güzel yorumunuz için çok teşekkür eder, esenlikler dilerim...

      Sil
  57. Yorum yapmaya çalışmak sırat köprüsünden geçmek kadar zor inat ettim mutlaka bu yorumu paylaşacağım aksayan bir şey varsa düzeltmemiz ümidiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sönmez Ufuk bey, Yoruum yapmadaki zorlukta haklısınız. Blog sitem google alt yapısı ile çalışıyor ve maalesef son günlerde zoraki bazı yaptırımlarda bulunuyorlar. Çözmeye çalışıyorum. Anlayışınız ve desteğiniz için çook teşekkür ediyorum....

      Sil
  58. Kalemşör dostum ;sendeki bu duyarlılık bu vatan sevgisi bu Mehmetçik sevdası kanımı dondurdu.Diğer yazılarından daha farklı geldi paylaşımın, sanki duygularını tam olarak aktaramışsın. Ama hak veriyorum orada yürümek orada yaşananları bilmek orada 15 yaşında vatan sevgisi için koşa koşa gitmek hakkını ödemek bunlar kolay kolay ifade edilemez Hele ki senin duygusallığın da bir insanın içselliğini tasavvur edemiyorum.Ama mart ayındaki paylaşımını şimdiden merak ediyorum.
    Her zaman olduğu gibi Nazım son sözü söylesin.
    DAVET
    Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
    Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket, bizim.

    Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
    ve ipek bir halıya benziyen toprak,
    bu cehennem, bu cennet bizim.

    Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
    yok edin insanın insana kulluğunu,
    bu dâvet bizim....

    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine,
    bu hasret bizim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygıdeğer Dilek Kapusuz hocam, beni ne kadar iyi tanıyorsunuz. Evet bu yazı duygularımı tam anlamıyla dile getiremediğim bir yazı ve hatta çektiğim fotoğraflar bile özensiz ve sıradan oldu. Çünkü sizinde tahmin ettiğiniz üzere, o topraklarda adeta elim, kolum bağlandı, dilim tutuldu. Umarım Mart 2019'da yaşanmışlık ve hikayelerinde dile getirileceği, çok daha güzel bir yazı dizisi ile birlikte oluruz...

      Sayın hocam bende müsaade ederseniz, Atatürkün çok etkilendiği ve hatta ezbere bildiği söylenen Tevfik Fikret'in Ferda'sı ile sözlerimi sonlandırmak istiyorum.... Saygılarımla....

      " Yarınlar senin; senin bu devrim, bu yenilik...
      Her şey senin değil mi zaten?.. Sen, ey gençlik,
      Ey umudun güzel yüzü, işte karşında aynan:
      Temiz ve bulutsuz, ağaran bir gök,
      Titreyen kucağını açmış, bekliyor...Koş, çabuk!
      Ey hayatın gülerek doğan sabahı, işte herkesin
      Gözleri sende; sen ki hayatın umudusun,
      Alnında yeni bir yıldız, hayır, bir güneş,
      Doğ ufuklara, önünde şu sıkıntılı geçmiş
      Sönsün sonsuza değin......."

      Sil
  59. Cumhur Başkent27 Aralık 2018 15:40

    Ustam yüreğine kalemine dizlerine emeğine sağlık.Yoklugunuz belli oldu.Habersiz bırakmayın bizleri bir daha.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumhur Başkent bey, güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Umarım bir daha bu kadar uzak kalmayız. Görüşmek üzere, sağlıcakla kalın...

      Sil